1
Mayıs
2025
Perşembe
EKONOMİ

İŞADAMI, 'EKONOMİ KÖTÜ' DEMEYE KORKUYOR...

İngiltere’de G20’nin iş dünyası kanadı toplantısına Türkiye’yi temsilen katılan TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, toplantıdaki tartışmalar hakkında basına açıklamalarda bulundu.

Toplantı sonuçlarını Bakan Şimşek’e aktardığını belirten TÜSİAD Başkanı, Türkiye’deki gelişmelerle ilgili de değerlendirmelerde bulundu. Başbakan Erdoğan’ın son seçim kampanyalarında sık sık işsizliği gündeme getirerek bu konuda işadamlarını, firmaları eleştirdiğinin hatırlatılması üzerine TÜSİAD Başkanı şu değerlendirmeyi yaptı: “Başbakan işçi çıkaran işverenleri eleştiriyor. Hesabını sorarız diyor ama iş kaybının sorumlusu biz değiliz. İşadamları ekonomi kötü demeye korkuyor. Tehditle yönetim olmaz. Hiçbir işadamı yetişmiş elemanını çıkarmaz. Önceliği bu olmaz. Ama mecbur kalabilir, kaçınılmaz olabilir.”
TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ’ın görüşleri şöyle:

 

TÜRKİYE KRİZİ GEÇ ALGILADI, GEÇ KALDI, BÜTÇE SANAL KALDI:

Biz krizi geç algıladık, tedbirlerde geç kaldık. Otomotivdeki ÖTV’yi ekimde kaldırabilirdik. KKDF’deki düzenleme çok daha önce yapılabilirdi. Krizi hafife aldık.
2001 önlemleri bize bazı bağışıklıklar kazandırdı. Bize bir şey olmaz diye düşündük. Müthiş bir talep daralması var. Bu koşullarda enflasyon endişesi yaşamamız söz konusu değil. Maliye ve para politikalarını kullanmalıyız.
TÜSİAD olarak kontrollü bir maliye politikası genişlemesi gerektiğini düşünüyoruz. Para politikası zaten kullanılıyor. Merkez Bankası faizleri indiriyor. Hâlâ fırsatımız var mı, bakmalıyız. Ucu açık bir maliye politikasından bahsetmiyoruz.
Şu andaki bütçe sanal. Yüzde 4 büyüme öngörüyor. Bunun değiştirilmesi gerek. Siyaset birinci konu değil. Bedelini çok ağır ödüyoruz.

IMF’NİN İSTEKLERİ SORUN DEĞİLMİŞ, MEĞER YOKMUŞ BÖYLE BİR ÇELİŞKİ:
Başbakan’a gidinceye kadar IMF ile anlaşmazlık durumu nedir bilmiyorduk. Öğrendik ki IMF’nin istekleri kabul edilemez değilmiş. Meğer yokmuş ciddi bir anlaşmazlık konusu. IMF, maliye politikasında sıkıştırma istiyor sanıyorduk. Oysaki bunlar değilmiş.

Çapraz denetim ve gelir idaresinin özerkliği konusu. Bir de yerel yönetimlere kaynak aktarımı var. IMF, KDV’yi artırın filan demiyor. İşi, yatırımı engelleyecek bir yaklaşımı yok. Ancak iktidar için başka öncelikler varmış ki bunu yapmadılar. IMF bunları pas edip geçmiş. Şimşek, son görüşmemizde “Gelir İdaresi’nin özerkleştirilmesi şartını hallettik” dedi.

HÜKÜMET ÖNEMLİ TEDBİRLER DE ALDI:

Kredi Garanti Fonu önerimiz oldu. Zimmet yasaları çok ürkütücü. Böyle bir fon önemli. Yalnız zaten kurtulamayacak şirketlere kredi, kaynakların heba edilmesi olur. Hükümet önemli tedbirler de aldı. Yeni bir paket hazırlığı olduğunu öğrendik. Seçim sonrası için en büyük beklenti IMF anlaşmasının yapılması ve bütçenin yenilenmesidir. Tedbirlerde acele etmeliyiz. İşsizlik açıklanan rakamlardan çok daha büyüktür.

Soğuyan bir ekonomiyi canlandırmak çok zordur. Tedbirlerde gecikilmemeli. Ar-Ge yasasını 1.5 yıl önce söyledik. Şimdi oldu ama krize rastladı. Zamanlama çok önemli.

İÇE KAPANMAMALIYIZ:

Bazı kurumların ‘yerli malı’ ile ilgili çalışmaları var ama onlar tamamen yerli malı kullan gibi bir görüşte değil. Biz bunu yaparsak, çok kötü sonuçları olur. Ayrım yanlış. Bizim ihracatımızın çoğu Avrupa’ya. Böyle bir eğilimin gelişmesi en çok bizi zor durumda bırakır.

ABARTMAMALIYIZ AMA GERÇEKÇİ DE OLMALIYIZ:

Kriz olduğunda Başbakan ‘teğet geçer’ dedi. Siyasetçi olarak belki yaklaşımı doğru ama önemli olan bu konularda gerçekçi olmak. Hem yatıştırmak önemli ama hem de algılamak. Güven ortamını öyle sağlamaya çalışmamalıydı.


