30
Nisan
2025
Çarşamba
EĞİTİM

YÖK'e 'ÖSS kalksın' çağrısı

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, "Bu sene son olsun" diyerek, ÖSS sisteminin değiştirilmesiyle ilgili olarak YÖK ve ÖSS'ye çağrıda bulundu. Bakan Çelik, "Sayın ÖSYM Başkanı'na Sayın YÖK Başkanı'na bu işle doğrudan veya dolaylı olarak sorumluğu olan bütün insanlara sesleniyorum. Bu sene son olsun. Lise son sınıftaki yavrularımızın hasta olmadıkları halde hastanelerden rapor almaları yani bu yaştaki çocuklarımıza sahtecilik öğretilmesi kimin hoşuna gider? Bakan olarak önce bu beni rahatsız ediyor. Onun için bu ÖSS sistemi değişmediği müddetçe, Türkiye'deki ortaöğretimin liselerin rayına oturması mümkün değildir" dedi. 

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Bilkent Üniversitesi Merkez Kampüsü'nde "Yazılım ve Bilgisayar" bağış törenine katıldı. Bakan Çelik, buradaki program sonrasında gazetecilerin "yaklaşan ÖSS ile ilgili olarak liselerde öğrencilerin rapor olmaları karşısında sınıfların boşaldığını" hatırlatmaları üzerine, ortaöğretimde yaşanan sorunların ÖSS sisteminden kaynaklandığını söyledi. Bakan Çelik, konuyla ilgili olarak, "Bakın burada her türlü politik mülahazadan beri olarak bizim amacımız üzüm yemekse bu ülkenin çocuklarına eziyet etmemekse farklı farklı yöntemler denemeliyiz. Gelin birçok liseye, birçok okula "Bakolorya" koyalım. Burayı geçemezse sınava girmesin. Bizim eski olgunlaşma sınavımız gibi. Öğrenciyi ortaöğretimde aldığı dersler itibariyle bir bütün olarak değerlendiren bir yöntem getirelim. Bu sınavları geçemeyen öğrenci üniversiteye başvuramasın. Biz bütün bu tekliflerde bulunduk ancak milli eğitim bakanı olarak ÖSS'nin şekliyle nasıl yapılacağıyla nasıl yapılmayacağıyla soruların sitiliyle ilgili benim bakan olarak iğnenin ucu kadar yetkim yok, bugünkü yasalara göre. Böyle olduğu halde bazı basın yayın organlarının özellikle bakanlığı hedef olması hakikatle gerçekle bağdaşmamaktadır. Ben buradan sesleniyorum; sayın ÖSYM Başkanı'na Sayın YÖK Başkanı'na bu işle doğrudan veya dolaylı olarak sorumluğu olan bütün insanlara sesleniyorum. Bu sene son olsun. Lise son sınıftaki yavrularımızın hasta olmadıkları halde hastanelerden rapor almaları, yani bu yaştaki çocuklarımıza sahtecilik öğretilmesi kimin hoşuna gider? Bakan olarak, önce bu beni rahatsız ediyor. Onun için bu ÖSS sistemi değişmediği müddetçe, Türkiye'deki ortaöğretimin liselerin rayına oturması mümkün değildir" diye konuştu. 

Çelik, basındaki "devlet okullarının Ortaöğretim Kurumları Sınav Sonuçları'nda özel okullardan daha başarısız olduğu ve bu bilgilerin basından kaçırıldığı" şeklindeki haberlerle ilgili olarak, "Kimseden bir şey saklama ve kaçırdığımız kimse yok. Geçen yıl ortaöğretim kurumları sınavını açıklarken birincinin, ikincinin, üçüncünün ve dördüncünün hangi okullardan çıktığını da ilan etmiştik. Tabi değerlendirmeyi nasıl yaptığınıza bağlıdır. 'Ortaöğretim kurumları sınavına giren yüzde öğrenciden kaçı istediği yere girdi, kaçı başarılı oldu' diye bir hesaplama yaparsanız, ilk 20'ye 11 devlet okulu, 9 özel okul giriyor. Ama bireysel başarıları itibariyle eğer meseleyi değerlendirirseniz ilk 20'ye 13 özel okul 7 devlet okulu giriyor" açıklamasında bulundu.

"ÖSS SINAVLARINDA İLK YÜZE GİREN ÖĞRENCİLERİN YARISI VAKIF ÜNİVERSİTELERİNİ TERCİH EDİYOR" 

Milli Eğitim Bakanı Çelik, ayrıca özel okullardaki özel bir durum olduğunu belirterek, özel okulların yüzde 45'lik bir kapasiteyle çalıştıklarını hatırlattı ve bunun için de daha fazla öğrenci çekmek için bu okulların kendilerini tanıtmak ve reklam yapmak gibi bir ihtiyaç hissettiklerini kaydetti. Çelik, bu noktada özel okulların 'deha' derecesindeki çocuklara çok ciddi imkanlar verip ücret almadıkları gibi onlara ve ailelerine çok farklı imkanlar temin ederek kendi öğrencileri olarak tuttuklarını ifade etti. 

