29
Nisan
2025
Salı
EKONOMİ

İKTİSATÇILARDAN 'PAKET' ÖNERİSİ

Hükümetin kriz önlemlerini topladığı paketi açıklaması beklenirken, Milliyet, ekonomi yazarlarına “Siz neler öneriyorsunuz?” diye sordu. Uzmanlar paketlerini Milliyet’e açıkladı

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın önce “Kriz bizi teğet geçecektir”, sonra “Kriz bana dokunmaz diyemeyiz” dedi. Bu yaklaşım değişikliğinin arkasından bir paket hazırlığı yapıldığını açıkladı. Şimdi herkes paketin içinde neler olduğunu merak ediyor.
Önlem paketi, iktisatçıların da üzerinde tartışığı bir konu. Farklı önlemler önerseler de üzerinde birleştikleri en önemli konu güven sağlanması. Böylece tüketim ve yatırım ortamının geliştirilebileceği belirtiliyor.

Bunun yanında somut bazı adımlarla da krizin etkilerinin hafifletilebileceği vurgulanıyor. Ekonomik krizin azalıp azalmadığını ve ne gibi önlemler alınması gerektiğini dört uzman ekonomiste sorduk.

Milliyet yazarı Güngör Uras, Hürriyet yazarı Ege Cansen, eski Hazine Müsteşarı Mahfi Eğilmez ve eski Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Fatih Özatay’a sorduk. “Bu paketin içinde neler olmalı?”

İktisatçıların her biri bir anlamda kendi paketlerinin çerçevesini çizdi, içinde olması gereken unsurları ortaya koydu.

‘2009 yılı zor geçecek’

Dört uzman 2009’un 2008’den çok kötü olacağını, üretimin, milli gelirin düşeceğini, işsizliğin artacağını belirtti.

Hiçbiri sektörel teşvikten yana olmayan uzmanlar, dış borç için kredi akışkanlığın sağlanması, içeride kredileri geri çağıran bankaları rahatlatmak için mevduata tam güvencenin hayata geçirilmesi önerisinde bulundu. İşte hocaların paketleri:

Moody’s: IMF programı olmazsa Türkiye iki yıl içinde resesyona girer
Moody’s Ülke Risk Birimi Kıdemli Başkan Yardımcısı Kristin Lindow, “IMF programı olmadığı takdirde Türkiye’nin 1-2 yıl içinde resesyonla karşı karşıya kalacağını” bildirdi.

Lindow, ekonomide önemli büyüme döneminin artık sona erdiğini ve bu yıl için Türkiye’de yüzde 3’lük bir büyüme beklediklerini söyledi.

Lindow, Türkiye’nin, IMF programına başlaması durumunda pozitif bir seyir gerçekleşeceğini belirterek, “IMF programı olmadığı takdirde Türkiye de 1-2 yıl içinde resesyonla karşı karşıya kalacaktır” uyarısında bulundu.

Türkiye’nin yeterli döviz rezervi gibi olumlu özelliklere sahip olmasına rağmen sorunun daha çok güven meselesinden kaynaklanacağını ifade eden Lindow, analizlere bakıldığında, son haftalarda ciddi finansman ihtiyacı olduğunun görüldüğünü belirtti.

Lindow, 120-130 milyar dolarlık ihtiyacın söz konusu olduğunu, IMF ve Dünya Bankası’nın kısa sürede oyuna katılması gerektiğini kaydetti.

Güngör Uras’ın önlem paketi ‘IMF ile anlaşma olmalı’

IMF ile ilişkiyi yöneten ekip yenilenmeli: Biz bu krizi IMF ile bir an önce stand-by anlaşması yapmadan ve ön yükleme ile 10-15 milyar alamadan yumuşak biçimde atlatamayız. IMF ile ilişkilerde “beceriksizlik” var. Bu ilişkileri yöneten ekibi yenilemek zorunlu.

Bankalar dış ödemelere karşı rahatlatılmalı: Banka sistemi, yurtdışından kullandığı döviz kredilerini vadesinde yenileme telaşında. Sistem ayrıca yurtiçinde dağıttığı kredilerin riskini önleme telaşında. Bu nedenle reel sisteme kaynak akıtmada rahat değil. Sistemi rahatlatmak hükümetin birinci önceliği olmalı.

