'İnanca Saygı' mitinginde karikatürler kınandı
Saadet Partisi (SP) tarafından Çağlayan Meydanı'nda yoğun güvenlik önlemleri altında düzenlenen "İnanca Saygı" mitingi sona erdi.
Çağlayan Meydanı'nda öğle saatlerinde toplanan Saadet Partisi üyesi binlerce kişinin meydana gelirken polis ekipleri tarafından çantaları ve üstleri tek tek arandı. Parti üyelerinden bir grup, üzerinde Bush ve Rasmussen'in isimlerinin yazılı olduğu bir mankeni ateşe verdi.
Mitingde bir konuşma yapan SP Başkan Vekili Recai Kutan'ın sözleri, partililerin sloganları ve alkışları tarafından sık sık kesildi. Yoğun güvenlik önlemleri alan polis ekipleri, partililerin taşıdıkları dövizlerin sopalarını meydana girmeden önce önlem amacıyla topladı. Bazı grup üyeleri de toplanarak Amerikan bayrağı yaktı.
Grup üyeleri, daha sonra olaysız dağıldı.
SP GENEL BAŞKAN VEKİLİ RECAİ KUTAN: "BU ALÇAKÇA SALDIRI, İSLAM'A VE MÜSLÜMANLARA KARŞI İLK HAÇLI SEFERİNDEN BERİ BESLENEN KİN VE NEFRETİN NETİCESİDİR" 
Saadet Partisi (SP) Genel Başkan Vekili Recai Kutan, Danimarka ve Norveç'te yayımlanan Hz. Muhammed'e (SAV) hakaret içerikli karikatürlerin "insanlık ayıbı" olduğunu belirterek, "Bu alçakça saldırı, İslam'a ve Müslümanlara karşı ilk Haçlı seferinden beri beslenen kin ve nefretin neticesidir. Bu bir insanlık ayıbıdır" dedi.
SP İstanbul İl Başkanlığı tarafından Çağlayan Meydanı'nda düzenlenen "İnanca Saygı, Zalimlere Lanet, Peygambere Sevgi" mitingi, çok sayıda kişinin katılımıyla İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Marşın okunmasının ardından konuşan SP Genel Başkan Vekili Recai Kutan, Hz. Muhammed'e (SAV) karşı bir Danimarka gazetesinde yayımlanan hakaret içerikli karikatürlerin bütün Müslümanları üzdüğünü belirterek, "İngiltere'deki Müslümanlarla Endonezya'daki Müslümanların kalpleri aynı heyecanla çarpıyor. Nefretleri ise aynı hedeflere yöneliyor. Bu alçakça saldırı, İslam'a ve Müslümanlara karşı ilk Haçlı seferinden beri beslenen kin ve nefretin neticesidir. Bu bir insanlık ayıbıdır. Bu çirkin saldırıyı tel'in etmek, Müslümanların hissiyatına tercüman olmak ve bu saldırıyı yapanları, onlarla işbirliğine girenleri iktidarda olmalarına rağmen bu konuyu geçiştirenleri ikaz etmek bizim için bir vecibedir. Bu duyguları milletimizle paylaşmak için miting tertiplemeye karar verdik. Tepkimizi meşru şekilde göstereceğiz ve göstermekte de kararlıyız" dedi.
"EDEPSİZLİĞİN ÖZGÜRLÜĞÜYLE BASIN VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ NASIL BAĞDAŞTIRILABİLİR?"
Peygamber Efendimiz'e (SAV) yönelik saldırıların bir Danimarka gazetesinden geldiğini, bunun ardından Avrupa'daki bazı ülkelerde de bu karikatürlerin yayımlandığını kaydeden Kutan, "Bu densizliğin basın ve ifade özgürlüğü adına desteklenmesi, batıdaki bazı çevrelerin sahip olduğu çarpık zihniyetin bir yansıması olarak ortaya çıktı. Edepsizliğin özgürlüğüyle basın ve ifade özgürlüğü nasıl bağdaştırılabilir? Karikatür olayı ilk görünüşte ferdi bir edepsizliğin ifadesi olsa da batıda hayli taraftarları bulunan sapık bir zihniyetin yansıtılmasıdır. İnanıyoruz ki, batıda insaf sahibi olanlar da bu edepsizce tavırdan rahatsız olmuşlardır. Ehli insaf olan bütün batılıları bu ahlaksızlığa tavır sergilemeye davet ediyoruz" diye konuştu.
Müslümanların her dine saygılı olduğunu ve kimseyi inançlarından dolayı aşağılamayacaklarını dile getiren Kutan, "Karikatür hadisesi bir tarihtir. İslam'a yönelişi engellemeye yönelik şeytani planların uzantısıdır. Müslümanlar, bu oyuna gelmemelidir. Bu şeytani planı akamete uğratmak için birlik ve bütünlük içinde çalışmalıdırlar. Bu iğrenç karikatür olayları, batının dinler arası diyalog, medeniyetler arası yakınlaşma iddialarında samimi olmadıklarını açıkça ortaya koymuştur. Tıpkı demokrasi, insan hakları, düşünce özgürlüğü konusunda da samimi olmayıp çifte standartlı, ikiyüzlü davranmaları gibi. Şimdi 'medeniyetler arası yakınlaşma', 'dinler bahçesi' savunucularına sesleniyoruz; bu gaflet uykusundan ne zaman uyanacaksınız?" ifadelerini kullandı.
Kutan, sözlerine şöyle devam etti: "Bizim için AB sevdasından vazgeçmenin zamanı gelmiştir. AB üyesi olarak Avrupa ile birlikte yaşayamayacağımız her geçen gün daha da belirgin olarak ortaya çıkmaktadır. AB'nin peşine takılıp gitmektense İslam dünyasının başına geçip yeniden doğmak yeni bir dünyanın kurucusu olmak bizim için daha onurlu bir davranış olacaktır."
