Fenerbahçe Kulübü eski başkanı Ali Şen, ilginç açıklamalarda bulundu.
Ali Şen, "Futbol Extra" dergisinin mayıs ayı sayısında yer alan röportajında birbirinden ilginç açıklamalar yaptı.
Trabzonspor Kulübü Başkanı Atay Aktuğun, "İki türlü şampiyon olursunuz. Bir, sahada güçlü takım kurarak, iki, Fenerbahçe gibi masa başında" açıklamalarının hatırlatılması üzerine Şen, "Atay doğru söylüyor. Yönetici kulübü yönetirken yerde mi, şiltede mi oturacak?
Tabii ki masada oturacak, masadan yönetecek. Fenerbahçe tabii ki masa başında kazanıyor." dedi.
"TRABZONA SIKIYÖNETİM GETİRDİK"
Şen, 1995-96 sezonunda Trabzonsporu deplasmanda 2-1 yenerek şampiyon oldukları maçla ilgili şunları kaydetti:
"Ben o gün futbolcularımın sahaya rahat çıkmalarını organize ettim. Ne demek bu? Şu demek: Maç öncesi Trabzonda yer yerinden oynuyordu. Hani o bildiğimiz sembolik cenaze törenleri yapılıyor, ellerde tabutlar gezdiriliyor, Ali Şen öldü. Allah rahmet eylesin diye sloganlar atılıyordu. Tabii bu işin esprisi ve gırgırıydı. Ama futbolcular bu atmosferden olumsuz etkileniyordu. Ne yapmam lazımdı benim şimdi? O zaman sıkıyönetim de yok. İşte biz o gün Trabzona sıkıyönetim getirdik. Bir gecede 3 bin 500 jandarmanın kente gelmesini sağladık ve Trabzondaki sıcaklığı aldık. Avni Aker Stadının tribünlerinin taraftar-jandarma, taraftar-jandarma şeklinde dizilmesini temin ettik. Şimdi bütün bunlar akıl işidir, zeka işidir.
Bunlar masalarda alınan kararlardır. Biz 1995te Trabzonsporu önce masada yendik. Sonra futbolcular sahaya çıktı ve çerçeveye 2 gol attılar. İşte benim anladığım masa başında kazanmak bu. Aziz Yıldırımın Biz maçın sadece sahada kazanılmayacağını öğrendik derken kastı nedir, sürekli açık konuşmayı seven biri olarak doğrusu anlayamadım. Ama ben Trabzonda bunları yapmasaydım, futbolcularımın sahaya rahat çıkmalarını temin edemeseydim, şampiyon olamazdık."
"AYGÜN MUMYAYA DÖNECEK"
Ali Şen, "O maç öncesi başına taş gelen futbolcunuz Aygünün sargılarla gazetelerde boy boy resimleri çıktı. Abartılı değil miydi?" biçimindeki soruya ise şu yanıtı verdi:
"Aygünün kafasına taş gelmişti, kan akıyordu. Doktora sordum Durum nedir? diye. Efendim mühim birşey değil cevabını verdi.
Derhal kafasını sarın, Aygün mumyaya dönecek. Bir tek gözlerini göreceğim. Bu vaziyette otelin içinde bir tur atacak talimatını verdim. Bizim doktor hala Efendim sargıya gerek yok diyor. Ya doktor, ne diyorsam onu yap dedim. Ertesi günü bütün gazetelerde Aygünün bahsettiğiniz fotoğrafları vardı. Aygün, otelde Tayfun ile aynı odada kalıyordu. Doktora bir talimat daha vererek Tayfunu ayrı odaya aldırdım ve maç bitene kadar da odadan çıkartmadım. Hapis kaldı odada. Odanın anahtarı da doktorda. O zaman Başbakan olan Mesut Yılmaz, o gün Tekirdağdaydı. Ben Trabzondan kıyameti koparıyorum, Maçı oynamıyoruz, Trabzonun şampiyonluğu hayırlı olsun diye. Çünkü Ankaranın emir vermesi halinde jandarmanın Trabzona geleceğini biliyorum. Benim niyetim de o. Neticede benim istediğim oldu.
