Danıştay saldırısıyla irtibatlı oldukları için gözaltına alınan Muzaffer Tekin ve çevresindekilerin Sauna Çetesi'yle aynı amacı taşıdığı ileri sürüldü. Güvenlik kaynakları, her iki çetenin de "vatanseverlerin sokağa dökülmesi için organizasyon oluşturmakla" görevli olduğunu söyledi.
Danıştay soruşturmasında ilginç bir organizasyona ulaştıklarını belirten istihbarat yetkilileri, gözden kaçan bazı ayrıntıları dile getirdiler. Tekin’in kendini polis sorgusu yapılamaması için yaraladığını da ifade eden yetkililer, "Daha önce merkezden irtibatları nedeniyle takipteydi. Ancak bu irtibatlar İbrahim Şahin ve Veli Küçük çerçevesinde olduğu için, İstanbul bölge bu konuyu çok detaylandırmadı" dediler.
İstihbarat yetkilileri, şemanın yanlış anlaşıldığına da dikkat çekerek yapılanmanın başındaki kişinin Tekin olduğunun altını çizdiler. "Muzaffer Tekin’in TSK içindeki irtibatlarına dikkatli bakılması gerekiyor. Ayrıca herkes Veli Küçük ve İbrahim Şahin ile irtibatlı gibi gösteriyor. Asıl olan Tekin’in bunların üzerinde Korgeneral seviyesinde bir kişilik olması" diyen yetkililer, "Ayhan Parlak ise kilit isimdi. Bu kişi ilk olarak Banker Yalçın’ın öldürülmesi olayı ile gündeme geldi. Ardında da Nisan 2003 yılında öldürülen ve PKK’nın uyuşturucu parasından haraç alan Ertuğrul Yılmaz isimle gündeme geldi" dediler.
İLGİNÇ BAĞLANTILAR
Almanya’da parasal paylaşım nedeniyle kafasına sıkılan bir kurşunla ölen Yılmaz hakkında MİT’in yaptığı incelemede ilk olarak PKK’lı Recep Canik ismine ulaşıldığını belirten yetkililer, "Bu isim daha sonra ele geçirildi. Ancak olayın failinin Parlak olduğu yönünde ifade verdi. Yapılan raporlamada bu durum iletildi. Ayrıca Tekin ile irtibatı da aktarıldı.
Para aktarılan kaynağın İstanbul’da bir faktoring olduğu belirlendi. Almanya’dan aktarılan paraların, Tekin’e iletildiği anlaşılınca kendisiyle ilgili çalışma başlatıldı. Ancak bu inceleme sadece Yılmaz ve Parlak bağlantısı yönündeydi" diye konuştular. Albay Muzaffer olarak kendini tanıtan Tekin’in, Avukat Alparslan Arslan ile irtibatını da bu kişinin sağladığının telefon trafiğinden anlaşıldığını dikkat çeken istihbarat yetkilileri Parlak’ın son Cumhuriyet Saldırısı’ndan birkaç saat önce yurtdışına çıktığının belirlendiğini ifade ederek şunları söylediler:
"Emniyette bu isme ilişkin inceleme yaptı. Onlarda da dosyası var. Alparslan Arslan ismi onlardan (Ayhan Parlak’ın telefon rehberinden) bir defa daha geldi. Bu soruşturmada Parlak’ın, Sauna Çetesi Operasyonu nedeniyle tutuklanan Tamer Topsakal’dan kendiyle ilgili hazırlanan emniyet raporunu alması nedeniyle irtibatı vardı. Bu arada Topsakal’ın tutuklandığı operasyonda, devletin pek çok gizli belgesi ele geçirilmişti. Orada konuşan çete lideri sivil halk hareketlerinden bahsediyor ve vatanseverlerinin sokağa dökülmesi için organizasyonlardan bahsediyordu. Buradan da bu irtibatların zirvesinin Tekin olduğu netleşiyor."
AYHAN PARLAK KAÇTI
Danıştay saldırısı nedeniyle aranan eski Ata Ocakları Başkanı Ayhan Parlak’ın yurtdışına kaçtığı belirlendi. Soruşturma çerçevesinde aranan ve Muzaffer Tekin’den emir aldığı polis tarafından iddia edilen kilit isim Parlak’ın, Cumhuriyet Gazetesi’ne Alparslan Arslan’ın gerçekleştirdiği dakikalarda yurtdışına çıktığı anlaşıldı. Arslan’ın hem Cumhuriyet Gazetesi hem de Danıştay saldırısı öncesinde defalarca konuştuğu iddia edilen Parlak’ın, avukat ile eski yüzbaşı Tekin arasındaki irtibatı sağladığı iddia ediliyor.
KELEPÇESİZ TABURCU EDİLDİ
İSTANBUL’da göğsünden bıçaklanmış olarak getirildiği hastanede gözaltına alınarak Ankara’ya getirilen emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin, dün hastaneden ’kelepçesiz’ taburcu edildi. Personel kapısından çıkarılan Tekin, Adli Tıp’a getirildi. 5 dakika süren sağlık kontrolü sırasında, ’göğsündeki yarasının haricinde sağlık durumunun iyi olduğunu söylediği’ öğrenildi. Tekin, ardından ifadesine başvurulmak üzere Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne götürüldü.
ANKA
Yayın Tarihi :
24 Mayıs 2006 Çarşamba 09:27:22
Yorumlarınız
kaan aydemir IP: 85.108.113.xxx Tarih : 24.05.2006 11:05:03
siyasi iktidarların kamu personelini yönlendirdiklerini daha öncede görmüştük.Polisiyle ,istihbaratçısıyla tüm kamu görevlileri iktidarın yardakçılığını yapmak için ellerinden geleni yapıyor ve her baglantıyı ne kadar kolay birbirine bağlıyor.bu tamamen magazinsel bir haber.Bir zanlı yakalanır bütün suçlar bu şahsa yüklenir tüm dosyalar kapanır .polisin çalışma yöntemi malesef budur.ayrıca baglantıyı silahlı kuvvetlere kadar uzatmakla bir taşla iki kuşta vurulmuş oluyor.İsmi geçen şahıslar fi tarihinde silahlı kuvvetlerden çıkmışlar ve kendi teşebbüsleri.neden ısrarla eski yüzbaşı ibaresi kullanılıyor.Danıştay saldırısının neden yapıldıgından ziyade sonucunda kamuda oluşan nefreti gözönüne getirin.Bu olay falan kuruma yıkıldıgında halkın yılgınlıgı ve nefreti sönecekmi.Oyuna gelmeyelim,gaza gelmeyelim şeklindeki asıl oyunbazlar şunu düşünmüyorlarmı,bu tepki bir olayın degil,bir birimin eseridir.alın şimdide ekonomi su sızdırmaya başladı.hangisini örtecekler.Güneş balcıkla sıvanmaz.
huseyin IP: 85.101.73.xxx Tarih : 24.05.2006 15:26:03
biz terörü dağda kovalıyoruz aslında yanlış yapıyoruz dağdaki terörü temizlemek hiçde sorun değil asıl sorunumuz kamu görevlileri içerisinde bulunan terörü temizlemek tabii bunada iktidar müsade etmez çünki ortaya bir laf atar ortalığı karıştırır ve başka birini gönderir sen bunu dedin diye öldürtür kendi pisliğni garibanlara temizletir uyan EY TÜRK EVLADI UYAN 30 KUPONA ALINMADI BU VATAN ben bundan başka bir şey demem