ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Uluslararası Dini Özgürlükler raporunda, Türkiye'nin genel olarak anayasayla korunan dini özgürlüklere saygılı olduğu, ancak geçen yıl uygulamalarda bazı sıkıntıların görüldüğü ileri sürüldü.

ABD'nin her yıl yayınladığı dini özgürlükler raporunda, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın, Hıristiyan misyoner faaliyetlerine karşı kamuoyu nezdinde bir kampanya başlattığı, üst düzey Türk yetkililerinin açıklamalarında misyonerlerden bir tehdit olarak bahsedildiği, medyada ise “Hıristiyan karşıtı” yayınların arttığı, Hıristiyanlar'a ve kiliselere karşı vandalizm ve tehditlerin yapıldığı savunuldu.

Raporda, ayrıca bazı Müslüman, Hıristiyan ve Bahai dinine mensup kişilerin kendi dinlerini yayma çabaları ve onaylanmadığı halde toplantı düzenlemeleri yüzünden bazı kısıtlamalar ve yer yer tacize maruz kaldıkları iddia edildi. Raporda, hükümet kuruluşları, üniversiteler, okullar ve iş yerlerinde türban yasağının sürdüğü, Müslüman olmayanların hükümet kuruluşlarında, ordu ve poliste kariyer sahibi olmasının etkin bir biçimde engellendiği yönünde iddiaların bulunduğu ifade edildi.

PATRİK "EKÜMENİK"

ABD raporunda ayrıca, “ekümenik” olarak nitelendirilen Fener Rum Patrikhanesi'nin, Heybeliada'daki Ruhban Okulu'nun yeniden açılması talebini yerine getirmediği belirtildi. Patrikhane'nin önünde gösteri düzenlendiği ve bahçesine bomba atıldığı, bunun ardından polisin dini liderlere koruma sağladığı da raporda yer aldı.

DİNİ KISITLAMALAR

Raporun Türkiye bölümünde, dini özgürlüklerin anayasal koruma altında olduğu ve hükümetin genel olarak buna uygulamada sadık kaldığı, ancak Müslümanlar ve bazı diğer dinlerin temsilcilerine yönelik bazı kısıtlamaların uygulandığı savunuldu.

Genel olarak dini gruplar arasındaki hoşgörülü ilişkilerin dini özgürlükler ilkesine katkıda bulunduğu, ancak ülkede laikliğin tanımı, dinin toplumdaki yeri, “İslamcı küçük azınlığın” ülkedeki potansiyel nüfuzu konusunda tartışmaların sürdüğü öne sürüldü. Türkiye'de Türk kimliğinin genel olarak Türk dili ve İslam dinine dayalı olarak algılandığı belirtildi.

7 MİLYON ALEVİ VAR

İslam'dan başka dine dönmek isteyenlerin sosyal olarak tacize ve şiddete uğradığı savunulan raporda, Türkiye'de tahminen 7 milyon Alevi'nin bulunduğu ve hükümetin Aleviler'i Müslümanlığın bir mezhebi olarak gördüğü yer aldı.

ABD raporunda, basında Yahudi karşıtı yayınların devam ettiği de savunuldu.

İslam'dan başka dine dönmek isteyenlerin sosyal olarak tacize ve şiddete uğradığı savunulan raporda, Türkiye'de tahminen 7 milyon Alevi'nin bulunduğu ve hükümetin Aleviler'i Müslümanlığın bir mezhebi olarak gördüğü yer aldı.

ABD raporunda, basında Yahudi karşıtı yayınların devam ettiği de savunuldu.