29
Nisan
2025
Salı
GÜNCEL

NESİN AİLESİNİ TÜRBAN BÖLDÜ

Aziz Nesin’in büyük oğlu Prof. Ali Nesin, türbanın serbest bırakılması için bir bildiriye imza atınca kardeşi Ahmet Nesin’den büyük tepki gördü. Ahmet Nesin, ağabeyine mektup yazarak, "Düşünce özgürlüğünün hedefi demokrasi gelmesi içindir, gericiliğin değil. Babamızın ’Korkudan Korkmak’ ya da ’Ah Biz Ödlek Aydınlar’ kitaplarını birkaç kez daha oku" dedi.

TÜRK edebiyatının ve fikir dünyasının en önemli isimlerinden Aziz Nesin’in iki oğlu da türban nedeniyle fikir ayrılığına düştü. Aziz Nesin’in büyük oğlu ve Aziz Nesin Vakfı’nın başındaki isim Prof. Ali Nesin, hükümetin ve MHP’nin türbanın üniversitelerde serbest bırakılması girişimine destek veren bir bildiriye imza attı. Bildiride, "Üniversitelerin düşünce, ifade, din ve inanç ile eğitim ve öğretim gibi en temel insan hakları karşısında yasakçı değil, özgürlükçü bir tavır alması gereken kurumlar olduğunu düşünüyoruz" ifadesi yer alıyordu. Ahmet Nesin, bu bildiriye imza atmasının ardından ağabeyine hitaben bir mektup yazdı. Mektuba Milliyet Gazetesi yazarı Melih Aşık dün köşesinde yer verdi. Mektupta, Ahmet Nesin, görüşlerini şöyle aktarıyor:

ÖZGÜRLÜĞÜN HEDEFİ

"Kız öğrencilerin kılık kıyafetlerini yaşadığımız medeniyetin gerisine götürmek ülkenin modernleşmesi değil, daha da geri gitmesine neden olur. Medeni ülkelerde insanların nasıl giyindiği çok açık ortadadır. Düşünce özgürlüğü ileriye atılan adımlar için geçerlidir. Geçmişteki yanlışlıkları savunarak özgürlük isteyemezsin. Özgürlük, modernlik ve demokrasi üzerine kurulur ama demokrasi sandığın gibi o kadar herkesin her istediğini, her an yapabilmesi demek değildir. Düşünce özgürlüğünün hedefi demokrasi ve sosyalizmin gelmesi içindir, gericiliğin değil.

BABAM HAKLIYMIŞ

...Bana bütün imza atan arkadaşlarınla beraber bilim üretimi yapan bir İslami ülke ya da kişi gösterirseniz çok memnun olurum. Ama ben size eğer bir gün sormak aklınıza gelirse, onların bilimsel olan nelere karşı çıktıklarını gösteren bir çizelge sunabilirim. Fazla merak edeceğinizi sanmıyorum ya... Babamız Aziz Nesin’in en büyük eleştirmeni olarak ’Korkudan Korkmak’ ya da ’Ah Biz Ödlek Aydınlar’ kitaplarını birkaç kez daha oku. Babam haklıymış, onun en büyük eleştirmeniymişsin ama yüzüne söyleme cesareti gösterememişsin."

Vakfa bağış kesildi

KARDEŞİNİN görüşleri üzerine aradığımız Ali Nesin ise "Düşünce ve düşüncesini yayma özgürlüğü evrenseldir, istisnasız herkese uygulanır. Bu konuda başka bir şey söylemek istemiyorum" dedi. Ali Nesin hazırladığı basın bildirisinde ise görüşlerini şöyle aktardı:

YER YERİNDEN OYNADI Üniversitede kılık kıyafet özgürlüğünü savunan bir metne imza attım diye yer yerinden oynadı. Aldığım hakaret mesajlarının haddi hesabı yok. Sanki ortada bir suç varmış gibi, varsa da çocuklarımızın bunda bir suçu varmış gibi Nesin Vakfı’na bağışlarını kesenler oldu. Aziz Nesin’i Sivas’ta yakanlarla ittifak kurduğumu, bu imzadan mutlaka bir çıkarımın olduğunu ileri sürenler bile oldu.

