13
Haziran
2025
Cuma
BİLİM TEKNOLOJİ

FETHİNİN 40. YILINDA AY HALEN İNSANLIĞI BEKLİYOR

Uzay aracı Apollo 11'in 16 Temmuz 1969'da Ay'a fırlatılmasının üzerinden tam 40 yıl geçti. Amerikan Ulusal Uzay ve Havacılık Dairesi NASA, Ay'a gidişin 40'ıncı yıldönümünü Astronot Neil Armstrong'un ünlü ilk adımını gösteren görüntüleri internet sitesinde yayımlayarak kutladı.

Armstrong'un ünlü "İnsan için küçük, insanlık için büyük bir adım" cümlesi uygarlığın en önemli dönüm noktalarından birisi olarak hafızalara kazındı. ABD ile Sovyetler Birliği arasındaki soğuk savaşın her alanda olduğu gibi uzay konusunda da amansız bir yarışa dönüşmesi bu başarının arkasındaki en önemli etkendi. Bir diğer önemli etken de ABD'nin Nazi Almanyası'ndan devşirdiği mühendislerdi.

Ünlü yazar Jules Verne'in 1865 yılında yazmış olduğu "Ay'a Seyahat" 104 yıl sonra gerçekleşmiş, Dünyanın iki siyasi kutup tarafından şekillendirildiği o günlerin atmosferine yeni bir heyecan katılmıştı. Çocuklar büyüdüklerinde astronot olmak istiyor, insanoğlunun uzaylılarla ilişki kurmasını anlatan kitaplar yok satıyor, film ve TV dizileri ilgiyle seyrediliyordu. E.T. evlerimize girmiş, bizler de Kaptan Kirk ve Mr. Spock'la birlikte Atılgan'a binip uzay maceralarına atılmıştık. Hatta Cüneyt Arkın dünyayı bile kurtarmıştı. O dönemde kısa bir süre içinde Ay'da koloniler kurulacağını ardından Mars'a ve diğer gezegenlere gidişin mümkün olacağını hayal edenler de vardı.

Aradan geçen 40 yılın son bölümlerinde uzaya insan gönderme yarışına Çin de katıldı, ama bu alanda çok daha büyük başarılar bekleyenler büyük bir hayal kırıklığı yaşadı. Geliştirilen uzay mekiklerinde meydana gelen trajik ölümler, insanlı uzay yolculuğu çalışmalarında kat edilmesi gereken çok uzun bir yol olduğunu gösterirken, uzay programlarına ayrılan fonların sınırlandırılması da çalışmaları yavaşlattı. İnsanlık bugün Mars'taki robotların ve güneş sistemi dışına yollanan araçların gönderdiği fotoğraflarla yetiniyor. Yalnızca dolar milyoneri olan ve sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen çok küçük bir azınlık 25 milyon dolar ödediği kısa bir uzay seyahatiyle kendilerini ödüllendirebildi.

Kriz NASA'yı da vurdu
NASA bugün ekonomik sorunlarla boğuşuyor. NASA'nın yeniden Ay'a insanlı roket gönderme projesi için belirlenen 4 milyar dolarlık kaynak önceki Başkan George Bush döneminde 400 milyon dolara düşürüldü. NASA daha önce yapılmış en güçlü roket olacağını iddia ettiği Ares V'in 2018'de Ay'a ulaşacağını açıklamıştı. Ancak yapılan revizyon çalışmaları çerçevesinde bu tarihin 2020 sonrasına ertelenme ihtimali var.

Yine NASA'nın astronotları Uluslararası Uzay İstasyonu'na taşımakta kullandığı filoyu yenilemekte geç kalması nedeniyle ABD'nin bu alanda 2015 yılına kadar Rusya'ya muhtaç kalacağı endişeleri de yaşanıyor. Bunun da ötesinde NASA'nın 10 yıldır üzerinde çalıştığı ve 100 milyar dolar harcadığı Uluslararası Uzay İstasyonu'nun artan masraflar nedeniyle yörüngeden çıkarılması da gündemde. Bir diğer neden de NASA'nın yeniden Ay'a odaklanması Bazı uzmanlar 20 ton ağırlığında ve bir futbol sahasından daha büyük olan, geceleri çıplak gözle dünyadan görülebilen bu aracın tasfiye edilmesinin ABD'nin uzayı keşfini olumsuz etkileyeceğini söylüyor.

40 yıl sonra yeniden Ay'a odaklanan NASA, 2020'ye kadar tekrar insan göndermek için hazırladığı proje kapsamında, haziran ayında iki adet insansız uzay aracını Atlas 5 roketiyle Ay'a gönderdi.

Ay doğal kaynaklar açısından tam bir hazine. Bilim insanları Ay yüzeyinin güneşin dış katmanlarından gelen ve güneş rüzgarlarıyla tüm güneş sistemine yayılan helyum 3 bakımından da zengin olduğunu söylüyor. Dünyada nadir olan helyum 3, nükleer füzyon için çok aranan bir element ve bilim insanlarına göre gelecekte çok değerli olacak.


İnanmayanların birçok nedeni var

Ay'a gidişin kırkıncı yılında en çok tartışılan konulardan biri de dünyanın uydusuna gerçekten gidilip gidilmediği. Ay'a gerçekte gidilmediğine inananlar en çok şu iddiaları dile getiriyor: Ay'da rüzgâr olmamasına rağmen astronotların diktiği bayrağın dalgalanması, fotoğraflarda yıldız görünmemesi, Astronotların belirgin ayak izine rağmen modülün kum üzerinde iz bırakmamış olması, astronotların radyasyon nedeniyle ölmüş olması gerektiği, getirilen kaya parçalarının Antartika'daki kaya parçaları ile aynı olması, aradan geçen 40 yılda teknolojik gelişmelere rağmen astronot gönderilmemesi.
 

Tamer Çetin - Referans
Yayın Tarihi : 18 Temmuz 2009 Cumartesi 19:41:16
Güncelleme :18 Temmuz 2009 Cumartesi 19:45:14


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?