Engin Ceber'e işkence olayı, gözleri cezaevlerindeki görevlilere çevrildi. Ceber ailesine özür dilemekle yetinmeyen Adalet Bakanlığı, personel eğitimlerini yoğunlaştırdı. Gardiyanlara bu çerçevede, 'öfke kontrolü' eğitimi verilecek.
Engin Ceber'in işkence sonucu ölümü Adalet Bakanlığı'nı harekete geçirdi. Bakanlık, cezaevlerinde görevli personele verdiği eğitimleri artırma kararı aldı. Bu çerçevede, Ankara, İstanbul, Erzurum ve Kahramanmaraş'ta olan eğitim merkezlerinin sayısı Denizli'deki merkezin de hizmete girmesiyle artacak. Bakanlıktan alınan bilgiye göre, cezaevlerinde göreve başlayan infaz koruma memurları üç aşamalı eğitimden geçiriliyor. Personele, aday memurluk eğitimi, hizmetiçi eğitim kursları ve seminerleri adı altında eğitimler veriliyor. İşkence ve kötü muamelenin önlenmesi için personele, insan hakları, genel hukuk bilgisi, hükümlü ve tutuklularla iletişim, hükümlü ve tutuklu psikolojisi, uluslararası cezaevi standart kuralları, öfke kontrolü, stres ve stresle başa çıkma yolları ve intiharı önleme konularında eğitim veriliyor. Türkiye, işkence ve kötü muamelenin önlenmesi için uzun yıllar mücadele etti. AB'ye uyum çerçevesinde yapılan anayasa ve yasal değişikliklerle işkencenin önlenmesi yolunda önemli adımlar atıldı. Türkiye, 2004 yılından itibaren Avrupa Komisyonu Parlamenterler Meclisi'nin sistematik işkence uygulayan ülkeler listesinden çıkarıldı. İşkence suçuna karışan kamu personelinin cezası 2005 yılında yürürlüğe giren Türk Ceza Kanunu'yla artırıldı. Herhangi bir zanlıya işkence uygulayan kamu görevlisi 12 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanıyor. İşkence sonucu kişinin ölümüne sebep olan kamu görevlisi ise ağırlaştırılmış müebbetle cezalandırılıyor. Bütün bu yasal değişikliklere rağmen çok sayıda işkence ve kötü muamele yasağı da kamuoyunun gündemine geliyor. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Metris Cezaevi'nde Engin Ceber'in ölümüyle sonuçlanan işkence olayına karşı 19 memuru görevden uzaklaştırdı. Şahin, Ceber'in ailesinden de özür diledi. Adalet Bakanlığı'nın işkenceyle mücadelede kararlılığı bununla sınırlı değil. Ceber olayının münferit olduğuna inanan bakanlık yetkilileri, cezaevlerindeki personelin eğitim hizmetlerinin artırılmasını kararlaştırdı. İnfaz koruma amir ve memurları insan hakları ve tutukluyla iletişim konusunda daha fazla bilgilendirilecek. Cezaevlerinde müdür, infaz koruma memuru, psikolog ve doktor gibi kadrolarda yaklaşık 40 bin personel görev yapıyor. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü yetkilileri, son üç yılda göreve başlayan memurların hepsinin bu eğitimlerden geçirildiğini personele insan hakları, hükümlü ve tutuklu psikolojisi, ilkyardım eğitimleri verildiğini kaydediyor.
mahkumlarda melakemi kimi çinayet uyuşturucu kapkaç ırza geçme gasp terör suçlusu adam gibi otursalardı zaten orda olmazlardı
Cezaevleri yasa hükümlerinin harfiyen uygulanması özelliğindeki infaz kurumlarıdır.Oradakilere ihlal ettikleri yasa hükümleri nedeniyle ceza çektirilmektedir.Oradakiler ihlal ettikleri yasadan dolayı ceza çekerken şayet oranın nizamında açık işkence veya kötü muamele ile karşılaşırlarsa ceza içinde ceza çekmemek için yetkili ve sorumlu başta savcı sonra müdürler sonra insan hakları komisyonu gibi bu işte yetkili ve sorumlulara ulaşmak isterler ve bunu da birebir muhatap infaz görevlileri kanalıyla yaparlar.Cezaevinden sorumlu savcılar oradaki yatanlara kapıları kilitli tutarsa gardiyanın mahkümlara ait dilekleri savcıya ulaştırması mümkün olmaz ve arkasında yatanların tüm idare ile diyaloğu kesilmiş olur.İnsan hakları komisyonu yaptırımı olmayan göstermelik bir müessesedir.Müdürlerde savcıya göre davranış tuttururlar.Yani her medeni düşünce gibi üst amir mayiyetindeki görevlilerin tüm icraatlerinde sorumlu olarak sruşturmaya ilk alınan olmassa gerisi hikaye olur.Adalet bakanlığı nihayetinde cezaevlerinde olası işkence veya kötü muameleyi hakikaten önleme arzusunda ise önce ordaki sorumlu savcının yakasına yapışabilmenin pratik yolunu bulmalıdır.Bir tek savcı hakkında bundan dolayı işlem yapamazsanız öfke kontrolu gibi döne döne yapaylıktan kurtulup caydırıcılık sağlanamaz.Cezaevleri ve diğer kurumlar sorumlu amirin görev anlayışı ile şekillenen icraatlerin olduğu yerlerdir.Cezaevlerinde yasaları ihlalden ceza çektirirken yasaların ihlal edilişine seyirci konumundaki hükümlü ve tutuklulara savcı hakim ve diğer devlet temsilcilerinin yasaları ihlal etme ayrıcalığı olduğunu izah etmek onları tekrar topluma kazandırmak ve çıktıklarında nizama uyan birey olacağını beklemek olası değildir.Gardiyanları değil onların amirlerini hizaya getirin bakalım o zavallıların gıkı çıkacakmı.