İlköğretim 8’inci sınıf “İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük” ders kitabında, 2007’de yaşanan Dağlıca Karakolu saldırısına yer verilirken, 1961 ve 2002 yılları arasında yaşanan olayların çoğu çıkarıldı
İlköğretim 8’inci sınıf “İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük” ders kitabında, terör örgütü PKK’nın Dağlıca Karakolu’na saldırısı sonucu 12 askerin şehit olması, Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan’a yapılan saldırı gibi yakın tarihte meydana gelen bazı olaylara da yer verildi. Dağlıca Karakolu saldırısı, 7. ünite olan “Atatürk’ten sonraki Türkiye: İkinci Dünya Savaşı ve sonrası” bölümüne 2 gazete küpürü halinde konuldu.
Özal, Demirel ve Ecevit yok
Kitabın 7. ünitesinde yer alan 1961 ve 2002 yılları arasında yaşanan olaylar, günümüzü konuşuyorsunuz eleştirilerinden dolayı çıkarıldı. Kitapta, “Atatürk’ün Türk Ordusuna Mesajı” başlıklı bölüm değişerek, “Savaşta ve Barışta Türk Ordusu” oldu. 1961-2002 Dönemi başlıklı bölümde 2 sayfayla anlatılan askeri darbeler ise tek satıra indi. Ünitedeki, “1996 yılında yeni hükümet Refah Partisi ile DYP arasında kuruldu. Laiklik karşıtı söylem ve eylemlerin artması üzerine MGK, 28 Şubat 1997 tarihinde hükümeti uyardı” ifadesi çıkarıldı. Eski Başbakan Bülent Ecevit, eski cumhurbaşkanları Süleyman Demirel ve Turgut Özal’ın anlatıldığı bölümler de yeni ünitede yer almadı.
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, VATAN’a yaptığı açıklamada değişikliğin yerinde olduğunu söyledi. Koncuk şöyle konuştu: “Bir olayın gerçekten tarih olmasını beklemek gerekiyor. Biz bu açıdan yapılan değişiklikleri doğru buluyoruz. 27 Mayıs 1960 askeri müdahalesi, 1961 Anayayası, 12 Mart 1971 Muhtırası ve askeri müdalalesi, 12 Eylül Darbesi hala tartışılıyor. Bu yaşananları beğenen var beğenmeyen var. Bir önceki 8’inci sınıf ’İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük’ders kitabını hazırlayan komisyon gevşek davrandı. 13-14 yaşındaki çocuklara bu konular işletildi. Bu tartışmaları sınıf ortamına koymak çok anlamsızdı. Geçen yıl bu nedenle 7. ünite çok tartışıldı. Bu konuların ders kitabından çıkması gerekiyordu. Çünkü hala tartışılan bir olay tarih olamaz.”
Kitaba göre misyonerlik devletin bütünlüğüne tehdit
Kİtaptakİ “Misyonerlik” ile ilgili ifadaler de dikkat çekiyor. Misyonerliğin sıradan bir inanç yayma faaliyeti olmadığı belirtilen kitapta şunlar söyleniyor: “Misyonerlik, düşünce ve düşünceyi ifade etme özgürlüğü kapsamında değerlendirilemez. İnsanları din değiştirmeye zorlayan sistemli ve organize bir harekettir. Misyonerler dini amaçların yanı sıra siyasi, kültürel ve ekonomik amaçlar da taşırlar. Dış güçlerden, bazı sivil toplum kuruluşlarından ve kendi çevrelerinden sağladıkları büyük maddi destekle amaçlarını gerçekleştirmeye çalışırlar. Misyonerler, insanların ekonomik zorluklarını istismar ederler. Kendi inançlarına ait metinleri, değişik dillere çevirerek insanlara ücretsiz dağıtır ve gerektiğinde yazılı ve görsel medyayı propaganda aracı olarak kullanırlar. Devletimizin ve milletimizin milli birlik ve bütünlüğüne yönelik tehdit oluştururlar.”