Özel okulların kendi okullarına kaydetmek ve kendi okullarında öğrenci olarak bulunmalarını sağlamak için kendi okullarını temsilen sınavlara girmeleri için olağanüstü bir gayret sarf ettiklerinin altını çizen Çelik, "Fakat devlet okullarının daha fazla öğrenci çekmek için reklam yapmak gibi bir çabası söz konusu değil. Devlet okullarının neredeyse tamamına yakını daha fazla öğrenci gelmese de sınıflarımızdaki öğrenci sayısı kabarmasa gibi bir çaba içerisindedir. Bu açıdan özel okullarımızdaki bireysel başarıların sanki özel okulların hepsi çok başarılı, devlet okulları başarısız gibi bir değerlendirmeye tabi tutarsanız bu yanlış bir değerlendirme olmaz, çok yanlış bir değerlendirme olur" şeklinde konuştu. Çok iyi olan devlet okulları ile özel okulların da bulunduğunu belirten Çelik, medyada bu konuda yer alan haberlerin bu şekilde toptancı bir yaklaşımla ele alınmasının kesinlikle doğru olmayacağını bildirdi. Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tekrar altını çiziyorum, diyelim ki bireysel olarak ilk 50'ye giren öğrencilerin çoğunluğu özel okullardan olabilir. Ama siz şöyle hesap yapacaksınız. Özel okullardan ortaöğretim kurumlarına kaç öğrenci sınava girdi, devlet okullarından ne kadar girdi? Bunları orantılarsanız o zaman gerçek sonuç ortaya çıkar. Kaldı ki başarılı öğrenciyi çekmek ve bu öğrencileri kendi adlarına sınavlara sokma gayretinde olduklarını biliyoruz. Bunları söylerken özel okullarımızın aleyhinde bir durumdan söz etmiyorum. Maalesef geçmiş dönemlerde özel okullarımıza şaşı bakılmış. Devlet okulları ile özel okullar arasında suni bir ayrımdan da söz etmek istemiyorum. Böyle bir ayrım yapmayı da doğru bulmuyorum. Vakıf üniversitesi ile devlet üniversitesi arasında da bir ayrım yapılmasını da doğru bulmuyorum. ÖSS sınavlarında ilk yüze giren öğrencilerin yarısı Türkiye'de vakıf üniversitelerini tercih ediyorlar. Yani 100 öğrenciden 50'si vakıf üniversitelerine gidiyor. Vakldndan kaçırıldığı" şeklindeki haberlerle ilgiıf üniversitelerindeki öğrencilerin genel üniversitelerdeki öğrencilerin oranı nedir, oranına baktığınız zaman yüzde 4, yüzde 4.5 yani yüzde 96 öğrenci devlet okullarında. Bunun sebebi nedir ha gerçekten çok başarılı olan ülke çapında dünya çapında iyi şöhreti olan vakıf üniversitelerimiz var bir kısmı bunun için buraları tercih ediyor. Vakıf üniversitelerimiz eğitimin belli bir aşamasından sonra yurtdışına gönderme de buna dahildir. Ama bu devlet üniversiteleri kötüdür anlamına gelmiyor. ODTÜ, Boğaziçi, İTÜ, gibi üniversitelerimiz. Bunlar Türkiye''de iyi bildiğimiz üniversitelerdir, dünya üniversiteleri arasında da aslında sayılabilecek üniversitelerdir. Bu devlet üniversitelerinin kötü olduğu anlamına gelmez. Onun için ben bu yapılan haberleri şüphesizlik bir gazetecilik olayı olarak değerlendiriyorum. Ancak yaklaşımın doğru bir yaklaşım olmadığını özellikle ifade etmek istiyorum. Farklı farklı kategorilere göre değerlendirmeler yaptığınızda farklı sonuçlara varırsınız." 

Öte yandan Bakan Çelik, bir gazetecinin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın TBMM grupta yaptığı konuşmada "hükümettin acilen yerine getirmesi gerektiği 7 madden oluşan" bir talep listesinde Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in görevden alınmasıyla ilgili sorunun hatırlatılması üzerine "Bunu değerlendirmiyorum bile" karşılığını verdi.
.
Yayın Tarihi : 7 Haziran 2006 Çarşamba 19:31:52


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
serdar BIRLIK IP: 212.175.240.xxx Tarih : 7.06.2006 23:13:54
SAYIN BAKANIMIZ COK DOGRU BIR KARAR ALMISTIR DUNYADA BIrTEK TURKIYEDE OSS GB BIR SISTEM WAR keske kalksada bizim insanlarimizda universite okuya bilse neden insanlarin kaderi 2=3 saaatte belli oluyor

salih gül IP: 85.103.4.xxx Tarih : 7.06.2006 21:08:51
bu öneri'nin düşünülerek ve sonuç olarak yürürlüğe girmesi bütün lise öğrencileri için daha iyi olacaktır.ben bir lise öğrencisi olarak bunun hem bizim için hem de yök ve ösym için daha iyi olacağına inaniyorum.