TÜBİTAK tarafından yayımlanan Bilim ve Teknik Dergisi’nde ünlü bilim insanı Charles Darwin’e uygulanan sansür, başta AKP’liler olmak akademi kökenli siyasetçiler arasında farklı yorumlara yol açtı. CHP ve MHP, bunun TÜBİTAK’taki siyasi kadrolaşmanın bir sonucu olduğunu iddia ediyor. TÜBİTAK Başkanı Nüket Yetiş ise sorulara cevap vermedi.TÜBİTAK'ın bağlı olduğu Devlet Bakanı Mehmet Aydın'dan 'Darwin sansürüne' şu yorum geldi: Bilime ne kadar yanlış yapsa, sansür işimiz değil. Bizim ne kavgamız olabilir. Adam ölmüş gitmiş.
TÜBİTAK’ta yaşanan "Darwin sansürüne" hem iktidardan, hem de muhalefetten itiraz geldi. AKP’li Devlet Bakanı Mehmet Aydın, "Darwin’e sansür akla aykırı" derken, CHP lideri Baykal, sansürü, "Üzüntü verici bir durum" olarak niteledi. Diğer görüşler ise şöyle:
Deniz Baykal: (CHP Genel Başkanı) Üzüntü verici bir durum. Darwin’in adından alerji duymak, tartışılmasını, hatırlanmasını engelleme ihtiyacı içine girmek, hangi saplantıların, peşin fikirlerin bilimsel örgütlenmeye egemen olduğunu gösteriyor.
http://dosyalar.hurriyet.com.tr/haber_resim/darwin_skandal.gifProf. Necip Taylan (AKP-İlahiyatçı) Bilim dergisi, evrim teorisinin varlığını görmezden gelemez. Evrim teorisini fiziksel olarak ispatlamak mümkün görünmüyor. Bunun için milyonlarca yıllık bir değişim gerekiyor. Ancak ne olursa olsun, siyasi ve dini yaklaşımlarla bu meseleye bakılmaması lazım. Bilim adamı kendi işini, teologlar kendi işini yapacak.
Prof. Mehmet Sağlam (AKP-Hukukçu) Bilim Kurulu neyi basacağına, neyi değiştireceğine kendi karar verir. Gerçek nedenini kim biliyor. ’Bir dahaki sefere kullanırız’ diye düşünmüş olabilirler. Ne var bunda yahu!
Prof. Necla Arat
(CHP-Felsefeci) Çok yanlış ama benim için sürpriz olmadı. AKP iktidarının göreve getirdiği kişiler, AKP ideolojisiyle paralel hareket etmeyi sürdürüyorlar.
Muharrem İnce (CHP-Eğitimci) Bilim dergisinin yayın politikası rahatsız ediyordu iktidarı. TÜBİTAK’a yakında cami imamlarını atarlarsa şaşırmayın.
Prof. Tunca Toskay (MHP-İktisatçı) Kendilerini, Türk toplumunu sosyo-kültürel açıdan dönüştürme projesinin yürütücüsü gibi davranıyorlar. Bütün mesele burada düğümleniyor.
Bilime yanlış yapmış bile olsa sansür bizim işimiz değil
Mehmet Aydın Devlet Bakanı: "Sansür konusu TÜBİTAK’ın işi değil. Bilime ambargo koymak, Darwin’e sansür koymak akla gelecek bir şey olamaz. Tam tersine bilime ne kadar kendisi yanlış yapmış olursa olsun hizmet eden kim varsa, bilim adamı sıfatını almaya hak kazanmışsa, onun görüşlerinin anlatılmasıdır. TÜBİTAK olarak işimiz gücümüz yok sansürle mi uğraşacağız? Çok açık söyleyeyim, kimse bundan bir ideoloji okumaya çalışmasın. Bizim Darwin ile ne kavgamız olabilir. Adamcağız ölmüş gitmiş."
