Denetlediği öğretmen ve müdürden daha düşük maaş alan ilköğretim müfettişleri, yapılan yeni ek ders zammına sevinemedi. İyileştirmeye rağmen öğretmen ve müdürlerden düşük maaş alan denetmenler, müfettişler yasasının bir an önce çıkmasını istiyor.
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Başbakanlık'a sunulan Müfettişlik Kanun Taslağı, ilköğretim müfettişleri ile bakanlık müfettişleri arasındaki eşitsizliğin kaldırılmasını içeriyor. Hükümetin kamudaki maaş düzenlemesinde, Milli Eğitim'de görev yapan yöneticilerin durumu ilave 10 saat ek ders ücretiyle çözülecek. Buna göre ilçe müdürleri, şube müdür ve müdür yardımcıları ile ilköğretim müfettişlerinin haftalık 15 saat olan ek ders ücreti 25'e çıkarılacak. Böylece 250 YTL ücret artışı sağlanacak. Ancak yapılan bu iyileştirme ilköğretim müfettişlerini mutlu etmedi. Bakanlık müfettişlerinin tüm haklarına sahip olmak isteyen İlköğretim Müfettişleri Birliği, "Zam değil, statü düzenlemesi istiyoruz. Bakanlık müfettişleri ilköğretim müfettişlerinin üzerinde gibi bir hava estiriliyor. Ancak yaptığımız iş farklı değil. Bu, bize manevi bir baskı yapıyor." şikâyetinde bulunuyor.
Gaziantep'ten merhaba.Gaziantep'te eğitim denetmeni (ilköğretim müfettişi) olarak çalışmaktayım. Adımız İLKÖĞRETİM MÜFETTİŞİ olarak anılır, ama görev alanlarımıza bakarsanız, İLKÖĞRETİM MÜFETTİŞİ tanımlamasının bu alanlar için dar geleceğini göreceksiniz: İlköğretim okulları, okulöncesi kurumlar, rehabilitasyon ve özel eğitim merkezleri, sürücü kursları (MTSK), dershaneler, ortaöğretim kurumlarının inceleme-soruşturmaları... Valiliğin verdiği diğer görevlere de çıkmak zorundasınız. Bunca hizmet alanına ancak EĞİTİM DENETMENİ tanımının uygun olacağını düşünüyorum. Mevzuat geniş. Bu da bir sıkıntı. Eğitim denetmenliğinde branşlaşmaya gereksinim vardır. Diğer bakanlıkların denetmenleri eşit statüde değiliz. Ben 4 (lisans ) + 4 (lisans) okuyarak ve sınvalardan geçerek, öğretmenlik yapara eğitim denetmeni oldum.Hakkımızda yapılan acımasız eleştiriler var. Bu nedenle, daha önce yazmış olduğum bir yazımdan alıntı yapmak istiyorum: "Adana'da ikamet ederken,1992'de Diyarbakır'a sınıf öğretmeni olarak atandığım zaman, birçok akrabam "Gitme oraya. Çok kötüdür. Ölüm var, terör var." demişlerdi. Rahmetli nenem ağlamıştı bizi yolcu ederken. Sanki bu dünyadan göçüp gidiyorduk."Milyonlarca insan var orada. Onların başına ne gelecekse, benim de başıma gelir." diyerek Diyarbakır'ın Bismil İlçesi'nin Kocalar Köyü'ne gitmiştim ailemle. Kocalar'a atandığımı duyanların ilk tepkisi "Allah kurtarsın kardeşim." bakışları veya "Adamın yok mu?" soruları idi. Sağımızda solumuzda bombaların patladığı, operasyonların yapıldığı bir dönemde, mesleğimi en iyi biçimde yürütebilmek adına, çok mücadele ettim. Belki yıprandım, ama ardımdan iyi izlenimler bıraktığıma inanıyorum. Devletimizin can güvenliği