1
Mayıs
2025
Perşembe
EMLAK-KONUT

KRİZ İNŞAATI SALLIYOR, BAŞBAKAN NEDEN SAHİP ÇIKMIYOR

İnşaatçılar Derneği Başkanı Yaşar Aşçıoğlu, yaklaşık 100 milyar dolarlık inşaat sektöründe krizin bankalar nedeniyle giderek ağırlaştığını söylüyor. Hükümetin kriz yönetiminde zayıf kaldığını belirten Aşçıoğlu, 'Başbakan inşaat sektörünün önemini bilen bir siyasetçi. Özel bankalara fırça atacağına önce kamu bankalarına kızsın. Neden bize sahip çıkmıyor anlamıyorum' diyor.

Yaşar Aşçıoğlu, İstanbul'da son yılların konutta yeni trendi rezidansları ilk yapan müteahhitlerden biri. Selenium markasıyla sürdürdüğü rezidans yatırımlarından biri olan Beşiktaş Kulübü için yaptığı Fulya projesi önümüzdeki günlerde sona eriyor.
30 katlı iki kule, hastane, market, otopark ve iş kulesinden oluşan proje Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, Rahmi Koç gibi birçok ünlü ismin konut aldığı bir proje.

12 yaşından beri inşaat sektörünün içinde olan Aşçıoğlu, 100 bin konut inşaatı gerçekleştiren bir şirketin sahibi. Aynı zamanda ünlü inşaat gruplarının üyesi olduğu İnşaatçılar Derneği'nin de başkanı olan Yaşar Aşçıoğlu, ABD'den başlayıp dünyayı saran ekonomik krizde hükümetin zayıf kaldığını düşünüyor.

En büyük sorumluluğun bankalarda olduğunu da söyleyen Aşçıoğlu, "Bu kriz Türkiye'ye teğet geçebilirdi. Türkiye'de bu kadar olmaması gereken bir kriz yaşıyoruz, bunun sebebi de bankalar ve merkezi hükümet. Hükümet zayıf kaldı. Tayyip Bey özel bankalara fırça atana kadar devlet bankalarından kredi kullandırmalıydı. Neden sahip çıkmıyor anlamıyorum" diyor.

Kaç yıldır inşaat sektöründesiniz?

Babam Selahattin Aşçıoğlu 1960'lı yıllarda Trabzon'un Of kazasından İstanbul'a geldi. Of'ta tuğlacılık yapan babam İstanbul'a gelince birçok Karadenizli gibi o da inşaat sektörünü seçmiş. 1967 yılında da şirketi kurmuş. 6 kardeşiz. Ailede işi sürdüren bir tek ben varım. Babamın yanında çıraklıktan ustalığa kadar her türlü işi yaptım. Beton döktüm, gece bekçiliği yaptım. Yani temellerinde yüzerek bu mesleğin içine girdim. Bizzat işin içindeydim. Ortaokuldan sonra terör vardı okula devam etmedim. 21 yaşında patron oldum. 20'li yaşlarda daire de satıyordum, inşaatların başında da duruyordum. Yaşım da 50. Bu mesleğin her kademesini, her şeyini iyi bildiğimi düşünüyorum. Bu mesleğin her bir biriminin ustalığı beynimin kıvrımlarından geçerek buraya geldim.

O dönemlerden bugünlere İstanbul'da inşaat sektöründe trendler nasıl değişti?
1970'li yıllarda küçük bloklar yapılırdı. 20 daireli konutlar revaçtaydı. Çarşılar, pasajlar, o günkü yaşam tarzına ilişkin binalar yaptık. Sonra siteler öne çıktı 1980'lerde. Daha sonra iş merkezleri moda oldu. 2000'lerden itibaren ise rezidanslar moda oldu. İstanbul'daki ilk rezidansı yapan firmalardan biri biz olduk.

Aşçıoğlu projelerinin farklılığı ne?

Biz diyoruz ki Türkiye'deki belli gruplar, insanlar dünyanın çeşitli ülkelerinde gelişmiş ve konforlu projelerden yer alıyorlar. Biz inşaat grubu içinde şöyle misyon üstlendik. Biz dünyanın en kaliteli projelerini yapacağız. Bunu da yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. Bizim yaptığımız projelerle yarışabilecek projeler şu anda Türkiye'de olmadığı gibi dünyada da yok. Sayıları çok az. Biz projeyi proje gibi yapacağız. Önce kar değil, önce ülkenin kalkınmışlığına etki edecek yapıları yapacağız, Çünkü bir ülkenin kalkınmışlığını yapılarıyla anlarsınız. Bir ülkeye indiğiniz zaman yapılarına bakarsınız, bu ülkede yaşayan insanların akciğer filmini bir an da çekersiniz. Şimdi İstanbul için bir film çekin. Bizim savaşımız bunlarla. Çıtayı yükseltmek böylece inşaat sektöründe başka iş yapanların çıtayı yukarı çekmesini sağlamak.