‘Vergi denetimi siyasallaştı,bunun örneğini görüyoruz’
TÜSİAD Başkanı, Doğan Yayın Holding’e verilen vergi cezasıyla ilgili sorulara da şöyle yanıt verdi:
“Verginin denetimi siyasallaşmış durumda. Her gittiğim yerde örneğini görüyorum. Türkiye’de her dönemde kadrolaşma olmuştur. Demokrasi verdiğimiz oyun hakkaniyetle kullanılmasıdır. Koalisyonlar dönemi oldu. Şimdi tek partinin güçlü bir iktidarı var. Önemli olan, bu gücün hakkaniyetle kullanılması.
Vergi denetiminin özerkleşmesi çok elzemdir. Biz bunu bugün savunmuyoruz. TÜSİAD’ın 2003 tarihli raporunda var. Bu olmadığında siyaset de işadamı da zan altında kalabilir. Doğan Grubu’na verilen vergi cezası hakkında ben ‘doğrudur, haklıdır’ diyen bir tek uzman görüşüne rastlamadım.

ÖZERK KURUMLAR REFORMLARIN EN ÖNEMLİ AYAĞIYDI:
2001’den sonra kurulan özerk kurumlar çok önemliydi. Merkez Bankası’nın özerkliği çok uzun zaman aldı. Özerklik hesap vermemek değil. Bu kurumlar tabii ki hesap vermek durumundalar ve şeffaf olacaklar. Özerk kurumlar yapısal reformların en önemli ayağıydı.


İş dünyası korumacılıktan korkuyor, G20’den fazla umut beklenmiyor
TÜSİAD Başkanı’nın, G20’nin iş dünyası kanadının toplantısıyla ilgili verdiği bilgiler şöyle:

“20-25 kişinin katıldığı bir toplantı oldu. Türkiye’den TÜSİAD, diğer ülkelerden de bizim muadilimiz kuruluşların temsilcileri katıldı. Kim ne düşünüyor, gördük. Biz bu toplantıların kurumsallaşmasını önerdik.

IMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşların yalnızca kaynaklarının artırılmasını değil, bununla birlikte görev tanımlarının değiştirilmesini önerdik. Maliye ve para politikası araçlarının kullanılıp tüketim ihtiyacını artırmanın öneminin altını çızdik. Bunun için güven unsurunun önemine vurgu yaptık.

Avrupa’nın büyük ülkelerinin iş dünyasında korumacılık endişeleri var. Bunun önlenmesi konusunda geniş bir fikir birliği var. MEDEF’in başkanı, Fransa’daki korumacılık eğilimlerinden rahatsızlığını dile getirdi. En çok onlar konuyu gündeme getirdi.

Ticaretin finansmanı konusu çok tartışıldı. Finansman olanakları daralıyor. Bankalar akreditif açmıyor. Bu konuda küresel bir önlem olabilir mi? Tartışıldı ama bir uzlaşma olmadı.

BAKAN MEHMET ŞİMŞEK’E SONUÇLARI AKTARDIM:

Toplantıda ortaya çıkan görüşleri, 2 Nisan’da yapılacak G20 toplantısında Türkiye’yi temsil edecek olan Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’e aktardığını anlatan Arzuhan Doğan Yalçındağ, şöyle devam etti:

IMF kaynağı 250 milyar dolardan 500’e çıkacak. IMF kaynağının gelişmekte olan ülkelere aktarılması üzerinde duruluyor.

Şimdi öncelik ekonomiyi canlandırmaktır. Bunu yapmak için gerekli parasal genişlemelerin sonucu olarak dünya, krizden çıktıktan sonra yeni bir enf-lasyonla mücadele dönemine girecektir.

ÖNCE DENETİM VE REGÜLASYONLAR MI YOKSA EKONOMİYİ CANLANDIRMA MI?

Toplantıda denetim çok konuşuldu. Önce regülasyonlar mı yoksa ekonomiyi canlandırma mı? Almanya biraz daha regülasyonlar konusunda ısrarlıydı. İngiltere önce ekonominin ayağa kaldırılması gerektiği görüşünde. İş çevrelerinde ekonomiyi canlandırma önceliği genellikle destek buldu. Önce yangın söndürülmeli. Tabii nasıl bir regülasyon? Acaba küresel bir regülasyon manzumesi olabilir mi? Bu tartışılıyor.

2001 TEDBİRLERİNİ ANLATTIK, ESPRİLİ KONUŞMALAR OLDU:

İş dünyası toplantısında, bazı katılımcılar G20’den bir şey çıkmayacağı görüşündeydi. Ancak IMF konusunda somut gelişmeler bekleniyor.
Toplantıda çözümler de konuşuldu ama kimse kısa vadede çıkış beklemiyordu.
Bizim 2001 yılı tecrübemizi aktardım. Esprili konuşuldu. Bizde bankalar çabuk alıcı buldu. Yabancılar geldi aldılar. Ama şimdi dünyada devletin para koyduğu, hissedar olduğu bankalar çok büyük. Bunları kim alabilir?

 

İbrahim Ekinci - Milliyet
Yayın Tarihi : 23 Mart 2009 Pazartesi 18:55:31


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?