Türkiye'de inanılmaz bir kaynak var, tek sorun bunu bize yedirmeden nasıl çıkaracaklar. Yeraltı kaynaklarımızı çıkarabilirsek, ekonomik göstergelerimizin tamamı değişir ama 'bizim olanı, bize bırakmamak' için büyük bir savaş var.
Tez bana ait değil, değişik detayları ile başka bir yayın organında da ele aldım. Bence çok ilginç ve önemli bir iddia. Bu söylem, Brüksel merkezli bir "staretejik araştırmalar şirketinin" başkanına ait. Aslında söyledikleri bu kadar da değil, şöyle devam ediyor; Türkiye'de "dikkatör" bir rejim oluşmasına neden demokrasi aşığı yabancılardan hiç ses çıkmıyor! Acaba "Türkiye'de demokrasi olmasa, halk hiçbirşeye sahip çıkamasa onlar için daha mı iyi olur! Zaten petrol zengini hangi ülkede demokrasi var ki! Demokrasi olsa "o ülkelerdeki diktatörlerin" petrol şirketleri ile "anlaşmaları" sorgulanabilir hale gelmez mi! Kazakistan'da Amerikan şirketleri ile yapılan ilk petrol anlaşmaları sonucu, lider kadronun İsviçre'de 1 milyar dolar stokladığı ortaya çıkamadı mı! Türkiye'nin altı, denizleri, çevresi pertrol ve gaz kaynıyor. Çıkması için ya daha önce Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden (TBMM) geçen-veto edilen gibi bir petrol kanunu, ya da "diktatör" lazım!
Petrol denizinin üstündeyiz
Peki bu köşede de paylaştığım daha önceki "petrol" tezlerimden sonra, bu açıklamayı nasıl "senteze" taşıyabilirim, taşıyabiliriz? Değerli dostlar, bundan aylar önce "Türkiye'de petrol var mı" başlığı altında iki yazımı sizlerle paylaşmış ve "Türkiye bir petrol denizi" üstünde tezimi ortaya atmıştım. Son iki hafta içinde dikkat ettiyseniz, farklı bölgelerde "petrol bulunduğuna" dair haberler basına yansıdı ve bazı bölgelerde "bulunan petrolün, Türkiye'nin yıllık ihtiyacının beş katına kadar çıkabileceği" konuşuldu! Saros Körfezi'nden, Akdeniz kıyılarına, Karadeniz'in çeşitli noktalarından, Güney Doğu'ya kadar daha birçok "noktada" inanılmaz "petrol ve doğal gaz" rezervi ortaya çıkacak!
Kontrol yabancıya geçecek
Yalnız bütün bunlar olurken çok ilginç bir ayrıntı da dikkatli bakanların gözünden kaçmadı. Bu kadar önemli bir olay, belki de düşen uçağımızın gündemin merkezine oturmasıyla, belki kasıtlı olarak, Türkiye'de hiç ama hiç tartışılmadı. Belki "son iki haftada" bulunan kaynakları, ilk defa burada okuyanlar bile olabilir. Peki bu gerçek ortada dururken Türkiye'de neler oluyor? Yabancıların AKP Milletvekillerinin desteğiyle daha önce "geçmesini destekledikleri" kanunda ne detaylar vardı? Ne olduğu çok açık; bu kaynaklar "elimizden alınmaya" ve yapılan düzenlemeler ile "kontrolü" yabancı şirketlere "transfer edilmeye" çalışıyor!
Cumhurbaşkanı Sezer'in "engellediği" ama TBMM'den sorunsuz geçen ve hatta Irak Parlamentosu'ndan "silah zoruyla" geçirtemedikleri "petrol kanunundan" birkaç maddeyi yeniden hatırlayalım:
Yabancının önü açıldı
* Petrol arama ve üretim faaliyetinde bulunmak için yapılan başvurunun değerlendirilmesinde, önceki yasanın ilk kriteri olan "talebin milli menfaatlere uygun olması" ölçütü yasadan çıkarılarak; öncelikle ülke yararını gözetme anlayışından vazgeçilmiştir.
* "Yabancı devletlerin doğrudan doğruya veya dolayısıyla idaresinde etkili olabilecekleri şirketler ile yabancı bir devlet için veya yabancı bir devlet namına hareket eden şahısların, petrol faaliyetinde bulunamayacakları, mülk edinemeyecekleri, tesis kuramayacakları" hükmü yeni yasa ile çıkarılarak; stratejik öneme sahip bir konuda yabancı devletlerin belirleyici olması önündeki engeller ortadan kaldırılmıştır.
* Yabancı şirketlere ürettikleri petrol üzerinde sınırsız tasarrufta bulunarak, tamamını ihraç etme hakkı getirildi. Olağanüstü durumlarda bile üretilen petrolün ülke içinde kullanılması ve memleket ihtiyacını gözetme zorunluluğu kaldırıldı.
* Yabancı şirketlere sınır tanımaksızın her yerde faaliyette bulunma hakkı getirildi.
* Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'nın mevcut yasada bulunan devlet adına petrol arama ve üretim faaliyetlerinde bulunma hakkı kaldırılarak, özelleştirilmesinin önü açıldı.
Bize yedirmek istemiyorlar
* TPAO yabancı şirketlerle aynı statüde değerlendirilmeye alındı. Önceki yasada yer alan Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'nın diğer şirketlerden daha fazla arama ruhsatı alabilme hakkı, tasarı ile kaldırıldı. TPAO'nun ruhsat sayısındaki avantajlı konumu yok edildi.
Evet, yanlış okumadınız, bu maddeler TBMM'den "aynen geçti"! Sezer olmasaydı, "iş bitmişti"!
Değerli dostlar, uzun lafın kısası; Türkiye'de "inanılmaz bir kaynak var"! Buna aklımla, kalbimle, eldeki verilerle sonuna kadar inanıyorum. Tek sorun bunu "bize yedirmeden" nasıl çıkaracaklar. Bir "petrol kanunu" denemesi oldu, yine olacak! Türk Milleti olarak "uyanmalı" ve bu konunun üstüne gitmeliyiz. Yeraltı kaynaklarımızı çıkarabilirsek, ekonomik göstergelerimizin tamamı "değişir"! Değişir ama "bizim olanı, bize bırakmamak" için büyük bir savaş var!
Sonuç: Türkiye'de "asker yerleştiririm", "petrollerine sahip" çıkarım, "halkı da bastırırım" diyerek "rejimi diktatör eğilimler taşıyanların insafına" bırakmak için "onları sınırsız" destekleyenler bence şunu gözden kaçırmasın; "Türkiye'de böyle bir maya tutmaz!