Şu anda hangi projeleriniz var. Bu projelerinizden biri olan Beşiktaş Kulübü'ne yaptığınız Fulya'da Selenium Twins projesi. Ne aşamada?

Selenium projelerimiz var. Ayın 12'sinde Fulya tesisleri açılıyor. Gayrettepe'yi de teslim ediyoruz. Bir tek Etiler kalıyor. Dünya krizdeyken, Dubai'de, ABD'de inşaatlar durmuşken biz 24 saat çalışarak projelerimizi bitiriyoruz. Hiç bir sıkıntımız yok. Bu da kaliteli yapı yapmamızdan geliyor.

Sizinle üç ay önce bir akşam sohbet etmiştik. O günlerde 7 bin 500 dolar olan metrekare fiyatınızı 7 bin 500 euroya çıkaracağınızı söylemiştiniz. Çıkardınız mı? Halen uyguladığınız fiyat ne?

O günlerde metrekare fiyatlara zam yapacaktık ama yapmadık. Yaklaşık 8 bin dolardı. 10 bine çıkarmadık.

Satışlarınız nasıl gidiyor?

Kriz nedeniyle satışlarımız tek tük oluyor. Arzu ettiğimiz gibi değil.

İstanbul'un hali hazırdaki konut durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
İstanbul'da şu ana kadar yapılan yapıların yüzde 95'inin değişmesi gerekiyor. Bu hem deprem nedeniyle, hem de konfor anlayışı ile değişmeli. Yaşam standartları değişiyor. Konutların kalitesinin de değişmesi gerek. Binaların rehabilite edilip yeniden yapılması lazım. Tabii eski eser olanlar hariç. Yani sorun sadece gecekondular değil. Mevcut yapılar da kötü. Bir kısmı için yıkım olabilir. Kötü durumda olan iskanlı yapıları düzeltmek için iyi projeler ortaya koymak lazım.

İstanbul'un planlı bir rehabilitasyon projesi var mı?

Şu anda İstanbul'un imar planları hazırlanıyor. 1/100 binlik planlar yapılıyor. Bu planlar doğrultusunda bu binalar yıkılıp, yenileri yapılacaktır. Biz de buna talibiz. Biz ona talip olan bir şirketiz. Yaptığımız bütün projeler şehrin göbeğinde. Bu bölgelerdeki kötü yapıları başka türlü rehabilite etme şansı yok. Artık bu tamamıyla çok planlı olarak yapılan bir iş olmalı. Hükümet bu konularda duyarlı olmak zorunda. İstanbul'un kurtuluşu göklerde.

Bu planların yapılması çok gecikmedi mi?

Çok gecikti. Bitmişti ama sivil toplum örgütleri mahkemeye verdi, iptal edildi. Maalesef Türkiye'de bir şey yapabilmek kolay değil. Birşey yaptığınız zaman eleştiren çok oluyor, yapmadığınız zaman bir şey soran yok. Sivil toplum örgütleri işlerini yapmak yerine sadece engellemek için konumlanırsa bu ülkede iş yapamazsınız.

Mahkemeye verilmeyecek doğru planlamalar yapılamaz mı? Yasalara uygun… Kentleşmenin bir standardı yok mu?

Hiçbir plan doğru yapılamaz. Dünyanın hiçbir yerinde bu eksiksiz bir plan oldu diyebileceğimiz bir plan yapılamaz. Olmaz. Ama en kötü karar, kararsızlıktan iyidir dememiz lazım. Örneğin şimdi Beyoğlu pilot bölge seçildi. Bu formasyondaki yapıların örnek olması lazım ve yola çıkılması lazım. Ama bazı sivil toplum örgütleri bunları önlüyor. Şu yanlış, bu yanlış deniyor. Doğru plan o-la-maz. Dünyanın en büyük plancılarını da çağırsanız olmaz. Standard herkese göre değişir. Yasalarda sorun yok. Politikacılar da ağır davranıyor. Onların da yeniden seçilme korkusu var. İktidar kimseyle kapışmak istemiyor. Kimse ile çatışmayım diyor. Bu yüzden gecikiliyor.

