40 can gittikten sonra kot kumlama yasaklandı
Sağlık Bakanlığı, ölümcül silikoz hastalığına yol açan ve bugüne kadar 40 kişinin ölümüne neden olan kot taşlama işinde kum, silis tozu veya silika kristalleri içeren herhangi bir madde kullanılmasını yasakladı.
Kot taşlamada nihayet olumlu bir adım atıldı. Son birkaç yılda 40 kişinin can verdiği kot taşlama işleminde kum kum ve silis tozu içeren maddelerin kullanılması yasaklandı. Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Her türlü kot giysi ve kumaşlara uygulanan püskürtme işleminde kum, silis tozu veya silika kristalleri içeren herhangi bir madde kullanılması yasaklanmıştır. Daha önce bu işlerde çalışıp da, sağlık durumları hakkında güncel kayıt bulunmayan diğer vatandaşlarımız, kendilerine en yakın sağlık kurum ve kuruluşlarında değerlendirilerek ihtiyacı olanların tedavilerine süratle başlanacaktır” denildi.
40 kişi öldü, 5 bin kişi silikozisin peşinde
Binlerce kişinin hayatını karartan kot kumlamaya bağlı gelişen silikozis hastalığı Türkiye’de 2004 yılında görüldü. İlk olgular 2005 yılında Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve İstanbul Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nden bildirildi. Kot kumlamaya bağlı silikozis, 2005 yılından bu yana çeşitli ulusal ve uluslararası tıp kongrelerinde konu oldu. Gün geçtikçe hasta sayısı arttı. Türk Toraks Derneği’nin 2006 yılında gerçekleşen kongresinde, silikozis rahatsızlığı ilgili yapılan çalışmalar ses getirdi ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı da konuyla ilgili çalışma başlattı. Bu çalışma sonucunda bakanlık, 2007 yılında Ulusal Pnömokonyoz Eylem Planı’nda kot kumlamayı da önlem alınması gereken işkollarına ekledi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın almış olduğu bu önmele rağmen hasta sayısında artış engellenemedi. Özellikle Türkiye, Bangladeş Suriye gibi ucuz iş gücünün olduğu ülkelerde hasta sayısı her geçen gün arttı. 2004 yılından 2009 yılına kadar 40 kişi hayatını kaybederken bu şu anda silikozis hastalağından yaklaşık 5 bin kişi tedavi görüyor.
SİLİKOZİS HASTALIĞI NEDİR?
Kot taşlama, kotların beyazlatılması, eskitilmiş görünümü verilmesi için, kumun, kuru hava kompresörleriyle kotların yüzeyine tutularak aşındırılması işlemine verilen ad. Bu uygulama sırasında solunan tozlar akciğerde silikozis hastalığına yol açıyor. Sık rastlanan meslek hastalığı olan silikozis, kot taşlama atölyelerinde, döküm ve metal eşya işkolunda, silikojen tozun solunum yolları korunma mekanizmasını aşarak akciğere kadar ilerlemesi sonucu meydana geliyor. Akciğer kan ve lenf damarlarında çekilmeler ve şekil bozukluklarının oluşmasına neden olan hastalığın tedavisi yok ve ölümle sonuçlanıyor.
Özel makinelerde yapılması gerekiyor
MODERN üretimde kot pantolonların taşlanması, bu iş için özel kullanılan makinelerde yapılıyor. Kotlar, içerisi kot kumaşını aşındıran dev taşlarla dolu makineye yerleştirilip eskimiş bir görünüme kavuşuyor. Bu prosedüre “sandblasting” adı veriliyor.
Kurallara uyulursa kot ölüme yol açmaz
Kot kumlama sonu ölümle biten bir uygulama değil. Eğer kurallara uyulursa işçi sağlığı açısından bir engeli yok. Kuralına uygun şekilde uygulama yapanlardan biri de Güventeks firması. AB standartlarında kot yıkama ve taşlama işi yapan firmanın sahibi Bayram Güven sonu ölümle biten ve ’Rodeo’adı verilen kumlama işleminin merdiven altı işlem yapan firmalardan kaynaklandığını söylüyor söylüyor: “Bu işi İstanbul’da yapan 3-5 merdiven altı firma kaldı ve tüm sorunlar bu firmalardan kaynaklı. Kanunlarda boşluk var. İlçe belediyelerden kolayca alınan ruhsatlar nedeniyle denetimden uzak, standartları olmayan firmalar hem işçi sağlığına hem de çevreye zarar veriyorlar.”
