Dünyayı kuşatan küresel finans krizi karşısında tüm dünya ülkelerinin gerek kendi finans sektörlerine yönelik hazırladıkları kurtarma planları, gerekse birlikte hareket ederek, piyasalardaki yangını söndürmek için aktardıkları trilyonlarca dolar hâla yeterli görülmüyor.
ABD'nin 850 milyar dolarlık yardım paketi ile başını çektiği bu furya Asya, Avrupa ve Ortadoğu ülkelerinde de benimsendi ve bugüne kadar yapılan toplam piyasa yardımları 4 trilyon doları aştı.
Hatta ABD çarşamba günü piyasalara 540 milyar dolar daha aktaracağını açıkladı. Ama önlemlerin yetersiz olduğunu dile getirenler kervanına son olarak Avrupa Komisyonu Başkanı Başkanı Jose Manuel Barroso katıldı ve küresel finansal erime için yeni önlemler alınması gerektiğini söyledi. Barroso, dün Çin'in başkenti Pekin'de düzenlenen Asya-Avrupa toplantısından bir gün önce yaptığı açıklamada, 70 senedir görülen en kötü küresel finansal krizin daha önce görülmemiş tedbirlere ihtiyaç duyduğunu söyledi. İşbirliğinin çok önemli olduğunu ifade eden Barroso, ülkelerin, ya birbirlerine yapışacağını ya da birlikte batacaklarını kaydetti.
İki büyük toplantı var
Cuma ve Cumartesi günü yapılacak olan Asya-Avrupa toplantısında 40'tan fazla Asya ve Avrupa ülkesinin liderleri bir araya gelerek küresel finans krizini tartışacak. Bu yolla, herhangi bir somut adım atılmasa bile, küresel piyasalara birliktelik mesajının verilmesi amaçlanıyor. Barroso daha önce bu toplantıda Çin ve Hindistan gibi büyük Asya ekonomilerinden dünya ekonomisinin istikrarı için sorumluluk almalarını isteyeceğini söylemişti.
Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu gelişmiş ve gelişmekte olan büyük ekonomilerin oluşturduğu G20 grubu da 15 Kasım'da ABD'nin başkenti Washington'da bir araya gelerek küresel finans sektöründe yapılması planlanan reformları ele alacak. Barroso, geçen haftalarda Avrupa'da bankalara yeni sermaye kaynakları yaratmaya ve finans sistemine istikrar kazandırmaya yönelik önlemlerin kendisini tatmin ettiğini ancak, dünya liderlerinin artık dünya ekonomisini daha iyi yapılandırabilmek amacıyla küresel yönetişimin temel sorunlarına inmeleri gerektiğini söyledi.
Kurtarmanın sonu yok
Barroso'nun açıklamaları bugüne kadar piyasalara trilyonlarca dolar akıtan, sorunlu kuruluşları kamulaştırma yoluna giderek devletin ekonomideki ağırlığını artıran hükümetlerin bu konuda daha neler yapabilecekleri ve ne kadar ileri gitmeleri gerektiği tartışmalarını artıracak gibi görünüyor.
Nitekim Financial Times gazetesinde dün yayımlanan bir makalede bankalar için uygulanan kurtarma planlarının diğer sektörler için de geçerli olacak bir alışkanlığa dönüşmemesi gerektiği vurgulandı. Yazıda, "Küresel mali kriz derinleşirken, Avrupalı liderler, büyük çaplı devlet müdahalelerine meyletme eğilimindeler. Bu çok tehlikeli bir yol. Bankaları kurtarma kararı, kaçınılmaz olarak diğer şirketlerin de kurtarılması sürecini, örneğin Amerika'da devletin otomotiv sektörüne milyarlarca dolar borç vermesi sonucunu doğurabilir" denildi.
"Bu tür çağrılara direnmek gerektiği belirtilen yazıda, İtalya'da zor durumdaki milli havayolu şirketi Alitalia'yı kurtarma planı nedeniyle medyada övgüler alan Berlusconi'nin otomobil üreticilere yardım sözü verdiği, Fransa'da Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin de Avrupa işletmelerinin Avrupalı olmayan şirketlerin eline geçmesini önlemek için bir egemen varlık fonu oluşturulmasını önerdiği anımsatıldı. Alitalia için yabancı alıcıları dışlayacak bir kurtarma planının, vergi mükelleflerine milyarlarca dolarlık bir fatura çıkarabileceğine ve talihsiz bir örnek oluşturacağına değinildi.