Beagle’ın güzergáhı
DarwIn, evrim teorisine ulaşmasını sağlayan beş yıllık Beagle yolculuğunda bu güzergáhı takip etti. ’Türlerin Kökeni’ bu yolculuğun ürünüydü.
CHP’den Başbakan’a soru
Darwin’e sansürü onaylıyor musunuz?
CHP milletvekili Hüsnü Çöllü, soru önergesi ile Başbakan’a şunları sordu:
"Derginin, Darwin fotoğrafı ile hazırlanan kapağının değiştirilmesi ve Darwin ile ilgili hazırlanan bölümün çıkarılmasının gerekçesi nedir?(...) Bilim kuruluşunda böylesine bir uygulamaya izin verilmesi, kabul edilebilir bir durum mudur? Böylesine bir değişiklik, TÜBİTAK Başkan Yardımcısı’nın kişisel müdahalesi ile olamayacağına göre, karar nasıl alınmıştır? Yaşanan bu süreci onaylamıyorsanız, konunun incelenmesi ve soruşturulması için bir girişimde bulunacak mısınız?"
BİLİM İNSANLARI
İnanç başka bilim başka
Prof. Dr. Aykut Kence (ODTÜ) Bu sadece TÜBİTAK’la ilgili bir olay değil. Hükümetin tutumuyla da alakalı bir durum. Bu ülkenin Milli Eğitim Bakanı, Darwinizmi ateizmle bir tutarsa olacağı budur. TÜBİTAK bilimi sansürlüyor. Bütün dünya Darwin yılı ilan edip kutluyor. Fakat bizimkiler Darwin’i bilim düşmanı ilan ediyor. Dinle bilim karıştırılmamalı. Türkiye’de artık bilim de sansürleniyor.
Prof. Dr. Ali Alpar (Sabancı) Türkiye’de ideolojik ve dini inançlar nedeniyle bunu kabul etmeyenler var. TÜBİTAK gibi bir kurumun popüler bir bilim yayınından çıkarılması, hele de Darwin’in 200’üncü doğum yılında çıkarılmasını çok manidar buluyorum.
Prof. Dr. Namık Kemal Pak (Eski TÜBİTAK Başkanı) Bu sansür beni şaşırtmadı. 2003 yılında TÜBİTAK’a ilk müdahaleye başlandığı zaman bunun bir gün olacağını tahmin etmiştim. Siyasi, ideolojik ve dini yaklaşımlarla Darwin’in evrim teorisine karşı çıkmak doğru değil. Bilim bunlardan bağımsız çalışmak zorunda.
Evrime doğru
Doğum, 12 Şubat 1809, İngiltere.
Kilisede dini eğitim gördü.
22 Ekim 1825 Edinburg, 15 Ekim 1827 Cambridge Üniversitesi
Charles Lyell’in, ’Jeolojinin Prensipleri’ kitabı ufkunu aydınlatır.
21 Aralık 1831, Beagle gemisiyle Galapagos yolundadır.
Tierra del Fuego’da gördüğü yerliler, insanlığın ataları üzerine yorumlarına zemin hazırlar.
Ocak 1834’te Patagonya’da deniz seviyesinden metrelerce yüksekte deniz kabuklarına rastlar.
15 Eylül 1835, Galapagos: Bitki örtüsü, hayvan türleri, sürüngenler ve kuşlar Darwin’i çarpar. Teorileri şekillenmeye başlar.
Farklı caoğrafi şartlar, aynı kökenden gelen canlıların farklı özellikler kazanmasına yol açmaktadır.
Bir süre sonra da bunların farklı türler olduğunu kavrayacaktır.
2 Ekim 1936, Beagle gemisi beş yıl sonra İngiltere’ye döner.
Önce günlüğünü, arkasından diğer kitaplarını peş peşe yayımlar. Canlıların, çevreye kendilerini uyarladıklarını yazar.
"Canlılar arasında bir rekabet ve doğal seleksiyon süreci vardır. Güçlü olan ayakta kalmakta, diğer türler zamanla yok olmaktadır" der.
