21
Mayıs
2025
Çarşamba
EKONOMİ

Bir tek Türkiye kriz tedbiri almadı

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TUSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, 30 OECD ülkesi içinde krize karşı bir tek Türkiye'nin paket açıklamadığını söyledi. Yalçındağ, "Durumun giderek, hızlı bir şekilde kötüleştiğini görüyoruz. Çıkış rotası hala net olarak görünmeyen bu karmaşık durumun 2009'da da devam etmesi kaçınılmaz görünüyor" dedi.
Türk Girişim ve İş Dünyası Federasyonu (TÜRKOFED) ve İzmir Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (İZSİAD) cuma günü birlikte düzenlediği 12. Girişim ve İş Dünyası Zirvesi'ne katılan Yalçındağ, krizin negatif büyüme hızlarının düşmeden atlatabileceğini vurguladı. Yalçındağ, bunun için Türkiye'nin kriz tecrübelerini, dışa açılmış olmanın getirdiği imkanları ve elde ettiği kamu disiplini kültürünü kullanması gerektiğini ifade etti. Yalçındağ, "Ancak bunun için siyasi hesaplardan uzak, kararlı, hızlı ve tutarlı olmak gerekiyor" dedi.

Dış kaynağın yüksek tutulması elzem durumda
Krizin Türkiye'ye yansımalarını sınırlamak için kararlı, hızlı, tutarlı ve bütüncül bir şekilde hareket edilmesinin altını çizen Yalçındağ, 2009 yılı milli gelir artışının yüzde 2'nin altına düşürmemeye, enflasyonun da yüzde 12'lerde tutulmaya gayret edilmesi gerektiğini kaydetti. Yalçındağ konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu hedefleri gerçekleştirmek için, para ve bütçe politikaları bileşiminde ki dengeyi ve istikrarı sürdürmemiz gerekir. Yurtdışından kaynak girişi azalınca, yurt içinde yatırım, üretim ve ticaret hacmi azalacaktır. Piyasalar küçülünce de, büyüme ve refah düşecek, işsizlik artacaktır. Dolayısıyla ekonomimizin daralmaması için, dış kaynak girişinin olabildiğince yüksek tutulması elzemdir."
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) üyesi 30 ülke içinde sadece Türkiye'nin hiç bir önlem almamış olarak gözüktüğünü hatırlatan Yalçındağ, "İçinde bulunduğumuz konjonktürel durumun giderek, hızlı bir şekilde, kötüleştiğini görüyoruz. 2008 yılının son çeyreğiyle 2009'un ilk iki çeyreğinde yapılan tahminler eksi kalkınma hızlarına, yani daralmaya işaret ediyor. Önümüzdeki yılın ilk 6 ayında kaybedilen istihdam yaratılan istihdamdan daha fazla olacaktır" diye konuştu.

Yolumuzu tartışarak aydınlatmaya çalışıyoruz
Dünya ekonomisi son derece zor bir dönemden geçtiğini anlatan Yalçındağ, çıkış rotası hala net olarak görünmeyen bu karmaşık durumun 2009'da da devam etmesinin kaçınılmaz olduğunu söyledi. "İş dünyası olarak bu fırtınada üzerimize düşeni yapabilmek ve krizden en az zararla çıkabilmek için önümüzü görmek, riskleri ölçebilmek ve değişmekte olan yerel ve küresel ekonomik düzenin kurallarını anlamak ihtiyacı içindeyiz" diyen Yalçındağ sözlerini şöyle tamamladı: "İçinden geçtiğimiz dönem belirsizliğin, değişimin, dönüşümün çok yoğun olduğu bir dönem. İleriyi görmekte zorlandığımız bu puslu küresel ortamda, birlikte düşünerek, tartışarak, yolumuzu aydınlatmaya çalışmak durumundayız."


IMF'NİN VERECEĞİ KAYNAK YAPILMADAN KULLANILSIN
TÜSİAD Başkanı Yalçındağ, IMF ile döviz arzını artırabilmek ve döviz piyasalarında istikrarı sağlamak amacıyla bir anlaşma yapılarak, yurtdışında mali piyasalardan bu yıl temin edilemeyecek olan eksik meblağı telafi etmek gerektiğini vurguladı. Yalçındağ, "IMF'den kullanılacak kaynağı doğru kanallarla, suni bir banka-reel sektör ayrımına meydan vermeden ekonomiye kazandırmalıyız" dedi.

