Danıştay saldırısıyla ilgili gözaltına alınan Arslan'ın yakın arkadaşı Erhan Timuroğlu'nun mahkemede suçlamaları kısmen kabul ederek "Danıştay saldırısının ardından İstanbul'da Ermenileri öldürecektik" dediği öğrenildi
Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesine bomba atılması eylemleriyle ilgili olarak gözaltına alınan Erhan Timuroğlu dün çıkarıldığı mahkemede şok itiraflarda bulundu.
Asıl amaçlarının Danıştay 2. Dairesi Başkanı Mustafa Birden'i öldürmek olduğunu söleyen Timiroğlu, "çapraz ateşe tutup öldürmeyi tartıştık ancak vazgeçtik" dedi. İstanbul'daki Ermenilere yönelik saldırı planladıklarını da itiraf eden Timiroğlu, Arslan'ın yakalanmasının bu planlarını bozduğunu söyledi.
Danıştay saldırısıyla ilgili olarak hâkim önüne çıkan emekli Binbaşı Zekeriya Öztürk'ün birkaç kez İran'a gittiği belirlendi. Mahkemede tutuklanan Erhan Timuroğlu "2. Daire Başkanı Birden'i aracında vurmayı planlamıştık" dedi.
Danıştay'a silahlı saldırı düzenleyen avukat Alparslan Arslan'la Ankara'ya geldiği açığa çıkan Erhan Timuroğlu ifadesinde, 2. Daire Başkanı Mustafa Birden'i aracında tutuklu zanlılar Osman Yıldırım ve İsmail Sağır'la vurmayı planladıklarını, Arslan'ın, Birden'in yol güzergahını saptayamadığı için eylemi kendisinin gerçekleştirdiğini söyledi.
Timuroğlu tutuklandı
Soruşturma kapsamında gözaltına alınan Timuroğlu ile Öztürk dün adliyeye çıkarıldı. Öztürk'ün avukatlığını, Hrant Dink davası, Ermeni Konferansı gibi olaylarda sıkça gündeme gelen Kemal Kerinçsiz üstlendi.
Mahkeme Erhan Timuroğlu'nu tutukladı. Operasyonda daha önce Arslan, Sağır, Yıldırım, Tekin Irşi tutuklanmıştı. Hakimlik, Öztürk'ün ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmasına karar verdi.
Zekeriya Öztürk'ün avukatı Kemal Kerinçsiz de, "Tek delil yokken devlet adına başbakan ve bakan düzeyinde çete başı diye açıklama yapan insanlar bakalım şimdi ne yapacaklar?" diye konuştu.
Öte yandan Öztürk'ün, emekliye ayrıldıktan sonra İran Büyükelçiliği'ndeki bir ataşeyle temasa geçtiği, birkaç kez de İran'a gittiği belirlendi. Keçiören Adli Tıp Kurumu'nda sağlık kontrolünden geçirilen ve bugün savcılığa çıkarılması beklenen Tekin'in de ilk ifadesinde, Arslan gibi bir adamla irtibatlandırıldığından, onuru için intihar etmek istediğini, suçsuzluğunu kanıtlayacağını, komplo kurulduğunu belirttiği ifade edildi. Tekin'in, Veli Küçük, İbrahim Şahin gibi isimlerle bağlantısını emekli asker olmasıyla açıkladığı da ifade edildi.
'Şoförü öldürmeyin'
Savcılıkça tutuklanmaları talep edilen zanlılardan Timuroğlu'nun ifadesinde şunları söylediği öğrenildi:
"Danıştay 2. Daire Başkanı Mustafa Birden'i aracında vurmayı planlamıştık. Alparslan, aracını ve yol güzergâhını tespit edecekti. Bu nedenle Ankara'ya geldik. Güzergâhtaki uygun bir yerde Osman Yıldırım, İsmail Sağır ve ben vuracaktık. Hatta Alparslan, 'Sakın şoförü vurmayın' diye uyardı. Ancak Alparslan, güzergahı ve aracı saptayamayınca, eylemi kendisi yaptı.