RUHSAT 2 YILDA ÇIKTI
İmalatının yüzde 90’ını ihraç eden Güven, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Büyükşehir belediyesi’nden işletme ruhsatı almak en az 2 yıllık bir süreçte oluyor. Her türlü standartı oluşturuyorsunuz bu ruhsatı almak için. Ama bu ruhsatı alınca da tam denetim altına giriyorsunuz ve AB standartlarında üretim yapıyorsunuz. Bu standartlar hem işçinin hem de çevrenin güvenliğini sağlıyor. Tüm çalışanlara sağlık raporu alıyoruz, düzenli doktor kontrolünden geçiriyoruz. Bizimle 20 yıldır çalışan işçiler var, hiçbir sağlık sorunları yok”
NEDENİ PARA HIRSI!
Bayram Güven, denetimsiz işyerlerinde çalışan kot taşlama işçilerinin ’Silikosiz’ hastalığına yakalanmaları ve bu sektörde çalışanların karşılaştığı ölüm tehlikesini ’sorumsuz işverenler’ nedeniyle arttığını söylüyor.
SON KURBANIN ARKADAŞI ANLATIYOR
‘Çalıştığımız yerde hayvan durmazdı!’
34 yaşındaki kot taşlama işçisi Erhan Kaya, Silikozis hastalığı sebebiyle Mart ayında vefat etti. Kaya’nın ölümüyle bugüne kadar bu hastalıktan ölen kot taşlama işçilerinin sayısı da 40’a ulaştı. Erhan Kaya’nın kader arkadaşı olan ve 10 yıl boyunca Merteks Yıkama Boyama Sanayi’nde çalışan Mehmet Bekir Başak, kotlar beyazlarken kendi hayatlarının nasıl karardığını anlattı: “İkimiz de sigortalıydık ancak benim sigortam sonradan yapıldı. Erhan ayda 900 TL ben ise 550 TL alıyordum. Ben ayrıca hafta sonları şirkette bekçilik de yapıyordum. Bizim yaptığımız işe Rodeo derler. Yani büyük bir vinç 600-700 kiloluk kumu alıp içinde basınçlı havanın olduğu çok sıcak hortumlara veriyordu. Biz bir bant üzerine konmuş kotları bu hortumlarla kumlayarak eskimiş görüntüsü veriyorduk. Her yer kum tozuydu. Göz gözü görmüyordu. Bizi kumun yarattığı etkilerden zerre korumayan bir maske takıyorduk. Günde 12 saat çalışıyorduk. Ama koşullarımız çok kötüydü, çalıştığımız yerde hayvan bile durmaz.”
AYHAN AKANSEL 5 GÜN YAŞAYABİLDİ
Akciğer nakli de kurtaramadı
Silikosiz hastalığına yakalananlar için sağlık imkAnları seferber ediliyor. Buna rağmen hayatlar kurtulamıyor. bunun son örneği ise 21 Mart 2009 tarihinde yaşandı. Kot fabrikasında değil ama aynı yöntemin kullanıldığı teflon fabrikasında çalışan 24 yaşındaki Ayhan Akansel, yıllarca sigortasız olarak çalıştı ve teflon tencere kumlama işi yaptı. Akciğerini kaybetti. Nakil umud oldu ama umudu da fazla sürmedi. Kardeşi Cevdet Akansel ağabeyinin hikayesini anlattı: “Ayhan teflon kumlama işçisi olarak çalışıyordu. İki yıl sonra birden aşırı halsizlik ve solunum yetmezliği problemleri yaşamaya başladı. Bu rahatsızlıkları esnasında teflon fabrikasından çıktı ve bir tekstil fabrikasında iş buldu. Fabrika Ayhan’dan sağlık raporu istedi. Ayhan’a doktorlar göğsünde bir problem olduğunu, tanı koyamadıklarını söylediler. Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları Hastanesi’ne getirdik. Burada bize silikosiz’e yakalandığını söylediler. Tek umudu akciğer nakliydi. 16 Mart’ta akciğer nakli yapıldı ancak umuda yolculuğu sadece 5 gün sürdü. 21 Mart’ta solunum yetmezliği yüzünden hayata gözlerini yumdu.”