14
Nisan
2025
Pazertesi
BİLİM TEKNOLOJİ

CEP TELEFONUNDAN DAHA NE BEKLEYEBİLİRİZ?

Milyarlarca kullanıcıya hizmet veren cep telefonları konuşturmaktan e-postaları okutmaya kadar akla gelen hemen her hizmeti sunuyor. Peki kullanıcılara bunlar yeterli mi? Elbette hayır...

 

 

Bireysel teknoloji ürünleri arasına en son giren kategorilerden biri olsa da cep telefonları dünyanın hemen her yerinde açık ara en yoğun kullanılan cihazlarda ilk sırada. 4 milyarı aşkın kullanıcısı bulunan cep telefonları bu yaygınlığı biraz da iletişim dışında sunduğu fonksiyonlara borçlu.

Uzaydaki uydularla kurduğu iletişimle koordinat belirleme ve yön gösterme, kablosuz ağları kullanarak internet erişimi sağlama, yüksek çözünürlükte fotoğraf ve video kaydetme, radyo ve TV yayınlarına erişme artık sıradan hizmetlerden sayılıyor. İstatistiklere göre televizyonu cep telefonundan izleyenlerin sayısı bile 500 milyonu geçmiş durumda. Bu yaygınlığa rağmen amansız bir rekabetin yaşandığı bu kulvarda üreticiler yeni işlev arayışına durmadan devam etmek zorunda kalıyor.

Cep telefonlarında yakın gelecekte tutması kesin gibi görünen trendlerden biri güneş enerji panellerine sahip cihazlar. Bu sayede güneşle temas kurulabilen her ortamda telefonu şarj etmek mümkün oluyor. Yetenekleri arttıkça ve ekranları büyüdükçe pil tüketimi artan telefonların en sık aldığı şikâyetlerden biri olan pilin erken bitmesi de bu sayede önlenmiş oluyor.

İlk örneklerini LG ve Samsung markasında gördüğümüz bu serinin yakın gelecekte bütün markalar tarafından desteklenmesi bekleniyor.

Tak takıştır
Henüz konsept aşamasındaki bir akımsa giyilebilir telefonlar. Nokia başta olmak üzere kimi markalar tarafından denenen kimi örneklerde kolye, şapka, gözlük ya da bileklik formunda modeller yer alıyor. Buradaki amaç cep telefonunu ayrıca kullanılan bir cihaz olmaktan çıkarıp gündelik bir aksesuvar haline getirmek. Seçeneklerin kulak içine; hatta diş içine yerleştirilen örneklere kadar ulaştığı düşünülürse hayallerin henüz sonuna gelinmediği düşünülebilir. Bu akıma yönelik en büyük engel ise kullanıcıların cep telefonlarını sıklıkla değiştirme eğiliminde olması ve ekranların ön planda olduğu kullanımın ön plana çıkması.
Motorola’nın ‘2nd Sight’ kod adıyla üstünde çalıştığı, diğer yandan kimi iPhone uygulamalarıyla örneklerini görmeye başladığımız ‘arttırılmış

Gerçeklik’ (augmented reality) de cep telefonlarının yeni oyun alanı durumuna geldi. Daha çok telefon üstündeki kameraların kullanıldığı bu kurguda gerçek görüntülerin üstüne sanal bilgi katmanları yerleştiriliyor. Önceden tanımlanmış bir alana cep telefonu kamerasıyla bakıldığında ekranda mevcut görüntünün üstüne farklı metin ya ad görüntüler otomatik olarak ekleniyor. Oyun amaçlı kullanımı yaygın görünse de insan yüzüne tutulduğunda yüz taraması yaparak Facebook gibi sosyal ağlarda profil bilgilerinin arandığı uygulamalar da rastlamak mümkün.

Hisseden telefonlar İlk örneklerine Japonya’da rastlanmaya başlanan ilginç işlevlerden biriyse algılayabilen cep telefonları. Özellikle koku hissetmeye odaklanan ürünlerde alkol testinden ağız kokusunun derecesini algılamaya kadar birçok kullanım alanı yer alıyor. Ericsson’ın üstünde çalıştığı alanda bir adım öteye giderek bulunduğunuz yerdeki kokuların karşı tarafta yeniden üretilmesi hedefleniyor. Nokia’nın bu kulvardaki Morph isimli konseptiyse yiyeceklerin kokularını analiz ederek yemeye uygun olup olmadığını algılayabiliyor.
Bu yarışta cep telefonu sektörünün en büyük rakibiyse taşınabilir bilgisayarlar. Neredeyse hiçbir yeni özellik sunmuyor olsalar bile netbook adı verilen küçük ekranlı ve ucuz taşınabilir bilgisayarlar içlerindeki SIM kart yuvalarıyla sunduğu 3G desteği sayesinde kimileri tarafından akıllı cep telefonlarına alternatif olarak kullanılıyor. Bu da yetenekli cihazlardan gelir hedefine sahip cep telefoncuların planlarını altüst ediyor.

Bu alandaki ilgisini gösteren ilk firma cep telefonu pazarının lideri Nokia oldu. Başkan Olli-Pekka Kallasvuo geçtiğimiz hafta yaptığı bir açıklamada netbook kategorisini ilgiyle izlediklerini ve bu pazarda kendilerine ait bir ürünle yer almayı hedeflediklerini belirtti. Bu stratejideki tek sorun bilgisayar üretimi alanında hiçbir tecrübesi bulunmayan Nokia’nın işletim sistemi belirsizliğini de düşününce yaşayabileceği zorluklar. HP ve Dell gibi kimi bilgisayar kökenli markaların cep telefonu pazarındaki hayal kırıklıklarını hatırlayınca Nokia’nın şiinin kolay olmadığı görünüyor.

Radikal
Yayın Tarihi : 29 Ağustos 2009 Cumartesi 22:28:42


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?