1859’da ’Türlerin Kökeni Üzerine’ni kitabı raflardaki yerini alır ve kıyamet kopar.
1861-1868 arasında kitabının yeni baskıları yapılır. Her baskıda teorisini biraz daha geliştirir, eleştirilere de cevap verir.
1882’de öldüğünde, arkasında bilim ve düşünce tarihini sarsan dev bir külliyat bırakmıştır. Bugün hálá tartışılan ve kimi ülkelerde de sansürlenen bir külliyat...
aslında darwini evrim kuramını ortaya atan biri olarak göstermek biraz yanlış çünkü bu kuram daha önce ortaya atılmıştır ama evrim hakkında yaptığı çalışmalar inkar edilemez bir devrimdir tabi ortaya atılan her teori gibi darwinin evrim teorisi o günün teknolojisine ve çalışmalarına göre özünde doğru ama tespitlerinde yanlışlıklar olan bir teoridir bazı düzeltmelerin olması gerekir mesela türkler hakkında türlerin kökeni hakkındaki kitapta tutarsız yanlışlıklar vardır tabi bu yanlışlıklar gözlemleri sonucu ona doğru gelmiştir o yüzden türklerin insan ırkında bir alt ırk olduğundan bahseder aslında böyle düşünmesinin sebebi türk ırkının izlerinin Japonyadan amerika kıtası ve asya dan ingilterenin dibine kadar italyaya ve hatta fıransa kıyılarına kadar gitmesidir oda madem bu ırk bu kadar yayılan tek ırktı o zaman insan ırkının temelinde var düşüncesi hakim oldu tabi bu bunun bu gün yanlış olduğunu anlıyoruz türk ırkının dünyaya yayılmasındaki sır doğa ile barışık ve doğaya zarar vermeden mücadele etme yeteneğinde yatmakta idi bütün ırklar doğayı yok etmeye programlıdır ama gerçek türk ırkı tabi en eski atalarımız göcebe hayvancılık yapan doğa ile beraber yaşayan ve kıl çadırlarda yaşamayı tercih eden doğayı tüketerek değil ondan çoğaltarak yaşayan bir milletti o yüzden amerikadaki kızılderililer olsun asya sıtepleri olsun japon adalarında yaşayanlar olsun hep türk ırkına mensuptur evet darwin bu konuda ve bir çok konuda bir hata yapmış bizim bir gurup dincimiz çalışacağına bu teorideki yanlışları düzelteceğine küllen yok saymaya uğraşıyor unutmamak lazım darwinin evrim teorisi sadece bir teoridir doğruluğu ispatlanmış değildir ve düzeltilmelidir bizim bilim adamlarımızın çalışmalarını bekliyor ve ülkemizde bulunan ve fosil yataklarıda insanlık tarihi açısından en doğru kaynaklardır zira afrikadan çıktığı idda edilen ilk insanın belkide anadoludan çıkmıştır biz okumuyoruz bize karşı küstahlık edenlerin hakkında hiç bir şey bilmiyoruz romalıların sezar döneminde yazdığı eserler ingilizlerden bahsederken büyük roma ingiltereyi almanyayı kuşattığında almanlar buz adamı denen çalıdan evlerde yaşayan hayvan postları içersinde yaşayan avcılık ve toplayıcılıkla yaşayan tarımı bilmeyen barbarlardı ingilizler için ise onları ağaç kovuklarında ve ağaçların üstünde yaşarken bulduk medeni edebildiğimiz kadarına medeniyeti öğrettik geri kalan kısım o kadar barbar ve vahşi idler ki dünyadaki ilk duvarı setti ingiltereyi ortadan bölecek şekilde çektik ve bu gün bile ingiltere sanki barbar ve daha medeni görünen ingilizler arasında sanki romanın çektiği zahiri duvar durmaktadır kim alt ırk kim üst ırk insanlık tarihini incelemekle bulunur