13
Haziran
2025
Cuma
EKONOMİ

İHALELERDE KAPSAM DIŞI PASTA 14 MİLYAR DOLARA ULAŞIYOR

TEPAV’ın ihale kanunu değişikliklerinin anlamını değerlendiren çalışmasında, “İhale kanunu günümüzde siyasi iktidarlara yakın bir sermaye birikimi modeli yaratmanın aracı haline gelmiş gibi gözükmektedir” denildi. Kanun kapsamı dışına çıkarılan ihalelerin yıllık tutarının da 14 milyar doları bulduğu belirtildi

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) bünyesinde faaliyet gösteren Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nın (TEPAV) tespitlerine göre, şimdiye kadar yapılan onlarca değişiklik, ekleme ve istisnayla İhale Kanunu, siyasi iktidarlara yakın bir sermaye birikimi modeli yaratmanın aracı haline geldi. Kanunun kapsamı dışına çıkarılan ve genellikle ‘iktidara yakın’ gruplara giden ihalelerin toplamı ise 14 milyar dolara ulaştı.
TEPAV Mali İzleme Grubu’nca hazırlanan, “KİK’te Yapılan Değişiklikler Ne Anlama Geliyor?” başlıklı değerlendirme notunda çarpıcı tespitler yer aldı.

54 değişiklik, 140 ekleme
Değerlendirmede, kanunun değiştirilmesi aşamasındaki genel gerekçelerde, genellikle ‘AB uyum süreci’ olduğunun belirtilmesine karşın birçok değişikliğin ‘uyum sürecine’ uymadığını, aksine onlarca değişiklikle daha fazla kamu işinin kanunun kapsamı dışına çıkarıldığı ifade edildi.
TEPAV’ın tespitlerine göre, Kamu İhale Kanunu’nda (KİK), doğrudan 17, dolaylı olarak da (diğer kanunlar yoluyla) 37 olmak üzere toplam 54 kanun değişikliği yapıldı. Yasal düzenleme yoluyla da en az 140 civarında ekleme, değişiklik, istisna getirilerek, orjinal kanunun hükümlerine müdahale edildi.
Değerlendirmede, “Gerçekten de kanunun bazı maddeleri söz konusu sürecin taahhütlerine uygun olarak önemli değişiklikler getirmiştir. Ancak öte yandan, AB mevzuatıyla uyumlu bazı maddeler yürürlükten kaldırıldığı gibi, ilerleme raporlarında belirtilmesine rağmen hiçbir değişiklik yapılmayan alanlar da bulunmaktadır” denildi.

Siyasi rant riski doğdu
Türk mevzuatındaki ‘idare’ tanımının kapsamı gereği eleştirildiğine işaret edilen değerlendirmede, bu eleştirilerin tersine birçok idarenin kapsam dışına alındığı kaydedildi.
Değerlendirmede, imtiyazlar ve utilities (kamu hizmeti, utilities kavramı içinde enerji, su, ulaştırma ve telekomünikasyon sektörleri yer alıyor) alanlarına ilişkin herhangi bir çalışma yapılmadığı, ilan sürelerinin kısa olduğu, AB’ye uyum veya uygulamada bazı esneklikler getirme gibi gerekçelere dayansa da değişikliklerin çok önemli bir bölümünün siyasi rant riski taşıyan unsurlar içerdiğine dikkat çekildi.
Raporda şöyle denildi:
“Bu risk (siyasi rant riski) yapılan değişiklikler ile daraltılan kapsam maddesi ve genişletilen istisna maddelerinde kendisini gösterse de, bunun dışında kalan maddelerle birlikte ihale kanunu günümüzde siyasi iktidarlara yakın bir sermaye birikimi modeli yaratmanın aracı haline gelmiş gibi gözükmektedir.
Kamusal denetimin zayıflatılarak ihale süreçlerinin açıklık ve rekabet anlayışından uzaklaştırılmasının kamu kaynaklarının rasyonel bir biçimde kamu yararına kullanımında ciddi sıkıntılar yaratacağı çok açıktır.
Siyasi rantın bürokratik rantla desteklenmesi ve değişikliklerin içeriği de gözönüne alındığında, ihale sisteminin yolsuzluk ve usulsüzlüklere giderek daha fazla muhatap olma riskinin arttığını ileri sürmek fazla iddialı bir değerlendirme olmayacaktır.”