Hükümet ekonomiye güveni artırmalı: İç talep daralmasında şimdilerde en büyük etken kamuoyuna devamlı pompalanan felaket haberleri. Halk korkutuldu. Halkın moralini düzeltecek olan hükümettir. Hükümet önce eylemi sonra söylemi ile halka güven vermez ise piyasa geberik hale gelir.

Ege Cansen’in önlem paketi ‘İhracata yüklenmeli’

IMF ile stand-by imzalanmalı: IMF ile stand-by ne demektir, “dayan arkandayım”. Yani düşersen yanındayım. Şimdi ayakta kalacaksak, düşme ihtimaline karşı neden böyle bir destekten mahrum kalayım. Dolayısıyla elbette IMF ile stand-by imzalanabilir.

Sektörel teşvike karşıyım: Öncelikle otomotiv ya da tekstil gibi sektörel teşviklerden yana değilim. Bu tür tedbirlerin yararına inanmıyorum.

Krizden ihracata yüklenerek çıkarız: Türkiye’nin krizden çıkış yolu ihracata yüklenmektir. Türkiye bir an önce krizden iç piyasasını canlandırarak mı çıkacak, ihracat artırarak mı çıkacak bunun kararını vermeli. Benim cevabım ihracatı canlandırarak.

TL’nin değerlenmesine izin verilmemeli: IMF’den gelecek 20-40 milyar dolarlık para yalnızca TL’yi aşırı değerli konumunda tutmak için kullanılacaksa, bu krizin yaratacağı fırsatları değerlendirmemiş oluruz. Yani krize yazık olur. Faizler düşürülmeli.

Mahfi Eğilmez’in önlem paketi ‘Vergi indirimi olmalı’

KDV ve ÖTV indirimi yapılmalı: Talebi canlandırmak için vergi indirimlerine gidilmeli. Otomotivde yüzde 50’yi bulan talep daralması örneğinde olduğu gibi talebi canlandıracak KDV ve ÖTV indirimleri yapılmalı.

Kamu harcamaları artırılmalı: Alım gücü üzerinde olumlu etki yapan kamu harcamaları kısılmak yerine artırılmalı.

İstihdam üzerindeki yükler azaltılmalı: İşsizliğin önlemek ve işgücü maliyetlerini azaltmak için, kayıtdışılığı önlemek için istihdam üzerindeki vergilerin inmesi gerekli.
IMF ile stand by anlaşması mutlaka imzalanmalı: Yatırım ortamını geliştirmek için IMF ile ilişkilerin şekillendirilmesi gereklidir.

Mevduata tam güvence: İnsanlar parasını kamu bankasına yatırınca güvencede zannediyor. Özel sektör bankaları adına haksız rekabet oluyor. Bu psikolojiyi yenmek için tam güvence lazım.

Doğalgaz zammı geri çekilmeli: Çok şikayet edilen zam geri alınmalı
Faiz indirimine devam etmeli: Ekonominin canlandırılması için faiz indirilmelidir.

Fatih Özatay’ın önlem paketi ‘İşçi dövizi kredi olsun’

Krizin ciddiye alındığı gösterilmeli: Tedirginliği artıracak söylemlerden kaçınmalı.
Mevduata tam güvence verilmeli: Bankalar arasında mevduat kayışını önlemek ve ani bir mevduat çekiliş riskinden kurtarmak için mevduata tam güvence verilmelidir.
IMF anlaşması imzalamalı: Piyasaların önem verdiği güven duygusunun yaratılması için IMF ile stand-by imzalamalı.

Dış kredi akışkanlığını sağlayacak önlemler alınmalı: Şirketlerin dış borç kredi ödemeleri var. Kredilerin akışkanlığının sağlanması gerekiyor.

İşçi mevduatları kredi olabilir: Merkez Bankası rezervlerinde bulunan 13-14 milyar dolar işçi dövizi kredi olarak kullanılabilir.

Yurtiçinde kredi kanalları açık kalmalı: Yurtiçindeki kredi kanallarını çalıştırmak çok önemli. Bütçenin yüzde 1’i kadar kaynak ayırıp bir fon kurulursa, kredilere kefalet mekanizması yaratılır.

Munzam karşılıkları düşürülmeli: Bankaların Merkez Bankası’nda tutulan mevduat munzam karşılıkları düşürülebilir.

Nedim Şener - Milliyet
Yayın Tarihi : 3 Aralık 2008 Çarşamba 20:14:42


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?