Arabasında da bu nedenle üç silah vardı. Silahları biz kullanacaktık."
Öztürk'ün de ifadesinde, "Tekin'i onurlu bir subay olarak tanırım. Arslan'la 2004'te İstanbul'da geldiği bir toplantıda tesadüfen tanıştık. Tekin'i hastaneye götürdükten sonra gidip kendim ifade verdim. Komplo kuruldu" dediği belirtildi.
Sauna Çetesi ile de bağlantı çıktı
Cumhuriyet gazetesi ve Danıştay'a yönelik saldırılarla, Küre (Sauna) operasyonu arasında ilk somut bağlantı kuruldu. Küre Operasyonu kapsamında açığa çıkarılan çetenin lideri konumundaki Kasım Zengin'in ifadesinde, İbrahim Tatlıses'ten Asena'nın sözleşmesine el konulması için alınan 50 bin YTL'nin "Marmara Paşası Süleyman Paşa'ya" verileceğini söylediği, sözü edilen kişinin gözaltındaki emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin olduğu anlaşıldı.
Emniyet birimleri, emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün de Tekin için: "Ben onu Süleyman diye bilirdim" dediğini anımsattılar.
Parlak Faktoring'in başında
Cumhuriyet'e yönelik son saldırının yapıldığı 11 Mayıs'ta Almanya'nın Hannover kentine kaçan Ayhan Parlak hakkında, saldırının düzenlendiği 17 Mayıs'ta arama kararı çıkarıldığı öğrenildi.
Parlak'ın kuzeni olan ve ülkücü çevrede yer alan Ertuğrul Yılmaz'ın ismi Banker Yalçın Doğan'ın 1998'de öldürülmesi olayında geçmiş, katil zanlısı Can Doğan, kullandığı silahı Yılmaz'ın Düzceli bir arkadaşından aldığını söylemişti. Bu olaydan sonra Doğuş Faktoring A.Ş.'yi kuran Yılmaz, Hamburg'da PKK'lılarla uyuşturucudan alınacak haraç nedeniyle girdiği kavgada Diyarbakırlı Recep Canik tarafından öldürüldü. Parlak, olaydan sonra batmak üzere olan faktoring şirketinin başına geçerek, Tekin'i yanına ortak olarak aldı. Parlak, 2004'te Ankara, 2005'te İstanbul'da Glock marka 2'şer silahla yakalandığı için gözaltına alınmıştı.
Emekli askerler Tekin'i savundu 
Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD), Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD), Muharip Gaziler Derneği Şehit Dul ve Yetimler Dernekleri yöneticileri dün Danıştay Başkanı Sumru Çörtoğlu'nu ziyaret etti.
Çıkışta yaptığı açıklamada eski yüzbaşı Muzaffer Tekin'i savunan TESUD Genel Başkanı emekli Tümgeneral Rıza Küçükoğlu, "Eğer hukuk devleti isek, daha zanlı mı yoksa sanık mı olduğunu bilmeden suçlamak yanlış olur" dedi.
"Saldırının arkasında çeteler var" diyen Başbakan Erdoğan'ı da eleştiren Küçükoğlu, "Saldırının arkasında çeteler vardır. Ama isimlendirmekten korkuyorlar. Bu çeteleri ortaya çıkarsınlar. Çete içinde bizden olanlar varsa gereğini yaparız" dedi. Emekli askerler, Çörtoğlu'na, emekli Albay Ruhi Toprak ile saldırıda ölen Mustafa Yücel Özbilgin'in 1975'te Ardahan Kaymakamlığı yaptığı dönemde birlikte çekilmiş bir fotoğrafını da hediye etti.
.
Yayın Tarihi :
26 Mayıs 2006 Cuma 06:46:35
Güncelleme :26 Mayıs 2006 Cuma 18:06:08