26
Mayıs
2025
Pazertesi
EKONOMİ

4 saat ne konuştular?

Bakan Babacan, Bodrum’da bulunan IMF Başkan Yardımcısı Lipsky ile 4 saat süren bir görüşme yaptı. Dernek toplantısı için orada bulunan TÜSİAD üyesi iş adamları heyecanla beklerken, Babacan ikili görüşmelerin süreceğini açıklamakla yetindi.

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısı için Bodrum’da bulunan Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkan Yardımcısı John Lipsky ve Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan Bodrum’da 4 saatlik bir görüşme yaptı. TÜSİAD YİK toplantısının davetlisi olan ikili, konuşmalarını tamamladıktan sonra, baş başa görüşmeye geçtiler.

Toplantıya katılımından önce gazetecilerin, “IMF ile 13-15 milyar dolar kredi öngören bir anlaşmanın imzalanma aşamasına gelindiği” yönündeki haberlerin hatırlatılması üzerine “Ayaküstü açıklama yapmak istemiyorum. Zamanı gelince açıklama yapılır” diyen Babacan, John Lipsky’yle görüşmesinden sonra da kısa bir açıklama yaparak, “ Teknik görüşmeler devam edecek

‘Zorlukları ele aldık’
Görüşülmesi, çalışılması gereken konular var, biz Ankara’da onlar Washington’da çalışmaya devam edecekler. Önümüzdeki haftalarda temas halinde olmaya devam edeceğiz” dedi. Babacan görüşmelerde anlaşmazlık konularında ilerleme olup olmadığı konusunda bilgi vermedi.

John Lipsky görüşme sonrasında, verimli ve faydalı bir görüşme gerçekleştirdiklerini ifade ederek, Türkiye’nin orta ve uzun vadede karşı karşıya olduğu zorlukları ele aldıklarını söylemekle yetindi.

Güngör Uras sordu
Milliyet yazarı Güngör Uras, Devlet Bakanı Ali Babacan’a, YİK toplantısı sonrasında, işadamlarının en önemli beklentilerinden biri olan IMF konusuna konuşmasında hiç yer vermemesinin nedenini sordu. Babacan, “Bu konuda çözüm olmadan konuşmayacağım” dedi. Müzakerelerde hem Babacan’ın hem de IMF sözcülerinin konuşmaması dikkati çekiyor.

Lipsky de Türkiye’ye gelişinde anlaşmanın akıbetini soran gazetecilere “Türkiye’yi sormayın, havalar güzel” diyerek cevap vermişti.
 

Toparlanmanın eşiğinde olabilirsiniz Mali açıklar görünümü gölgelemesin
IMF Birinci Başkan Yardımcısı Lipsky, TÜSİAD YİK toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin dünya pazarlarına entegre olması nedeniyle diğer gelişmekte olan ülkeler gibi birçok sorunla karşılaştığını belirtti.

Türkiye’nin geçen yıl dördüncü çeyrekte yıllık bazda yüzde 6.2 daraldığını, IMF’nin, bu yıl Türkiye’de ekonomik faaliyetlerde yüzde 5’lik bir azalma öngördüğünü ifade eden Lipsky, Türk ekonomisinin krize karşı direnç gösterdiğini, Merkez Bankası’nın enflasyon hedefinin ve dalgalı döviz rejiminin dış şokları absorbe etmede çok iyi çalıştığını kaydetti.

Lipsky, Türk lirasının değer kaybı ve faiz oranlarına rağmen, bankacılık sektörünün krizin ilk safhalarını atlattığını, net döviz açığını minimum seviyelerde tuttuğunu belirtti. Lipsky, “Olumlu işaretler var. Bu gelişmeler Türkiye’nin toparlanmanın eşiğinde olabileceğini gösteriyor. Ancak artan mali açıklar büyümeye ilişkin görünümü gölgeleyebilir” dedi.

‘Desteğe hazırız’
Türkiye’nin geleceği konusunda büyük bir iyimserliğe sahip olduğunu ve yapabilecekleri her şekilde Türkiye’ye destek olmaya hazır olduklarını ifade eden Lipsky, krizle mücadele çerçevesinde birçok ülkenin mali politikalarında değişikliğe gittiğini, ancak küresel büyümede hedeflenen noktaya ulaşılamadığını, sürecin çok yavaş seyrettiğini belirtti.

‘Krizi siz çıkardınız, konuşma hakkımız var’
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, TÜSİAD?toplantısındaki konuşmasında, krizin sorumlusu ülkelerde hortlayan korumacı uygulamaları eleştirdi. Babacan, “Eğer biz ya da dünyadaki birçok ülke, başka ülkelerde yapılan hataların faturasını ödüyorsak, bizim de o ülkelerdeki uygulamalar ile ilgili söyleyeceğimiz şeyler olmalı” dedi. Babacan’ın toplantıdaki konuşmasının satır başları şöyle:

- “Tek tek ülkelerin münferiden hareket etmesiyle bu krizin üzerinden gelmek mümkün değil. Mutlaka küresel işbirliği lazım. Kimse ‘ben bu çerçevelerin içine sığamam, çok büyüğüm’ dememeli. Eğer biz başka ülkelerde yapılan hataların faturasını ödüyorsak, bizim de o ülkelerdeki uygulamalar ile ilgili söyleyeceğimiz şeyler olmalı.

- Pek çok ülkede korumacılık yapılıyor. Tahmin etmeyeceğimiz ülkelerde politikacılar bunu yapıyor. O ülkenin markası.. Ama ‘başka yerde üretilmişse alma’ diyorlar. Bunca zorluğa, sıkışık duruma rağmen Türkiye’de bu hataya asla düşmedik. Yeni teşvik paketi açıkladık yüzde 100 gümrük birliği ve AB ile uyumludur. En ufak korumacılık göremezsiniz. Biz Türkiye olarak, o tuzağa düşmeyeceğiz.

- Hükümet olarak serbest piyasaya inanıyoruz. Ancak her yarışta her rekabette de işin kuralı olmalı. Atletlere dediniz ki ‘koşun, en hızlı bu hedefe ulaşan birinci olacak.’ Sadece bunu derseniz kaos olur. İşin kuralı budur, şuradan başlayacaksın, bunu yapmayacaksın derseniz o yarış adil olur.
- IMF’ye olağanüstü fırsatlar sunuldu. Bu yeni kaynakların etkin ve esnek bir şekilde kullanılması gerekir.

- Kur risktir. Kur nasıl olsa şöyle olacak diye karar vermek kumardır. Bunun sonunda kazanmak da vardır kaybetmek de. Ancak şunu da unutmayalım ki Türkiye’de 1994 ve 2001 yılı çok acı bir şekilde göstermiştir ki bu kumarı oynayanlar 10 yıllardır biriktirdiklerini bir gecede kaybetmişlerdir.”
 

Milliyet
Yayın Tarihi : 20 Haziran 2009 Cumartesi 14:30:28


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?