İşin diğer tarafı da şöyle: 1976da İbrahim İskeçe başkanlığındaki Futbol Federasyonunda milli takım sorumlusu, genel koordinatör ve basın sözcüsüydüm. O zamanlar Mustafa Denizli, Fatih Terim ve Şenol Güneş milli takımın oyuncularıydı. Hepsini çok iyi tanıyordum.
Şenolun da huyunu, suyunu, duygularını gayet iyi biliyordum. Bu yüzden 1995teki şampiyonluk maçından önce gazetelere ve televizyonlara Şenol takımına hücum oynatacak. 1-0 önde de olsa fark arayacak. Benim tanıdığım Şenol böyle yapar. Ayrıca Fenerbahçeyi yenmeden kazanılacak bir şampiyonluk Trabzonspora yakışır mı? diye beyanatlar verdim. Yani resmen olayı provoke ettim. Çünkü Trabzonspora beraberlik yetiyordu. Aynen dediğim gibi oldu. İlk yarıyı 1-0 Trabzonspor galip bitirdi. Maçı tribünlerden izleyenler de, televizyon başındakiler de net bir şekilde gördü. Ne yapıyordu ikinci yarının başında Şenol, futbolcularına İleri, ileri diye hücum emri veriyordu. Sonuçta onlar hücum etti, biz kazandık. İşte bu da masa başı."
"BEN BAŞKAN OLSAYDIM, BIÇAKCI OLMAZDI"
Şen, Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırımın, 4 büyük kulübün başkanlarının çağrıldığı toplantıya katılmamasıyla ilgili de şu yorumu getirdi:
"Kesinlikle doğru buluyorum. Başkan ben olsaydım, ben de katılmazdım. Zaten ben Levent Bıçakcıyı Futbol Federasyonunu yönetecek kapasitede de görmüyorum. Bunu hep söyledim. Ben Fenerbahçe başkanı olsaydım Levent Bıçakcı, Futbol Federasyonu Başkanı olamazdı.
Futbol Federasyonu başkanı tüm futbol camiası tarafından sevilen, inanılan, hürmet edilen birisi olmalı. Başkanın futbol camiasına insani yönden yaklaşması, bilgili olması lazım." Şen, şöyle devam etti:
"Fenerbahçe Kulübü eğer önde ise diğerleri hep kıskanırlar, hep saldırırlar. Fenerbahçe, liglerde 4.-5. sıralarda yer alırken Aziz Yıldırıma kimse birşey demiyordu ki. Ne zaman Fenerbahçe öne geçse arkadakiler bunu hep yapar. Bu kavgalar yıllardır vardır. Aziz Yıldırımı insan olarak sevmeyen Ali Şen olarak ben şunları söylüyorum: Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzon başkanlarının Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırıma yaptıkları her saldırıda, başta ben olmak üzere 25 milyon Fenerbahçeli Aziz Yıldırımın yanında yerimizi alırız."
"KONUŞURSAM GALATASARAY 5 YIL CEZA ALIR"
Şen, röportajında daha sonra şu görüşlere yer verdi:
"Meşhur Neuchatel Xamax maçında çıkan olaylardan dolayı Galatasarayın hükmen yenilgisi ve uzun süre ceza alması gündeme gelmişti. Galatasaray büyük bir panik yaşıyordu. O sırada Galatasaray Kulübü Başkanı Alp Yalman bu konuda Şenes Erzikten yardım istiyor.
Şenes Erzik de, Ben hiçbir şey yapamam. Bunu çözse çözse Ali Şen çözer diyor. Sonrasında Alp Yalman ile Şenes Erzik birlikte bu konu için benim evime geldiler. Orada bazı şeyler konuştuk. Ardından da İskoçyaya gittim. Çünkü UEFA İtiraz Komisyonu Başkanı İskoçtu. Bu olay sırasında neler yaşandığını en iyi bilen Alp Yalman, Faruk Süren ve Şenes Erziktir. Ancak bu yaşananlar benimle birlikte mezara gidecek. Açıklarsam Galatasaray en az 5 yıl Avrupa kupalarından men cezası alır. Çünkü orada zaman aşımı diye bir mefhum yok. Galatasaray tribünleri Fenerbahçenin haklarını koruduğum için, Fenerbahçeyi öne çıkarttığım için bana sürekli o dönemlerde küfürler ediyordu. Ancak bu yaşananları bilselerdi o günlerde bana çok teşekkür ederlerdi."
