Hükümetin benzin ve mazottaki yükselişi dünya petrol fiyatlarına bağlaması gerçeği yansıtmıyor.
Başdöndürücü bir hızla 150 dolara koşan ham petrol fiyatları, tüm dünyayı olduğu gibi Türkiye'yi de korkutuyor. Dünya ile paralel fiyatlardan petrol alınmasına karşılık, üzerindeki aşırı vergi yükü Türkiye'de dünyanın en pahalı akaryakıtının tüketilmesine yol açıyor.
Benzin fiyatları üç yılda yüzde 57 zamla 3,60 YTL'ye, motorin ise yüzde 85 zam görerek 3,21 YTL'ye yükseldi. Bu fiyatlarla, dünyanın en pahalı benzin ve mazotunu tüketiyoruz. Oysa Türkiye, ham petrole en yüksek parayı ödeyen ülkesi değil; dünyanın birçok ülkesiyle aynı fiyattan satın alıyor.
Başbakan Tayyip Erdoğan, akaryakıt fiyatlarının yüksekliği konusundaki eleştirilere karşılık verirken sıklıkla petrolü bizim üretmediğimizi, AKP iktidara geldiğinde 25 dolar olan petrolün 140-150 dolara tırmandığını ve petrol fiyatı altı katına çıkarken halkın olumsuz etkilenmemesi için her türlü fedakârlığı yaptıklarını sıklıkla dile getiriyor.
BİR YERDE TERSLİK VAR
Ancak yapılan hesaplamalar, petrol fiyatındaki bu astronomik artışlara rağmen, kullandığımız akaryakıtın fiyatının şu andaki rakamların çok çok altında olması gerektiğine işaret ediyor. 2002 yılından bu yana artırılan vergiler ve yapılan zamlar, petrol maliyetini yansıtmamak bir yana vatandaşın cebinden petrol maliyetinin üzerinde bir rakamın çıkmasına neden olduğunu ortaya koyuyor.
2002 yılında Türkiye'ye gelen ham petrolün tonuna 172 dolar ödenirken, benzinin litresi 1,65 YTL, motorinin litresi ise 1,29 YTL düzeyindeydi. 2008 yılında ise ilk üç aylık ithalat rakamlarına göre Türkiye'ye gelen ham petrolün tonuna 665 dolar ödendi. Bu hesaba göre Türkiye'ye gelen petrolün maliyeti iddia edildiği gibi 6 katına yükselmedi, yüzde 286 artış gösterdi.
Şu anda 3,60 YTL olan benzin aynı dönemde yüzde 117 artarken mazottaki artış da yüzde 147'ye ulaştı. Başbakan ve bakanlar spot piyasadaki petrol fiyatını Türkiye'nin ödediği miktarmış gibi göstererek kamuoyunu yanıltıyor.
HAM PETROLÜN PAYI DÜŞÜK
2005 yılında Abdullah Özdemir tarafından hazırlanan ve Adnan Menderes Üniversitesi Ekonomi Bölümü'nde kabul edilen “Türkiye`de Ham ve İşlenmiş Petrol Ürünü Fiyatlarının Makro Ekonomik Büyüklüklere Etkisi” başlıklı doktora tezinde yer alan verilere göre ham petrol fiyatlarındaki yüzde 100'lük bir artış, diğer değişkenler sabit kabul edilirse, akaryakıt fiyatlarının yüzde 25 oranında artmasına neden oluyor. Bir başka deyişle ham petrol, akaryakıt maliyeti içinde yüzde 25'lik bir paya sahip.
Şimdi gelin bu bilgileri kullanarak 2002'den 2008'e akaryakıt fiyatlarının aslında ne kadar artması gerektiğini ve şu anda ne düzeyde olması gerektiğini hesaplayalım.
Daha önce de sözünü ettiğimiz gibi 2002 yılında Türkiye'ye ithal edilen petrolün tonuna 172 dolar verilirken benzin, 1,65 YTL'den, mazot da 1,29 YTL'den satılıyordu. Diğer değişkenlerin sabit kaldığını varsayarsak yüzde 286 artan ham petrol fiyatının akaryakıt maliyetini dörtte bir oranında etkilemesi gerekiyor, yani yüzde 71,5 düzeyinde.
Eğer artış tam bu oranda gerçekleşmiş olsaydı bugün benzinin 3,60 YTL yerine 2,82 YTL'den, mazotun ise 3,21 YTL yerine 2,21 YTL'den satılması gerekiyordu. Yani bu hesaba göre benzin, ham petroldeki artışın tamamı fiyatlara yansıtılmış olsa bile satılması gerekenden 78 yeni kuruş daha pahalıya, mazot ise tam 1 YTL daha pahalıya satılıyor.
Bu verilere göre ham petrol fiyatındaki her yüzde 100'lük artışın akaryakıt ürünlerinin fiyatını yüzde 25 oranında artırması gerekirken son 2002-2008 arasında yüzde 100'lük artış benzine yüzde 56, mazota ise yüzde 71 artırılmasına neden olmuş görünüyor.