“Türban” yanlısı bazı çevrelerin “30 Ağustos öncesi Brüksel’de TSK mensubu bir komutana karşı lobicilik” yaptıkları öne sürüldü. Eski Avrupa Parlamentosu üyesi Ozan Ceyhun, “30 Ağustos 2006 öncesi Türkiye’de ‘türbanı milli mesele ve olmazsa olmaz’ hale getiren çevreler, Brüksel´de bir TSK mensubu komutana karşı lobi yapmaktalar” ifadesini kullandı.
Ceyhun’un ismini anmasa da yazıda sözü edilen komutanın, teamüllere göre 30 Ağustos’ta Genelkurmay Başkanlığı’nı devralması beklenen Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt olduğu anlaşılıyor.
FİNLANDİYA BİR ŞANS OLABİLİR
1998-2004 döneminde AP üyesi olan Ozan Ceyhun, Forum Diplomatik gazetesinde yayınlanan yazısında Finlandiya Dönem Başkanlığının Türkiye’nin kendisini daha iyi anlatabilmesi için bir şans olabileceğini belirtti.
Finlandiya’nın, diğer AB ülkelerini Rusya’nın iç koşullarını yeterince göz önünde tutmamakla suçladığına "işaret eden Ceyhun, bunun Türkiye için de geçerli olduğunu kaydetti. Ceyhun, bunun bir örneği olarak şunları yazdı:
BRÜKSEL’DE LOBİ İDDİASI
“30 Ağustos 2006 öncesi Türkiye’de ‘türbanı milli mesele ve olmazsa olmaz’ hale getiren çevreler, Brüksel´de bir TSK mensubu komutana karşı lobi yapmaktalar. Genelkurmay Başkanı olduğu takdirde daha önce de ona karşı başarısız yıpratma operasyonu yaptıklarından kendisinden çekindikleri bu ismi AB’nin yardımıyla engellemeye çalışanların kendi çıkarları ve nihai politik amaçları, bu davranışlarını açıklayabilir.”
TSK KIBRIS TÜRKLERİ İÇİN KURTARICI
Kendisinin Türkiye’de 12 Mart 1971 ya da 12 Eylül 1980 darbelerini yaşayanlardan biri olmasına karşın "Türkiye Gerçeğini" anlatmaktan yana olduğunu ifade eden Ceyhun, Kıbrıslı Rumlarca “işgalci” olarak tanımlanan TSK’nin Kıbrıs Türkleri için "can kurtarıcı" ve Kıbrıs Rumları için "demokrasi getirici" rolünü görmezlikten gelinemeyeceğini belirterek şöyle devam etti:
“TSK, Kıbrıs´ın kuzeyinde Türkler için güvenli alan yaratmaya çabalarken Yunanistan ve Güney Kıbrıs faşist cuntalardan kurtuldu. Üstelik Güney Kıbrıs´ta reddettikleri Annan Planı gerçekleşebilseydi bu plana göre Kıbrıs´ta bir avuç TSK mensubu kalacaktı.”
ALEVİLERİN GÜVENDİKLERİ TEK KURUM TSK
Hafta sonunda Sivas´ta olduğunu anlatan Ceyhun, “Binlerce Alevi dostumuzla Madımak Katliamı’nı bir kez daha lanetledik. Ve orada Aleviler´in günümüz Türkiye´sinde TSK´ya nasıl baktıklarını gördüm. Yüzlerce yıl zor koşullarda ve baskı altında yasayan ve de umutla birlikte kurdukları Türkiye Cumhuriyeti´ne bu nedenle canları pahasına sahip çıkan bu insanların "can ve mal güvenlikleri" söz konusu olduğunda güvendikleri tek bir kurum var: TSK.”
Bunun solcular için “acı bir gerçek ama gerçek” olduğunu belirten Ceyhun, bu “Türkiye Gerçeğini” Finlandiya’ya anlatmak gerektiğini belirttikten sonra şu değerlendirmesini yaptı:
“AB´nin yapması gereken, Genelkurmay Başkanı olacak isimle uğraşmak değil. TSK´nın politikanın dışında kalabileceği gerçek demokratik koşulların oluşmasına katkıda bulunmak olmalı. Yoksa TSK´yi zayıflatacağım derken TSK´nın zayıflamasını fırsat bilen irticacı güçleri güçlendirici her adım aslında AB´nin en temel ilkelerine bir ‘ihanet’ olacaktır.”
ANKA
Yayın Tarihi :
5 Temmuz 2006 Çarşamba 13:42:53
Yorumlarınız
Davut Polat IP: 85.100.18.xxx Tarih : 5.07.2006 15:23:51
Türk milleti seninle büyük paşa yolun açık olsun