sağlayamaması üzerine okulumuz kapatıldı. Buraları geçiyorum. Çünkü, asıl konumuz bu değil. Ama, eğer filme alınmış olsaydı Oscar başta olmak üzere, herhalde birçok dalda ödülleri alırdık. Çektiğimiz sıkıntıların maddi ve manevi bedelini ödemek mümkün değil. Sonuç olarak, ancak yaşayan bilir, ancak çeken bilir. Oralarda görev yapmaktan pişman değilim. Yaşadıklarım ise bana çok ama çok değerli deneyimler kazandırdı. Değerli insanlarla tanıştık. Onları iyilikle anıyorum. Güvenlik nedeniyle okul kapatılınca, Bismil merkeze alındık. O yıllarda üzülüyordum. Çukurova'da yabancı dil eğitimi alan biri olarak bilgilerimin köreldiğini düşünüp ÖSS'ye girdim. Aldığım puan iyiydi. Müfettişlik aklımda yoktu. Puan iyi olunca, kılavuzu tarayıp uygun bölümler aradım. Hem çalışıp hem okuyabileceğim bölümler aradım ve Van Yüzüncüyıl Üniversitesi'ni kazandım. Orada da, köyleri boşaltılmış öğrencilerim oldu. Zaten hep sorunlu okullarda çalıştım. Bunu sorun kaynağı olarak görmedim. Donanımı tamam olan, velisi bilinçli okullarda çalışmak zor değil. Asıl görev böyle ortamlarda birtakım çalışmalar yapabilmekti. 2001'de Mardin'e ilköğretim müfettiş yardımcısı olarak atandım. Mesleğe başlarken kendime bir söz verdim: "Öğretmenin bulunduğu her noktada, onların yanında olacaksın ve onlara karşı şeffaf olacaksın." Sözümü tuttum ve Mardin'de çoğu insanın gitmeye çekindiği sorunlu bölgelere gözümü kırpmadan gittim. Görev yaparken kesinlikle ırkçı yaklaşımlar içerisinde bulunmadım. 2007'de zorunlu atama kapsamında, Gaziantep'e atandım. Sizler, yaşama çok farklı noktalardan bakan gazetelere mensup insanlarsınız. Farklı alt kültürlere mensupsunuz. Bir gazeteci asparagas haber yazdığı zaman, bütün gazetecilerin asparagas haber yazdığı iddiası sizi üzmez mi? Birkaç gün önce ............... Gazetelerinde çıkan ve Adıyaman'daki ilköğretim müfettişlerinin yolsuzluk yaptığına ilişkin haberler, 3000'den fazla ilköğretim müfettişini üzmüştür. Yarası olan gocunsun misali, üstüme alınmıyorum. Ancak, bir çuval cevizin içinde birkaç çürük ceviz bulup bütün çuvalı çürük olarak nitelendirmek, bir anlamda hakaret sayılır. İnsanlara çamur atmak bu kadar kolay mı ? Diğer yandan, hukukta, belgelenemediği sürece, kişiler suçsuzdur. Suçu olan da, cezasını çeksin. Siz gazeteciler nasıl birbirinizden farklıysanız, bizim de içimizde çok farklı düşüncelere mensup insanlar var. Hiçbir partiye inancı ve sempatisi olmayan biriyim. Eğitim ve sağlık hizmetlerinin partilerüstü olduğuna hep inandım. Bizim de sorunlarımız var. Bunları da satırlarınızda görmek isterdim. Çok nadir de olsa, buna değinenleriniz oldu, teşekkürler. 