Bu arada İstanbul'u derinden yaralayacak deprem yaklaşıyor. Büyük bir yıkım bekleniyor. 1999'un üzerinden 10 yıl geçti. Hiçbir önlem alınmadı. Geç kalmadık mı?
Çok geç kaldık. Allah bize deprem için 10 yıl kredi açtı. Biz bu krediyi kullanamadık, zamanlaması kötü oldu. Yarın deprem olursa yapacak bir şey yok. Hiçbir çivi çakmadık. Deprem geliyor dedik, bir şey yapmadık.

Türkiye ciddi bir ekonomik kriz yaşıyor. Sadece Türkiye değil tabii dünya. En fazla etkilenen de inşaat sektörü oldu. Nasıl yansıyor?

Kriz herkese yansıdığı gibi bize de yansıdı. Konutlarımızı artık arzu ettiğimiz fiyatlara satamıyoruz. Çok kazanacağımıza, daha az kazanıyoruz. Herkesin alabileceği fiyatlar uyguluyoruz. Ama dediğim gibi satışlar tek tük.

Türkiye bu krizi iyi yönetebiliyor mu? Sektörde durum ne?

Türkiye'de görüldüğü kadar olmaması gereken bir kriz yaşıyoruz, bunun sebebi de bankalar ve merkezi hükmettir. Hükümet zayıf kaldı. Tayyip Bey özel bankalara fırça atana kadar kendi bankalarından kredi kullandırmalıydı. Oysa devlet bankaları kredi kullandırmıyor. Bir de kredi geri çağırmaları oluyor. Biz de inaatçılar olarak bunları bir kenara yazıyoruz. Sonuçta bugün yılda milyar dolar dönen bütçeye sahip bir sektörüz. Yarın kriz geçtiğinde bankalara bu günlerin hesabını soracağız..

Bu sorunlarınızı Ankara'ya götürmüştünüz dernek olarak. Hiçbir adım atılmadı mı?
Ankara'da sıkıntılarımızı anlattık. Milyonlarca kişi işsiz kalabilir dedik. Hiçbir adım atılmadı. Kendi kendimize bağırıp çağırdık.

Bankalar kredi vermeye başladık diyor.

Doğru değil, yalan. Arkadaşlarımız ciddi sıkıntıda, benim sıkıntıda olmamam bir şeyi değiştirmez. Onlara gelen sıkıntı sonunda bana da gelecektir. Bugün sana yarın bana. Benim tuzum kuru diye ben susmayı yeğlemem. Bankalarla kapışmam gerekiyorsa da kapışırım. Hiç de umurum değil. Hükümet bilhassa inşaatçılara hiçbir şekilde sahip çıkmıyor.

Neden sahip çıkılmıyor?

Tayyip Bey bizim sektörümüze yakın bir insan. Bize önem verdiğini de biliyorum. Bizim ne kadar önemli olduğumuzu bildiğini de biliyorum. Buna rağmen bize neden sahip çıkmıyor, bunu anlamış değilim. Bir mana da veremiyorum. Çünkü biz olmazsak yüzlerce sektör etkilenir. Bu sektör 600 çeşit mal tüketiyor. Şu anda sadece bende yan sektörlerle birlikte 3 bin kişi var. Projeler bitince bu insanlar işsiz kalacak. Şu anda inşaatların çoğu durmuş vaziyette.

Yeni projeler ise erteleniyor. Bu süreç uzun sürerse ne olur?

Başbakan'ın dediği gibi bu kriz aslında Türkiye'yi teğet geçebilirdi. Ama en azından birkaç sektör desteklenmeliydi. Otomotiv, inşaat, tekstil gibi. Bunların başında da inşaat gelir. Bizim sektör olarak karşılıksız bir şey istediğimiz yok. Karşılığında garantisini alsın, ama krediyi devlet bankaları aracılığıyla versin. Onlar başı çekmeli. Bunu diye diye dilimizde tüy bitti ama kıpırdayan yok. Ben yine de şunu söylüyorum, iyi olacak. İyimserim. Krizi atlatacağız.

Ne kadar süre veriyorsunuz?

Nisan ayında ABD Başkanı Obama'nın paketini açıklamasıyla birlikte bahar rüzgarları esecek. O zaman biz de toparlarız diye düşünüyorum. Gerçek toparlanma ise 2010 yılı ortaları olacak. Yani biraz daha uzun sürecek. Ama 2010 Nisanı'nı geçmez. Şu anda küçük de olsa kıpırdama var.