YASAĞA KARŞIYIM Türban yasağı kalkarsa başı açık kızlarımız örtünme konusunda baskı göreceklerdir diyenler var. Doğrudur, böyle bir olasılık vardır. Ama engebeli demokrasi yolunu yasaklarla düzleştirmeye çalışmak beyhude bir davranıştır. Gereken mücadele etik olarak doğru bir biçimde verilmelidir. Türkiye bugün bu sorunla daha demokratik yollarla başa çıkacak olgunluktadır. Laiklik bu tür yasaklarla elde edilmez. Gericilikle, bağnazlıkla, yobazlıkla böyle savaşılmaz. Bu savaş, halkın hiçbir kesimini dışlamayıp, kimseye hakaret etmeden herkesi kucaklayarak, en egitimsizlere, en şanssızlara, varoşlara ve en ücra koylere ulaşarak, yani bir bez parçasıyla uğraşarak değil, işin özüne inilerek yapılır.

Vasiyetnamesinde var

KORKUDAN KORKMAK: Aziz Nesin’in 1988’de yayımlanan bu kitabı, korkuya dayalı kara mizahın en güzel örneklerinden biri kabul ediliyor. Nesin, bu kitabında bütün sorunun hatta kimi zaman felaketlerin kaynağının korkudan korkmak olduğunu ifade ediyordu. Ayrıca Nesin Vakfı’ndaki çocukların nasıl eğitileceklerine dair vasiyetnamesine de yer veriyordu.

AH BİZ ÖDLEK AYDINLAR: Nesin, 1985’te yayımlanan deneme türü bu kitabının önsözünde "Göçe göçe Batı’ya gelmişiz. Avrupa’ya pençemizi atıp bir parçasına tutunmuşuz. Bu yüzden işimize gelince Avrupalı, işimize gelince Asyalı oluveriyoruz. Son konağımıza konalı sekiz-dokuz yüzyıldan beri de göçebelikten kurtulamamışız" diyordu.

Türbana 'Evet'çiler AKP'yle temasta 
Üniversitede türban serbestlik için Üniversitelerarası Kurul’a karşı başlatılan kampanyada ilginç portreler ortaya çıkıyor.

Meclis’te türban düzenlemesine imza atan bazı AKP milletvekillerinin öğretim üyesi olan eşleri de, Meclis dışındaki kampanyaya katılarak destek verdi. "Üniversitede türbana hayır" diyen rektörler ve öğretim üyelerine karşı hazırladıkları bildiriyi internet ortamında imzaya açan akademisyenlerden bazılarının AKP ile siyasi ve maddi ilişkide olması dikkat çekti. Bildiriye imza atan ilk isimler arasında Vatan gazetesi yazarı Mustafa Mutlu, karşı bildirinin mimarları olan Selçuk Üniversitesi’nden Doç. Dr. Şaban Çalış ile ODTÜ’den Prof. Dr. İhsan Dağı’nın siyasi eğilimlerine dikkati çekti.

AKP ADAY ADAYI Şaban Çalış AKP’den Konya Belediye Başkanlığı için aday adayı oldu. Genel seçimlerde aday olmak için partide nabız yokladığı, ancak güvence alamadığı için vazgeçtiği belirtildi. AKP kontenjanından TRT Genel Müdürlüğü’ne adaylık başvurusunda bulundu. Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında AKP’ye destek veren yazıları Zaman Gazetesi’nde yayımlandı.

YÖK BAŞKANI ORTAĞI İhsan Dağı AKP Ankara Milletvekili Zeynep Dağı’nın eşi. Seçimlerden önce AKP Genel Merkezi’ndeki strateji toplantılarına katıldığı biliniyor. YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan’la birlikte kurduğu Pollmark adlı araştırma şirketi AKP’ye araştırmalar yapıyor. Ayrıca Soros’un Açık Toplum Enstitüsü’nden aldığı araştırma burslarıyla yurtdışında çeşitli araştırmalar yaptı. Zaman gazetesinde köşe yazıları yayımlanıyor. İmza atan ilk isimler arasında, AKP’ye yeni Anayasa taslağı hazırlayan Gazi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Levent Köker, Dicle Üniversitesi’nden Fazıh Hüsnü Erdem, Polis Akademisi’nden Zühtü Arslan da bulunuyor.