YÜZDE 47 OY ALMIŞSIN EKONOMİYE KİLİTLEN
Yalçındağ, hükümetin yerel seçimler öncesi seçim ekonomisi izlenebileceği endişleriyle ilgili soruya şu yanıtı verdi: "Hükümetin gündeminde ekonomi olmalı, yerel seçim değil. Zaten böyle bir şeye gerek de yok. Tek parti hükümetiniz var ve yüzde 47 oy almışsınız. Yerel seçimlerden ne çıkacağı şimdi hiç görüşülmemeli, konuşulmamalı bile. Başbakan, ekonomiye konsantre olmalı" diye konuştu.




Hükümete popülizm eleştirisi

Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Başkanı Celal Beysel,
gelişmiş ve gelişmekte olan birçok ülke daralmayı frenleyebilmek için 6 aydır ardı ardına önlemler aldığını ancak Türkiye'nin bu konuda geç kaldığını ifade etti. Beysel, hükümetin krizin etkilerinin yaşandığı ilk günlerde krizi hafife alan mesajlar verdiğini hatırlatarak, "Zaman içerisinde gerçekçi açıklamalar yapma dönemi geldi ve yapılıyor. Ancak üzülerek görüyoruz ki, muhtemelen yaklaşan seçimlerin etkisi ile kah reel sektörün, kah finans sektörünün suçlandığı, kıymetli zamanın gereksiz tartışmalarla harcandığı bir sürece girdik. Bizim beklentimiz Başbakan'dan piyasayı sakinleştirici, krizin el birliği ile çözülmesi yönünde arabulucu, uzlaştırıcı bir tavır bekliyoruz" dedi. KDV oranlarının bir yıllığına aşağıya çekilmesini de teklif eden Beysel, "Çünkü işsiz kalan ve kalacak kesimin alış verişini desteklemenin daha kolay bir yolu yok. Özetle kamu maliyesinde gevşeme politikası ancak büyük bir incelik ve maharetle uygulanırsa başarılı olur. Bu konuda yetkin bir hükümetimiz, bakanlarımız ve bürokratlarımız olduğunun bilincindeyiz. İş ki seçim gailesi, aklın, mantığın, diyaloğun önüne geçmesin" dedi.


TÜSİAD'DAN HÜKÜMETE KRİZ ÖNERİLERİ
* Eximbank'ın döviz ve YTL kaynakları artırılabilir.
* Mali yapısı yeterli ancak likidite sıkıntısı içinde olan şirketlere yönelik olarak "finansal yeniden yapılandırma" programı için gerekli yasal düzenlemeler değerlendirilmeli.
* Piyasa likidite ihtiyacını karşılamak üzere, kamu mali dengeleri ve hazine borç yönetimi gözetilmek kaydıyla, çeşitli vergi yükümlülüklerinin vadelendirilmesi ele alınabilir.
* Merkez Bankası'nın, artık kullanılmayan reeskont kredisi mekanizmasını, yeniden işletmesi değerlendirilebilir.


SANAYİCİDEN SEFERBERLİK ÇAĞRISI
* IMF anlaşması hızla sonuçlandırılmalıdır. Bu hem politikalara güvenilirlik, hem de piyasalara fon imkanı sağlayacaktır.
* Uzun vadeli enflasyon hedefinden sapmamak kaydıyla, belli marjlar içinde, para politikasının esnetilme imkanları kullanılmalıdır.
* Kredi mekanizması mutlaka çalıştırılmaya devam ettirilmelidir. Bu amaçla, bankalarda likiditeyi rahatlatacak önlemler alınmalıdır.
* Kredi garanti fonu sistemi daha yetkin ve yaygın olarak kullandırılmalıdır. KOSGEB'in proje destekleri etkin şekilde kullandırılmalıdır.
* Yurtiçi talebi canlandırmak üzere maliye politikası araçlarından yararlanılmalıdır. Altyapı, konut, GAP yatırımları vb. artırılmalı.
* Oranları düşürecek ve sistemi basitleştirecek bir vergi reformu bir an önce gerçekleştirilmelidir. KDV ve ÖTV oranlarında süresi belli indirim olmalıdır.
* Yatırımların durmasını engelleyecek ve istihdamın en azından mevcut halini koruyacak krize özel teşvik paketi devreye sokulmalıdır.

REFERANS
Yayın Tarihi : 29 Kasım 2008 Cumartesi 22:27:42


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?