 

Yüzde 22’si kapsam dışında
- Türkiye’de potansiyel kamu alımları piyasasının milli hasılaya oranı yüzde 8.6 civarında.
- Genel yönetim harcamaları içinde ihaleye konu olabilecek harcamaların payı, KİT’ler hariç, yıllar itibarı ile yüzde 22-23 civarında. Bu da 2008 yılı için yaklaşık 48 milyar dolarlık bir büyüklüğe tekabül ediyor. KİT’ler dahil edildiğinde rakam 66 milyar dolar civarında tahmin ediliyor.
- İstisna ve doğrudan temin gibi ilgili kanunun öngördüğü genel kurallar dışında yapılan alımların toplam kamu alımları içindeki oranı yüzde 20 civarında (yaklaşık olarak 14 milyar dolar.)
- Toplam kamu alımlarının yaklaşık olarak yüzde 70’ine yakın bölümü, merkezi yönetim ve yerel yönetimler tarafından gerçekleştiriliyor.


 

Siyasi, bürokratik ve popülist rant iç içe TEPAV’ın tespitleri şöyle:
- AB’ye uyum gerekçesiyle yapılan değişikliklerin bir bölümü AB mevzuatına uymadı. İstisnaların çok fazla olduğu her ilerleme raporunda belirtildi ama daha fazla istisna getirildi.
- Belli istekliler arasında ihale usulünün kapsamı AB mevzuatına orantısız biçimde genişletildi.
- Doğrudan temin kapsamı genişletilerek ‘direct procurement’ adı verilen yöntemden uzaklaşıldı.
Kanunun son halinin taşıdığı riskler de şöyle sıralandı:
- Kamu alımları, önemli bir yönetişim riski barındırıyor. Bu risk kısaca siyasi rant, popülist rant ve bürokratik rant olarak ifade edilebilir. Siyasi rant, siyasi iktidarı elinde tutan grupların iktidar gücünü kullanarak kendileri de dahil olmak üzere kendilerini destekleyen çıkar gruplarına yaptıkları kaynak aktarmasıdır.
- Popülist rant, daha geniş kitlelere (seçmenlere) oy karşılığı iktidara gelinmesi ve/veya iktidarda kalınması koşulu ile kaynak aktarılmasıdır.
- Bürokratik rant, bürokrasinin elinde tuttuğu yetkileri kendi yararına kullanmak suretiyle maddi ve manevi çıkar sağlaması durumunu ifade eder.
- Bu üç rant grubu çoğu kez birbirleri ile işbirliğine yatkın durumları tercih ederler. Bürokrasi siyasi iktidara ne kadar yakın durursa, hem siyasi hem de bürokratik rantın optimize edilmesi ve bu arada seçmen kitlelerine de ‘bir şeyler’ verilmesi o kadar mümkün olabilir.
- İhale mevzuatı bu rant gruplarından özellikle siyasi ve bürokratik rantın en fazla söz konusu olduğu alan olarak dikkati çekmektedir. Zira siyasetçi için ihale dağıtımı “yandaş” bir sermaye birikimi ve bu yol ile iktidarının temellerinin güçlendirilmesi açısından önemli bir araçtır.
- Siyasi rant riski açısından önemli olan yeterlik kriterlerinin oluşturulması bazen öyle şekiller alabilmektedir ki; ihaleye sadece sınırlı sayıda siyasi iktidarca tercih edilen firmalar girebilmektedir.
Ya da, yerel yönetimler sadece kendi BİT’i kazanacak şekilde düzenlemekte, ihaleyi kazanan BİT ise tabi oldukları 3/g maddesinin limit değerlerinin altında kalacak şekilde ihale miktarını bölerek istediği şirkete dağıtabilmektedir.


 

Milliyet
Yayın Tarihi : 25 Şubat 2009 Çarşamba 18:24:25


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?