Türkler, Facebook’u kullanan ülkeler arasında dördüncü sırada.
2004’te faaliyete geçen ve kısa sürede büyük bir popülerlik kazanan Facebook kulllanıcıları arasında ilk üç sırayı ABD, İngiltere ve Kanada paylaşıyor. Türkiye’nin dördüncülüğünü değerlendiren Prof. Haluk Şahin, Facebook sosyalliğinin, yalnız kalmayı becerememenin doğal sonucu olduğunu söyledi.
2004 yılında birkaç kafadarın kendi arasında eğlenmek için kurduğu facebook, kısa sürede uluslararası bir fenomene dönüştü. Postmodern devrin hüzünlü ve yalnız insanları, sosyalleşmeyi sanal dünyanın görünmez ağları arasında ararken, inanılmaz rekorları da beraberlerinde getiriyorlar. Kimi konularda son derece asosyal bir profil sergileyen Türkler, kısa sürede Facebook’ta kendilerine uygun bir zemin bulmuş olacaklar ki, Fransa ve Avustralya gibi ülkelere geride bırakarak dördüncü sıraya yerleşiverdiler. Google’da yer alan trendlere göre, Türkiye, ABD, İngiltere ve Kanada’nın ardından Facebook kullanıcısı sayısı itibariyle dördüncü sırada yer alıyor. Tam 3,464,640 Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, Facebook aracılığıyla sosyalleşiyor, sanal álemin nimetlerinden faydalanıyor.
ABD’de 15-25 grubu
Yayımlanan istatistiklere göre, Facebook aracılığıyla sosyalleşmeyi seçen ABD’li sayısı 27,811,560. Bu rakamın ağırlıklı bölümünü ise 15-25 yaş arasındaki insanlar oluşturuyor. Ne yazık ki, Türkiye’de hangi yaş grubunun Facebook’la daha içli-dışlı olduğuna dair herhangi bir araştırma yok. Ancak, Türkiye’nin Fransa, Avustralya, Kolombiya, İsveç ve Norveç gibi ülkelerin önünde yer alması dikkat çekici.
Nüfusun yüzde 5’i
Ne var ki, 3,464,640 rakamı, nüfusa oranlandığında sıralamada bir hayli gerilere düşüyor. Söz gelişi, Kanada’da nüfusun yüzde 29’u Facebook tutkunu. İngiltere’de ise bu oran yüzde 24. Genel sıralamada Türkiye’nin hayli altında yer alan İsveç’te nüfusun yüzde 12’si, Şili’de yine yüzde 12’si Facebook’la sosyalleşiyor. Türkiye’de Facebook kullananların nüfusa oranı ise sadece yüzde 5.
PROF. DR. HALUK ŞAHİN
Yalnız kalmayı beceremiyoruz
Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Haluk Şahin, Türkiye’nin Facebook dördüncülüğünü şöyle yorumladı:
"Yeni iletişim araçları her girdikleri toplumda oranın kültürel özelliklerine ve toplumsal ihtiyaçlarına göre farklı biçimlerde kullanılırlar. Bu kural baştan beri kişisel bilgisayarlar için de geçerli olmuştur. Türkiye ile örneğin İsveç’i bu açıdan karşılaştıracak olursanız çarpıcı sonuçlara ulaşırsınız. Bizde kişisel bilgisayarlar daha çok oyun ve arkadaşlık araçları olarak algılandılar ve kullanıldılar. Bu ta 1980’lerin ortasındaki minik Sinclair’lerden beri böyle oldu. İsveçli kullanıcı onun, örneğin, arşivleme ve bilgi depolama yeteneklerinden yararlanırken bizde öncelikli kullanım oyundu. O günden bu yana bilgisayarlar çok gelişti ama günümüzde de aynı durum devam ediyor. Bilgisayarlar merak giderme ya da bilgi işleme amacından çok, toplumsal ilişkiler kurup sürdürmek amacıyla kullanılıyor. Facebook’un yaygın kullanımı bunun en açık örneklerinden birisi. İnsanlar, özellikle gençler, en çok yeni insanlar tanımak ya da eski arkadaşlarıyla temas kurmak için yararlanıyorlar bu olanaktan. Belli ki, arkadaşlığa çok önem veriliyor ama bunu sağlayan diğer kurumlar ya yok ya da eskisi kadar iyi işlemiyor. Bizim insanımızın arkadaş ihtiyacı, örneğin Kuzey Avrupalılardan çok daha fazla. Yalnız kalmasını beceremiyoruz, hemen efkar basıyor, birilerini aramaya başlıyoruz. Yalnız kalabilme konusunda eğitilmiyoruz, ki yaratıcılığın koşullarından biridir. Facebook sanal ya da gerçek anlamda bu ihtiyacı karşılamaya yarıyor."