30
Nisan
2025
Çarşamba
GÜNCEL

Gül farklı konuşunca...

Gül, son günlerde öne çıkan Milli Güvenlik Siyaset Belgesi, Anayasa değişikliği, siyasetçilerin üslup sorunu gibi tartışmalarda net şekilde görüş bildiriyor ve bazı somut çözüm önerileri dile getiriyor. Muhalefet partileri bu görüş ve önerilere genellikle tepki göstermiyor, hatta “yeni Anayasa fırsatı kaçtı” örneğinde olduğu gibi destek bile verebiliyor. Buna karşılık içlerinde Başbakan Erdoğan’a yakınlıklarıyla bilinen kişilerin de bulunduğu, AKP hükümetine muhalif olmayan bazı gazeteciler Gül’ün söz konusu görüş ve önerilerini giderek artan bir dozda eleştiriyorlar. İşte Gül’ün görüş ve önerileriyle medyada bunlara yönelik eleştirilerden seçmeler:

MEDYAYA ÖNERİ...

Ambargo uygulamak medyanın işi değil

Kanal 24 Genel Yayın Yönetmeni ve Başbakan’ın eski basın danışmanı Akif Beki: Cumhurbaşkanı’nın “Siyasilerin tartışmasını haber yapmayın” önerisini şöyle değerlendirdi: “Böyle bir şeyi ben uygular mıyım, hayır. Siyasetçilere ambargo uygulamak medyanın işi değil. Eğer ortada bir polemik varsa, bunu ekrana taşımak; ama kışkırtıcı davranmadan, körüklemeden, çarpıtmada ekrana taşımak medyanın görevidir, sorumluluğudur. Dolayısıyla o yansıtmayı ben yaparım. Bunu ekrana taşımamak, ambargo uygulamak şeklinde bir sorumlu yayıncılığı ben doğru bulmuyorum ve kabul de edemiyorum. Velev ki cumhurbaşkanı söylemiş olsun. Cumhurbaşkanı eşit mesafede durma meselesini haklı haksız ayırt etmeyen bir tutuma dönüştürmüş görünüyor ve bunun çok olumlu algılanacağı kanaatinde değilim.”

Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Karaalioğlu da CNN Türk’te aynı konuşla ilgili şu görüşü savundu:

Salı Günü yapılan grup toplantılarının çok gerekli olmadığını düşünüyorum. Orada yükselen tansiyon Türkiye’nin gerçeği ve konuştuğu konulara çoğunlukla tekabül etmiyor. Merkezin dili böyle olunca, sokağın dili daha da sertleşebiliyor. Belki bu toplantılar kaldırılırsa siyaset sakinleşecek. Medyanın zaten otosansür etme özelliği var. Ama uygulama şansı görünmüyor diye düşünüyorum. Bu tablo için kaynağından bir adım atmak daha sonuç alıcı görünüyor.

Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Danışmanı Fehmi Koru’nun görüşü ise şöyle: “Sayın Cumhurbaşkanı dün bu açıklamayı yaparken karşısında duran gazetecilerden biriydim ben. Cumhurbaşkanı bunu sadece tartışma kurumlarının taşıdığı üsluba olan rahatsızlığını belirtmek için sarf etmişti. Kavgacı üslubun fazlaca abartılarak verilmesinin yanlış olabileceğini söyledi. ”Bir düşünün bakalım siz bir hafta sadece iyi şeyleri yazsanız, ne olur?” bunun üzerinde bir düşünün dediği bir cümleydi. Bu cümlenin sansür yapın anlamına çekilmesinin haksızlık olduğunu düşünüyorum.

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ

Gül, Özal gibi mi kalacak yoksa Sezerleşecek mi?

Star Gazetesi Yazarı Şamil Tayyar: ‘Gül ne yapmaya çalışıyor’ başlıklı köşesinde şöyle diyor: (...) İki gündür farklı siyasi düşünceye sahip çok sayıda eş dost arayıp soruyor: Sahi Cumhurbaşkanı ne yapmaya çalışıyor? Çankaya ile Başbakanlık arasında sorun mu var? Kamuoyunda ‘sorun’ algısının oluşmasına yol açan birikmiş hadiselerin ötesinde uçakta söylenmiş şu cümledir: ‘Bu meclis yeni anayasa fırsatını kaçırdı.’ Elbette, cumhurbaşkanı ile başbakan aynı fikri kaynaktan beslenmiş olsa bile görüş ayrılığına düşebilirler. Eğer, bu açıklama, anlık, üzerinde pek düşünülmeden söylenmişse, fazla yorum yapmaya gerek yoktur. Eğer, “stratejik” bir adımsa, asıl üzerinde durulması gereken nokta burasıdır. Böyle bir cümlenin içinde, 2012 yılına yönelik “Çankaya seçimi” hesabının gizlendiği yorumu çıkarılabilir.

Malum, Türkiye, ilk kez Cumhurbaşkanını halkoyuyla seçecek. Böyle bir varsayımı doğru kabul edecek olursak; Sayın Gül’ün AK Parti tabanı dışındaki seçmen kitlelerine ve bu kitleleri yönlendiren kurumlara “selam” verdiği iddiası haklılık kazanır. (...) Gül, Özal gibi mi kalacak yoksa Sezerleşecek mi? Ya da seçim yaklaştıkça tribünlere mi oynayacak?