8 yıllık zorunlu ve kesintisiz ilköğretim uygulamasında geçildi, 12 yıllık zorunlu eğitim gündemde ve hala biz "İLKÖĞRETİM MÜFETTİŞİYİZ". Okulöncesi kurumlar, ilköğretim okulları, dershaneler, özel okullar, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri, yaz Kur'an kursları, motorlu taşıt sürücüleri kursu, bilgisayar ( güzellik, emlakçılık, yabancı dil, KPSS gibi birçok ) kurslarının denetimi bizde. Bunun yanı sıra valiliğin verdiği birçok görev de bizim tarafımzıdan yapılıyor. Ama adımız İLKÖĞRETİM MÜFETTİŞİ. Üstelik yarın bir gün lise ve dengi okulların denetiminin de bize verileceğini düşünüyorum. Çünkü, ortaöğretimde sorunlar çığ gibi büyüyor. Buna rağmen adımız İLKÖĞRETİM MÜFETTİŞİ. Özlük haklarımızın öğretmen arkadaşlarımızın gerisine düştüğü kanısındayım. Üstelik BAKANLIK MÜFETTİŞİ-İLKÖĞRETİM MÜFETTİŞİ ayrımını anlamak güç. 1 - İLKÖĞRETİM MÜFETTİŞİ yerine EĞİTİM DENETMENİ adı yaşama geçirilmeli. 2 - Yükseklisans, doktora gibi konularda kolaylık tanınmalı. 3 - Yurtdışına da eğitim denetmeni gönderilmeli. 4 - Denetim, bağımısız bir birim haline getirilmeli. 5 - Bakanlık-ilköğretim müfettişliği ayrımı ortadan kaldırılmalıdır. 6 - Branşlaşmaya gidilmelidir. Yabancı dil dersini, yabancı dil bilen, Türkçeyi alanı Türkçe olan denetlesin. Bunlar ilk çırpıda aklıma gelen noktalar. Kendi tuttuğumuz otolarla veya kendi arabalarımızla köylere, ilçelere gitmeye çalışıyoruz. Kışı var, yazı var. İlköğretim müfettişliği seçiminde, spekülasyonları ortadan kaldırmak için yeniden bir yapılanmaya gidilmeli ve seçici davranılmalıdır. Aramızda kurslardan gelenler var, yüksek lisans ve doktora yapmış olanlar var, 4 + 4 yıl lisans okumuş olanlar var, dar bir alanda yaşamış olan da var, çok yer gezip çok ortamda bulunan da var. At gözlüğüyle olaylara bakıp haber yapmanın zamanı geçti. Konuya duyarlı davranıp gereğini yapacağınıza inanıyorum. Sizlerin çoğunu tanıyan, izleyen biri olarak, gönlüm isterdi ki, daha farklı ve güzel bir konu ile size ulaşayım. Böyle bir konu ile size ulaşmak aklıma gelmezdi.Soruyorum, 3000 kişinin hepsi zan altında kalmayı hak etti mi? Bizi zan altında bırakan yolluklarla ilgili olarak yeni bir çözüm yolu bulunmalıdır. Bize çoğu insan devletin aracın tahsis edip etmediğini soruyor. Kendi araçlarımızla, ortak alınan otolarla, dolmuşlarla bazı günler yüzlerce kilometre yol tepiyoruz. Gaziantep'ten Kahramanmaraş Göksun Keklikoluk Köyü, Sivas İmranlı Doğançal Köyü ve görev yaptığım Diyarbakır, Van, Mardin, asker-öğretmenlik yapmış olduğum Tokat başta olmak üzere, bekleyen herkese selamlar." Gaziantep'ten selamlar.
Haberde geçtiği gibi 15 saat 25 saata çıkarılacaktı; ne yazık ki İl M.E.Md.Yrd.ları, İlçe MEMd.leri, Şube Md.leri 25 saata çıkarıldı; kerhen İlköğretim müfettişlerine 15 saata 5 saat ilave edilerek 20 saat yapıldı.İstemiyoruz; sabahçı öğretmenle 6 saat sabahleyin, öğleci öğretmenle 6 saat öğleyin derste olan ilköğretim müfettişleridir. Derse girmeyenlere 10 saat derse girenlere 5 saat adaletli oldu(!) Yaşasın adalet. Bizlerin çığlığını duymayanlar bir gün Hakk'ın adaletini enselerinde hissederler İnşallah...