"EĞER AVRUPADA BAŞARI GELMEZSE"
Fenerbahçe taraftarlarını mutlu eden tek şeyin Galatasarayı geçmek olduğunu vurulayan Şen, şöyle devam etti:
"Galatasarayın ardında kalmak onları son derece mutsuz kılar.
Fenerbahçe şimdi lider ve Galatasarayı geriye bırakmış durumda. O yüzden mutlu görünüyorlar. Ancak şampiyonluk sayısında sarı-lacivertli taraftarlar hiç de mutlu değil. Ben bıraktığımda Fenerbahçe şampiyonlukta Galatasarayın 2 önündeydi. Aziz Yıldırım geldi durum 15-15 oldu. Bu yüzden Aziz Yıldırımın Fenerbahçelilere 2 şampiyonluk borcu var. Bırakın bir taneyi, 10 tane daha stat yapsa, Galatasarayı geriye bırakabilmek için 3 şampiyonluk daha kazandırmak zorunda. İşte o zaman Fenerbahçeyi benden devraldığı duruma ancak getirebilir. Fenerbahçe taraftarları Avrupada başarılı olamadıkları için Türkiyedeki şampiyonluklar artık onları mutlu etmiyor. Ayrıca Galatasarayın UEFA ve Süper Kupayı almaları da Fenerbahçelilerin Avrupa arzularını artırıyor. Avrupa arenasındaki bu durumdan dolayı Fenerbahçelilerin gönülleri kırıktır. Eğer önümüzdeki sezonda da Avrupada başarı gelmezse, Fenerbahçenin seyirci sayısı 20 binlere düşer. Avrupadan elendikten bir hafta sonra, daha önce 45 bin kişinin geldiği stada, 14 bin kişinin gelmesini kimse unutmasın. Şampiyonlar Liginden düştün ama UEFA umudu verdin, stat yine doldu. UEFAdan da düştükten sonra Diyarbakır maçını 16 bin kişiye oynadın."
"HERŞEY YILDIRIMIN BİLGİSİNE BAĞLI"
Aziz Yıldırımın, "Ben Avrupa Şampiyonu yaptıktan sonra başkanlığı bırakacağım" biçimindeki açıklaması olduğunu kaydeden Şen, şöyle konuştu:
"Bu ne demek? Şu demek: Kendisine bir hedef çizmiş. Peki Aziz Yıldırım Fenerbahçeyi Avrupa Şampiyonu yapabilir mi? Başkanın, bir futbol takımının Avrupa şampiyonu olmasında rolü ne kadardır? Bizim ülkemizdeki modelde çok fazladır. Almanya modelinde azdır, İngilterede ise 0dır. İngilterede takımın başındaki adam hem antrenör, hem de menajerdir. Yani tek patrondur. Almanyada teknik direktör bizdeki gibidir. Ama başında bir de menajer vardır. Yani İngilterede olduğu gibi teknik direktör futbol takımının patronu değildir. Şimdi Fenerbahçede teknik direktör var, menajer yok. Teknik direktörün arkasında kim var, başkan. Onun için başkanın bilgili olması lazım ki, olmayan menajerlik sisteminde takımı Avrupada şampiyonluğuna götürebilsin. Çok para ve çok transfer asla kesin başarı değildir. Bunun örneklerini Fenerbahçede de, Real Madridde de, Avrupanın birçok kulübünde de sürekli gördük. Aziz Yıldırım eğer bilgili başkansa Fenerbahçe Avrupada başarılı olur." Şen, Fenerbahçe Teknik Direktörü Christoph Daumun, yeni sezonda da görevini sürdürmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
AA
Yayın Tarihi :
4 Mayıs 2005 Çarşamba 13:33:29
Güncelleme :4 Mayıs 2005 Çarşamba 13:35:08