2 MİLLETVEKİLİ EŞİ İmzacılardan Prof. Dr. Mümtazer Türköne’nin eşi Özlem Türköne de AKP İstanbul milletvekili. Geçmişte Tansu Çiller’in siyasi danışmanlığını yapan Mümtazer Türköne, AKP kurmaylarının sık sık danıştığı beyin takımı arasında yer alıyor. Seçimden önce ilk milletvekili teklifi, Mümtazer Türköne’ye yapılmıştı. Listede yer alan ODTÜ’den sosyolog Prof. Dr. Elisabeth Özdalga da, AKP Milletvekili Haluk Özdalga’nın eşi. Elisabeth Özdalga’nın, Fethullah Gülen hareketini irdeleyen araştırması var.

ATA’YA HAKARET ETTİ İmzacılardan Prof. Dr. Atilla Yayla, İzmir’de AKP toplantısında "Kemalizm ilerlemeden çok gerilemeye tekabül ediyor. Avrupalılar niye her yerde aynı adamın resimleri var diye soracaklar" sözleri nedeniyle Atatürk’e hakaretten ceza aldı.

Hürriyet
Yayın Tarihi : 4 Şubat 2008 Pazartesi 14:57:21
Güncelleme :4 Şubat 2008 Pazartesi 15:01:39


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Hüseyin gedik IP: 88.242.161.xxx Tarih : 26.02.2008 08:19:04

ayni gazetede bir başka başlık taşıyan konu ile ilgili bir haberde kişisel düşüncemi ben böyle sergiliyorum sevgili aziz nesinin oğluda yukarda görüldüğü gibi. Yorumlarınız Hüseyin gedik IP: 88.243.195.xxx Tarih : 13.02.2008 13:57:48 görülüyorki kral öldü yaşasın yeni kral misali çoğullu tanrılar döneminde,de seçilen kıral ve tanrı ilişkileri soydan soya intikal hanedanlık misali aile bireylerini takip etmekde kral günümüzün peygamberi konumunda tanrılar ile ilişkileri sürdürülüyor (DİNSEL VE CİNSEL MÜNASİPETLER DAHİL )kabile saldırılarına bizzat değerli hazine varlıklarına ulaşabilmek için tanrıların katıldığı bir iletişim varlığı görülüyor bu da gösteriyorki insanlar zaman içinde tanrıları kendileri görebiliyor birebir ilişki kurabiliyor DÜNYA İDNLER TARİHİNİ İÇEREN bir kitapda okumuştum zamani insanları tanrısal gücü var olduğuna inandıkları tanrıları öldürüp etlerini yerlermiş maksat tanrısal gücün bu vesile ile kendilerine geçmesini sağlamak öldürülen tanrının etini yerlerse dolayisi ile güçlerinide bünyelerine alacaklarmış buna inanıyorlarmış. oysaki varsayalım öyle olacak bu yolla tanrısal bir güce kavuşacaklar akabinde diğer kabile fertlerinin kendilerini bu neden ile öldürüp yiyebileceklerini düşünüp idrak edemeyecek kadar APTALCA BİR UYGULAMA DEĞİLMİ ? AAAHHHHH AZİZ NESİN AHHHH NE BÜYÜK İNSANDIN SEN. dinler tarihini yüzeyselde olsa bir kurcalamak nekadar büyük aptalca bağnazca uygulanan din adına işlenmiş insanlık nezdinde suçların vahşetlerin tanığı konumuna düşersiniz. buda gösteriyorki insanlar ruhani dünyada bazı dinsel ilaveleri kendi yorum ve insiyatifleri ile Allah böyle diyor Allah böyle istiyor gibi ilaveler ile Allah adına ekliyor veya Allah adına kendilerini bir şeyler yapmaya görevlendiriyorlar ve düşünceleri doğrultusunda bir yol belirliyor alsana bir tarikat misali !!!!düşüyorlar yollara.Allah nihayeti uçuruma giden yollarını açık eylesin . her nekadar mevcut dinler birbirlerinden farklı olsalar da birleşen kaynaşan noktaları mutlaka var ki hala değişik inanç içinde insanlar var . örneğin ben şimdi desem ki efendim ben büyük İskender'e inanıyorum insanların tanrısı olarak bu dünyada yaşamış bir gerçek bu bizim tanrımızdı ve o şöyle giyiniyordu ben inancım gereği öyle giyinmem gerekiyor bu kıyafet ile ÜNİVERSİTEYE GİDEMEZMİYİM????? giremiyorsam neden?????? İŞTE DURUM BUKADAR AÇIK VE MAKSATLI RESMEN FAŞİST BİR İDEOLOJİNİN DİRETME VE DAYATMA CABALARI .yaşasın hürriyet yaşasın cumhuriyet. saygılarımla .Hüseyin.