Diğer Avrupa liderlerinin İtalya'yı örnek alıp zor durumdaki şirketlerini kurtarmaları halinde ise, bu durum tüm blok içinde kendi ekonomisini kurtarırken başkasına zarar verme yaklaşımını doğuracağı ve Avrupa tek pazarını bozacağı, üyeler arasındaki ilişkileri zehirleyeceği uyarısı yapıldı.
Sadece Avrupa kurtarma paketlerine milyarlarca euro akıttı
Fransa: 360 milyar euroluk kurtarma paketi hazırladı.
Almanya: 500 milyar euroluk kurtarma paketi devreye sokuldu.
İtalya: Hükümet likiditeyi artırmak amacıyla bankaların döviz ve diğer cinsten borçlarını 10 milyar euroluk devlet tahviliyle takas etmeye hazır olduğunu duyurdu.
azine de bankaların çıkaracağı yeni tahvillere 2009 sonuna kadar garanti verecek.
İngiltere: 400 milyar sterlinlik kurtarma paketi hazırlandı.
Avusturya: 100 milyar euroluk paket hazırladı.
Bulgaristan: Mevduat garantisi 50 bin euroya çıkartıldı.
Kıbrıs Rum Kesimi: Mevduat garantisi 100 bin euroya çıkarıldı.
Çek Cumhuriyeti: Mevduat garantisi 50 bin euroya çıkarıldı.
Danimarka: Hükümet banka hesaplarına sınırsız garanti sağladı. 2 yıl içinde sorun yaşayabilecek kuruluşların alınması için 6 milyar dolarlık likidite fonu oluşturma kararı aldı.
Yunanistan: 28 milyar euroluk kurtarma paketi hazırlandı. Mevduat garantisi 3 yıl için 100 bin euroya çkarıldı.
Macaristan: Banka mevduatları ve bankalar arası borçlanma garanti kapsamına alındı. Likiditeyi desteklemek için Avrupa Merkez Bankası'ndan 5 milyar dolar alınacak.
İzlanda: Ülkenin üç büyük bankası devletleştirildi. IMF yardımı gündemde.
Belçika: Devlet, bankalardaki mevduat garantisini 20 bin eurodan 100 bin euroya çıkardı. Ülkenin en büyük bankacılık grubu Fortis Fransa'nın en büyük bankası BNP Paribas'nın oldu.
Fortis'in ABN Amro'daki hisselerini Hollanda hükümeti aldı.
Estonya: Hükümet, bankalarda mevduatlara verilen garantiyi 50 bin euroya çıkardı.
Norveç: Merkez bankası, piyasadaki likiditeyi artırmak için 55 milyar dolar enjekte etti.
Portekiz: Hükümet, bankalardaki mevduatları garanti altına aldı ve likiditeyi artırmak için piyasaya 20 milyar euro verdi.
Rusya: Parlamentonun üst kanadı Federasyon Konseyi, Dış Ekonomik ilişkiler Bankası'na 1.3 trilyon ruble (50 milyar dolar) ödemeyi içeren yasayı onayladı. Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev bankacılık sektörüne 36 milyar dolarlık ek kredi sağlanmasını kararlaştırdı.
İspanya: Mevduat garantisi 100 bin euroya çıkarıldı. Hükümet, mali kuruluşları istikrara kavuşturmak için 30 milyar euroluk bir fon oluşturulmasına karar verdi.
İsveç: Bankalardaki mevduat güvence miktarı 500 bin krona (70 bin dolar) çıkarıldı. Ekim ayı içinde iki kez faiz indirimine giden Merkez Bankası da bankacılık sistemine toplam 21.3 milyar dolar verecek.
İsviçre: Ülkenin iki büyük bankası UBS ve Credit Suisse Group'un batmasını engellemek için hükümet acil durum planı hazırladı. 30 bin İsveç Frangı (26 bin dolar) olan mevduat garantisinin yükseltilmesi planlanıyor.