Kuveyt'te bulunan Cumhurbaşkanı Gül, '11 Eylül'den sonra Körfez ülkeleri yumurtaları ayrı sepetlere koymaya başladı. Körfez ülkelerindeki yatırım fonlarında 1 trilyon dolar birikmiş para var. Türkiye bundan pay alabilir' dedi
Kuveyt’te Türk-Kuveyt İş Forumu’nun ardından bir grup gazeteciyle sonbet toplantısı yapan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Körfez ülkelerinin 11 Eylül’den (ABD’nin New York kentindeki ikiz kulelere yönelik uçaklı saldırı) sonrası yumurtalarını farklı sepetlere koymaya ihtiyacını hissettiklerini belirterek ‘11 Eylül’den sonra İslamofobya dediğimiz yanlış davranışlar bunu etkiledi. Körfez ülkelerindeki yatırım fonlarında 1 trilyon dolar birikmiş para var. Türkiye bundan pay alabilir’ diye konuştu.
‘Ordumuza gıpta edilir’
Cumhurbaşkanı İstanbul’da 2004 yılında düzenlenen NATO zirvesinde, NATO ve Korfez ülkeleriyle savuma işbirliği kararı alındığını hatırlatarak şunları söyledi:
“Hatta NATO içinde bu İstanbul Girişimi diye geçer. Bu çerçevede Kuveyt ile askeri eğitim işbirliği yapıyoruz. Onların subayları bizde eğitiliyor. Bizim burada görevli subaylarımız var. Körfez’de, Türkiye ile birlikte görünmek anlamlı bir mesajdır ve önemlidir. Silahlı Kuvvetlerin (ordumuzun) şöhreti burada gıpta edilen bir konudur. Ziyaretler de oluyor askerler arasında. Dışişleri bakanlarının, ticaret bakanlarının ziyaretleri kadar bunlar da önemli.”
Gül’e göre İran’la meselelerin barışçı yollardan hallolması Körfez ülkeleri için ayrı önemde. Çünkü İran’ın nükleer santrallarından Busehr, Kuveyt’e 100-150 kilometre uzakta, Kuveyt içtiği suyu bile denizden alıyor, o suyun kirlenmesi bile hayati tehlikeye yol açabilir.
İran ambargosu
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül , İran’a bir ambargo konulsa Türkiye’nin en çok zarar gören ülkelerden biri olacağını belirterek ‘Irak’ta savaş çıktığında ne oldu? Türkiye gibi büyük bir ülke bu kadar sıkıntı çekerse, Kuveyt gibi bir saat içinde işgal edilmiş bir ülke nasil etkilenir? Dünyanın bizim İran konusundaki çabalarımızı anlaması lazım.
Kuveytli yatırımcıya davet
Kuveyt Sanayi ve Ticaret Odası’nda düzenlenen Türk-Kuveyt İş Forumu’nda konuşan Gül, iki ülke arasındaki ilişkilerin her açıdan gelişme gösterdiğini söyledi. Türkiye’nin sadece Kuveyt ile değil tüm Körfez ülkeleriyle ilişkilerini güçlendirdiğini ifade eden Gül, Türkiye’nin bilinçli olarak bu yolu izlediğini kaydetti.
Geçmişte bölgede üzücü olaylar yaşandığını anlatan Gül, “Bu olaylar sonucu hep bölge kaybetti. Bu yüzden istikrara önem verilmeli ve her ülke komşularıyla iyi ilişki içinde olmalı” dedi. Gül, Türkiye ile Kuveyt arasında büyük bir iş yapma potansiyeli bulunduğunu dile getirerek her alanda işbirliği yapılabileceğini söyledi. Kuveyt’in petrol satışından büyük gelirler elde ettiğini ve gelirinin büyük kısmını yurtdışında değerlendirmesi gerektiğini belirten Gül, Kuveytli iş adamlarını Türkiye’de yatırım yapmaya davet etti.
Yatırım için getiri sağlayacak, risk faktörü az ülkelerin seçilmesi gerektiğini dile getiren Gül, Türkiye’nin büyüme potansiyeli ve köklü reformlar sonucu riskleri minimize eden, yatırım yapılabilecek önemli bir ülke olduğunu söyledi. Kuveyt’in önümüzdeki beş yılda 160 milyar dolarlık altyapı yatırımı yapacağını dile getiren Gül, Türk işadamları için de Kuveyt’te iş yapma imkânı olduğunu söyledi. Türk ve Kuveytli işadamlarının birbirini yakından tanımasını ve faaliyetlerinden karşılıklı haberdar olmasını isteyen Gül, “İki ülke arasında potansiyel var. Olmasa niye konuşalım, uğraşalım. Bizde bir söz var, olmayacak duaya amin demenin anlamı yok” dedi.
‘İlişkileri artırmak istiyoruz’
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da Kuveyt ile ticari ilişkileri artırmak istediklerini dile getirdi. İki ülke arasındaki 2008 yılı sonu itibarıyla 500 milyon dolar düzeyinde olan ticari ilişkilerin yetersiz olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, “Siyasi ilişkilerin bu kadar iyi olduğu iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin düşük olması biz iş adamlarının ayıbı” diye konuştu. Kuveyt’in Türk demir-çelik sektörüyle ilgili soruşturma yapmasının söz konusu olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin bu sektörde dünyanın en önde gelen ülkelerinden biri olduğunu, soruşturmanın karşılıklı ticarete büyük bir engel oluşturacağını söyledi. Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin gayrimenkul, enerji, lojistik ve turizm sektörlerinde yabancı yatırımcılara büyük fırsatlar sunduğunu, Türk işadamlarının da Kuveyt’teki altyapı yatırımlarında müteahhitlik sektörüyle yer alabileceğini kaydetti.
Saddam asıldı, yatırım başladı
Kuveyt uzun yıllar 1992 yılında kendisini bir gün içinde işgal eden Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin’in korkusuyla yaşamış. O günden ta Saddam’ın Irak’ta asıldığı 2006 yılına kadar büyük petrol zenginliği sayesinde milyarlarca dolarlık döviz rezervi olan ülkede potansiyelin altında yatırımla yetinilmiş. Yatırımlar genelde ülke dışına yönlendirilmiş. Çünkü herkesin belleğinin bir yerinde ülkenin bir gün içinde işgali varmış. Saddam Hüseyin’in bir gün hapistan çıkıp, tekrar iktidara geleceği ve Kuveyt’i işgal edeceğinden korkuyorlarmış. Bu korku ve endişe ancak Saddam’ın idamından sonra bitmiş ve ardından da ülkede çok büyük bir inşaat ve yatırım patlaması yeniden başlamış. Kuveyt’teki işadamları bunun devam edeceğıini ve bu pastadan Türkiye’ye de önemli pay düşeceğini ifade ediyor.