Eymür'den şok itiraflar

Star TV’de yayımlanan Arena programında Uğur Dündar ve Nedim Şener’in sorularını yanıtlayan, eski Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Kontrterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür, eski MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun’un imzasıyla Türkiye Şeker Fabrikaları’na “müşavir” olarak sürülmesi üzerine Danıştay’a açtığı dava dilekçesinde yer verdiği, “belge imhası” iddialarının doğru olduğunu söyledi.

İmha edilen belgelerin Susurluk kazası meydana gelmeden aylar önce MİT merkezine gönderdikleri yazı ve mesajlar olduğunu belirten Eymür, bu belgelerin imha edildikten sonra kayıtlardan da çıkarıldığını söyledi.
Eymür, “belge imha” iddialarının detaylarını sahibi olduğu www.atin.org isimli sitede de yayımladı.

‘Rapor gönderdim’

İddiaya göre, Eymür, Abdullah Çatlı ve grubunun illegal faaliyetleriyle ilgili olarak Susurluk kazasından iki ay önce, 4 Eylül 1996 günü MİT merkezine bir rapor gönderdi. Bu bilgilerin 21 Eylül 1996 günü “ikinci MİT raporu” adıyla basına sızması sonucu, bakışların kendisine döndüğüne yer veren Eymür, internet sitesinde şu detayları verdi:
“3 Kasım 1966 tarihinde Susurluk’taki kaza vuku bulmuş ve olaylar süratle birbirini kovalar hale gelmiştir. Doğrular ve yalanlar birbirine karışmış, ortalığı karıştırmak isteyen yalan haber üreticileriyle doğruların ortaya çıkmasından rahatsız olanlar, paslaşmaya başlamışlardır.
Takip eden günlerde Mehmet Eymür TBMM Susurluk Komisyonu’nda ve İşçi Partisi’nin açtığı davada ‘Kanun kaçağı Abdullah Çatlı’yı ilgili makamlara bildirmemekle suçlanmıştır.
Aynı dönemde ‘Susurluk Olayının çözümü!’ için özel bir çalışma grubu tesis eden M.A. (MİT Müsteşar yardımcısı) ise bu grupta görevli Ş.A., S.G, U.K, isimli personeli çağırıp yemin ettirerek kayıtlarda tahrifat yapılmasını ve Özel İstihbarat Dairesi’nce yazılan yazı ve bazı evrakın yok edilmesini sağlamıştır.”

Veli Küçük uyarıldı

“Yeşil ve Tarık Ümit’in yıllardır ortaya çıkmamasının nedeni bence öldürülmüş olmaları. Öldürülüp bir yere gömülmüşlerdir. Veli Küçük devletin ilgili birimleri tarafından iki kez uyarıldı. Hem MİT hem de asker onu uyardı. Hatta korumaları ve zırhlı aracı elinden alındı.”

Ergenekon siyasetçilere uzanmalı

“Susurluk’a önem verilseydi, Ergenekon olmazdı. Hatta daha da geriye gidelim. Birinci MİT raporu olayından sonra tedbir alınsaydı bugünkü manzara çıkmazdı ortaya. Ergenekon’un yeni dalgalarında siyasetçiler de olabilir. Ben, hakiki bir örgütlenmenin bu kadar kısır olabileceğini sanmıyorum. Ben Amerika’da iken bir internet sayfasında yazarken Ergenekon’la ilgili bilgiler bulmuştum. Nereden bulduğumu da hatırlamıyorum. Hatta onların örgütlenmelerini falan o zaman gördüm.”

Yeşil, parayı Şahin’le bölüştü

Emniyet ve Jandarma’nın yanı sıra MİT’in de kullandığı “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım’ın, uyuşturucu kaçakçılarından haraç aldığını, bu paraları Ankara’da bir banka hesabında tuttuğunu ve MİT’in bunları da bildiğini savunan Eymür, Yeşil’in bu parayı başkalarıyla bölüştüğünü söyledi. Eymür bu kişilerden birisinin Özel Harekâtçı İbrahim Şahin olduğunu iddia etti.

Çatlı, Eken’e bunak dedi

Çatlı’nın MİT içinde İstanbul Bölge Başkanlığı’yla çalıştığını belirten Eymür, Çatlı’nın kendisine verdiği silahları geri isteyen Korkut Eken için de “Bırak o bunağı” dediğini öne sürdü.