NTV’nin Yazı İşleri Programına konuk olan Gazeteci Yazar Prof. Mehmet Altan: “Cumhurbaşkanı’nın anayasa konusundaki saptamasını ben anlamadım. Yani yapılmasın anlamında da bir mesaj veriyor olabilir. Böyle bir şey olamaz. Fırsat kaçtı kaçmadı, nihayetinde bu milli irade, halk egemenliği, halk iradesidir. Onun oluşturduğu bir meclistir. Yani teorik olarak fırsat kaçmaz. Teorik olarak kaçmayınca, pratik olarak da kaçmaz. Cumhurbaşkanı’nın statükocu olduğu anlamında da endişelerim var. Bu konularda, bu düzeyde konuşmazdı. Ahmet Necdet Sezer de ilk iki yılından sonra değişti. Anayasa Mahkemesi Başkanı iken yaptığı konuşması ve sonra Türkiye’nin demokratikleşmesini isteyen insanlarla ilişkileri vardı.

SİYASET BELGESİ

Gü’e hiç ama hiç katılmıyorum...

Bugün Gazetesi yazarı Gülay Göktürk: “Gül’den Kırmızı Kitap açıklaması” başlıklı yazısında şöyle diyor: Cumhurbaşkanı Gül’e hiç ama hiç katılmıyorum. İşte “devlet adamlığı” ile siyasetçilik arasındaki fark böyle bir şey. Korkarım ki politikaya soyunanlar siyasetçilikten uzaklaşıp devlet adamlığına yaklaştıkça böyle oluyor; temsili demokrasinin en temel ilkelerini unutuyorlar.

(...) Bir ülkede devletin yeniden yapılandırılması yani demokratikleşme ve sivilleşme adımları iç tehdit unsurları arasında sayılıyorsa, izlenecek Kürt politikası, AB politikası, Ruhban Okulu’nun açılıp açılmaması kararı bile Meclis’ten kaçırılıp Kırmızı Kitap’la belirleniyorsa böyle bir ülkede milletin hakimiyetinden söz edilebilir mi? Aslında Kırmızı Kitap’ın halktan ve temsilcilerinden gizli tutulmasının sebebi, içinde yazılı olanlar değil. Bütün bunların parlamentoda açıkça tartışılıp karara bağlanmaması için hiçbir sebep yok. Asıl gizli tutulmaya çalışılan şey, bütün temel politikaların Meclis dışında belirlendiği gerçeği, asıl gizlenmeye çalışılan bu... MGK’nın Meclis’in üstünde, temel siyaset belirleyici olarak devrede olduğu gerçeği saklanmaya çalışılıyor. Ve bu da, her zaman olduğu gibi, yine milli güvenlik, devlet sırrı gibi kavramların arkasına saklanılarak yapılmaya çalışılıyor. (...) Nitekim, bugün Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nin varlığını savunan Cumhurbaşkanı Gül, bundan bir süre önce de MGK konusunda bir açıklama yapmış ve MGK’nın genişletilerek demokratikleştirilmesini (!) savunmuştu. Gül’e göre, eğer MGK’ya muhalefet partisi liderleri de katılırsa gerilimler azalabilir, daha sağlıklı bir işleyiş kurulabilirdi. İnsanın sorası geliyor: Muhalefet liderlerini de MGK’ya taşıyıp onu daha da güçlendirdiğiniz zaman Meclis’i ne yapacaksınız? İyice göstermelik hale getirmiş olmayacak mısınız?

‘Yanlış anlaşıldı bu Meclis yeni bir Anayasa yapabilirdi’

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, Hindistan’a gelirken uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada, “Yeni Anayasa için fırsat kaçırıldı” sözlerinin bazıları tarafından yanlış anlaşıldığını söyledi. Gül, bu konu hakkındaki görüşlerinin iyi anlaşılmasını isterken Hindistan’ın Agra kentinde basın mensuplarına açıklama yaptı. Gül, şöyle dedi:

“Bu Meclis yeni bir anayasa yapabilirdi. Bu zaman açısından kaçırıldı. Yapılsaydı, şüphesiz ki herkes memnun olurdu. Türkiye’nin yeni bir anayasaya her bakımdan ihtiyacı var. Daha evrensel bir anayasa fırsatı vardı.” Siyasi partiler arasındaki gerilimin hatırlatan Gül, “Devreye girecek misiniz?” sorusu üzerine “Bu konuda bazı düşüncelerim var” yanıtını verdi. Cumhurbaşkanı Gül’ün yeni Anayasa ilişkin sözlerinin, bazıları tarafından Cumhurbaşkanının görev süresi ile ilişkilendirilmesi yorumlarının hatırlatılması üzerine Gül, “O noktalara bunu çekmek çirkin” diye yanıt verdi.

Gül ne demişti?

Cumhurbaşkanı Gül, iki gün önce Hindistan’a giderken uçakta söylediği ve tartışma yaratan sözleri şöyle:

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ: Bu Meclis’e yeni bir anayasa yapmak yakışırdı ama çeşitli sebeplerden dolayı bu fırsat kaçırıldı.

SİYASET BELGESİ: Her ülkenin, büyük ülkenin milli güvenlik belgesi vardır. ABD’nin, Rusya’nın olduğu gibi Türkiye’nin de önemli meselelerle uğraşan bir ülke olarak, komşularından kaynaklanan terör olayları olan bir ülke olarak, birçok çevre, geniş bir hinterlandı olan bir ülkenin tabii ki Milli Güvenlik Siyaset Belgesi olacaktır. Yeni bir siyaset belgesi bugünün realiteleri göz önüne alınarak hazırlanması gerekir.

SİYASİLERİN ÜSLUBU: Türkiye süratle bu ortamdan çıkılması lazım. Haber yapılmasın, bir de o denensin. Bir hafta, herkesin birbiri hakkında söylediği iyi şeyleri yazın. Bakalım ne olacak?

Vatan
Yayın Tarihi : 11 Şubat 2010 Perşembe 17:30:49


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?