Fiyatların düşmesi kriz de bir fırsat yaratıyor mu?

Arsa fiyatları hızla geriliyor. Arsa sahipleri fiyatları indirdi. Elbette fırsatlar doğuyor. Ama hala temkinli gidiyor piyasa. Şu anda herkes parada bekliyor.
Bizim önerimiz şudur. İnsanlar eğer yatırım aracı olarak her hangi bir şey düşünüyorlarsa dünyanın bütün zenginlerine baksınlar gayrimenkul zenginidir. En doğru yatırım aracı gayrimenkuldur. Gayrimenkulde en pahalı, fiyat zirvede alsanız bile kardasınız. O yüzden gayrimenkulden kaçmayın. Moral bozmayın, demoralize olmayın.

Maliyetler geriledi mi? Fiyatlar daha düşer deniyor, düşer mi?

Biraz gerileme var. Özellikle demir çelikte yüzde 10 civarında. Ama müşteri paranın üzerine yatmış fırsat kolluyor. Beklerlerse geç kalacaklar. Fiyatlar daha fazla düşmez, almanın tam zamanı. Nisanda yükselir tekrar. Krizin üstüne gitmek lazım. Kaçarsanız kovalar. Ben krizin bizi hala terkedeceğine inanıyorum. Sallayacak ama düşüremeyecek. Zaten şu anda sallıyor. Bu moralle olur. Bizim işadamımız zaten krizlere alışkın. Meleke edinmiş. ABD'li gibi şok olmuyor. Şu anda da şokta değiliz.

Fiyatlar biraz şişmişti ama. Hala İstanbul'un metrekare fiyatları açısından ucuz olduğunu düşünüyor musunuz?

Tabii. Metrekare fiyatları hala düşük. Dünyanın yıldızı. En estetik, en tarihi, en kültürel şehri. Olması gereken değerde yapılar yapılmadığı için, metrekare fiyatları olması gereken yerde değil. Bana göre İstanbul'da yaşamanın bir bedeli vardır. Ödeyebilen yaşar. Böyle olmazsa insanlara yazık olur. Vizyon başkenti diyorsak böyle olmaz. Bu yapılarla olmaz.

Likörde yatırım
martta başlayacak

Likör fabrikası arazisini almıştınız? Burada proje ne aşamada? Başlayacak mısınız?
Likör fabrikası projesine martta başlıyorum, süratle. Yabancı ortağımız var. Dünyanın en kaliteli ve İstanbul'a görsel olarak değer katacak bir proje olacak. Mayıs ayında da kamuoyu ile paylaşacağız. İstanbul'un en güzel binası olacak. Mimarımız Emre Arolat. Residans, ofis ve alışveriş merkezi yapacağız.

İstanbul'da son zamanlarda alışveriş merkezi ve otel yatırımı furyası oldu. Sizce de fazla mı?

Otelde yatırımlar fazla değil. İstanbul'da hala çok otele ihtiyaç var. Çarşı sayısı ise patladı. Fazla olduğuna ben de katılıyorum.

Bu arada bir de Türkiye'den bir inşaat markasının çıkması gerektiğini düşünüyordunuz ve Yunanistan'da yatırım yapacaktınız. Ertelendi mi bu proje?
Ara vermek durumundayız. Dünyayı sardı kriz. Şu anda yanlış olur.

SELENIUM PROJELERİ
SELENIUM PANORAMA:

Gayrettepe'de yer alan Selenium Panorama, 3,5 dönüme kurulu. 82 konutun yer aldığı projede 70 daire satılmış durumda. Projenin toplam satış bedeli 45 milyon euro.

SELENIUM TWINS: Beşiktaş Fulya'da hayata geçirilen proje, 30 dönüm üzerine kuruluyor. 240 dairenin 180'i satıldı. Satışı devam eden dairelerin fiyat aralığı 1 milyon 34 bin euro ile 1.5 milyon euro arasında. Projenin toplam satış bedeli 180 milyon euro.

SELENIUM CITY: Etiler'de 11dönüm arazi üzerine kurulan projenin konut sayısı 68. Şu ana kadar 56 konutun satışı yapılmış. Satışı devam eden dairelerin fiyat aralığı 1.4 milyon ile 2.3 milyon euro arasında. Projenin toplam satış bedeli 80 milyon YTL.

Jale Özgentürk - Referans
Yayın Tarihi : 3 Şubat 2009 Salı 19:20:08


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?