30
Mayıs
2025
Cuma
GÜNCEL

Taş atan çocuğa okul da yasak

HAKKARİ’DE 14 yaşındaki Seyfi Turan’ı döven polis hakkında soruşturma açılması ve küçük çocuğun hem emniyet müdürü hem de Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı tarafından ziyaret edilmesi ’Seyfi açılımı’ olarak yorumlanmıştı. Seyfi’nin dövülmesine tepki yağarken aynı gün çıkan olaylarda gözaltına alınan 8 çocuktan 4’ünün tutuklanması geçen yıldan bu yana süregelen bir tartışmayı yeniden gündeme taşıdı. Başbakan Erdoğan’ın Ekim 2008’deki Diyarbakır gezisi sırasında gerçekleştirilen izinsiz gösterilere katıldıkları ve polise taş attıkları gerekçesiyle tutuklanan ve haklarında 23 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan 4 çocuk Mart ayında tahliye edildi. 4 çocuktan üçünün ailesi VATAN’a konuştu.

Okula almadılar

13 yaşındaki S.T’nin abisi Nevzat Tut, kardeşinin cezaevinden çıktıktan sonra okula alınmadğını söyledi: ”Fatih Lisesi’nde 1. sınıfa gidiyordu. Cezaevinde 5 ay kaldıktan sonra çıkınca okula götürdüm. ‘Okula alın bir şeyler öğrensin dedim’ ama dinleyen olmadı. Okul müdür yardımcısı ’Okula gelse bile sınıfta kalır. Zaten gelse de okulların kapanmasına 2,5 ay kaldı, bir şey öğrenemez. Mahkemesi devam ediyor, sonuçlanana kadar bekleyelim’ deyip almadılar. Şu anda evde kitap okuyor. Kendi kendine ders çalışıyor. Okumak istiyor, okulu çok seviyor. Büyüyünce doktor olmak istiyor... Bakıyorum ara sıra durduk yerde ağlıyor. Bu yaşta cezaevine düştüm diyerek ağlıyor.

Nasıl kazanılacak?

Oğlu okula devam edemediği için endişelendiğini belirten 15 yaşındaki B.Ç’nin babası Bedran Çoban ’Devlet bu çocukları nasıl kazanacak? diye soruyor. “Kayapınar lisesi 2’nci sınıf öğrencisi. Cezaevinden çıkınca okula götürdüm ama almadılar. Büyüklerimiz diyorki ‘Gençler başka yere gitmesin, onları kazanalım’ ama çocukları cezaevlerine sokuyorlar. Benim çocuğum siyasetin ne olduğunu bilmiyordu cezaevinden çıktıktan sonra şimdi benim bazı görüşlerimi beğenmiyor. Kazanacakları yerde kaybediyorlar insanları.”

İnsan haklarına aykırı

Hakkı Boğdan da 17 yaşındaki oğlu C.B’yi avukatlar sayesinde okula devam etmesini sağlamış;

“Oğlum lise 1’e gidiyor. Cezaevinde 5,5 ay kaldı. Çıkınca okula gittik almadılar. İnsan hakları komisyonuyla ilişkiye geçtik. Onlar da bizimle çabaladılar, okulla görüştüler. Bunun üzerine 1 hafta önce okul müdürü aradı ve ‘Tamam okula gelebilir’ dedi.”

Çocuk da olsa müdahale edilir

Üç yıl önce Güneydoğu’da birçok eylemde yine kadın ve çocuklar ön saflardaydı. Polisin özellikle çocuklara karşı katı tutumu tepki toplamıştı. Başbakan Erdoğan ise bu olayları değerlendirirken şunları söylemişti: “Annelere babalara sesleniyorum. Çocuklarını sokaklara dökenler, terör örgütleri tarafından kullanılmasına fırsat verenler, yarın ağlamanız boş yere olacak. Güvenlik güçlerimiz çocuk da olsa, kadın da olsa kim olursa olsun eğer terörün maşası haline gelmişse, gerekli müdahale ne ise bunu yapacak. Hiçbir demokrasi standardı bu tür şiddet olaylarına müsaade etmez.”


Okul müdürleri suç işliyor

Avukat Türkay Asma’ya göre okul müdürlerinin cezaevinden çıkan çocukları okula almaması yasal değil: Yeni Türk Ceza Kanunu’nun yeni 112’nci maddesiyle çocuğun eğitim hakkının hangi nedenle olursa olsun engellenmesine 1 ile 3 yıl arasında hapis cezası getirildi. Çocuğun 5 ay süre ile okula devam etmemesi keyfi devamsızlık değil. Tutuklu kalması elinde olmayan bir nedendir. Tutukluluk bir tedbirdir, çocuk ceza alıncaya kadar masumdur. Okul müdürleri biz okuldan atmadık çocuğun kendisi gelmedi diyorlar. Çocuğun eğitim hakkına engel oluyorlar. Aileler okula almadıklarında müdürün bunu bir resmi yazıyla kendilerine bildirmesini sağlasınlar ve sonra da dava açsınlar ki çocukları eğitime kazandıralım.


1 yılda 115 çocuk tutuklandı

ÇOCUKLARA Adalet Girişimi Sözcüsü Arif Akkaya’nın verdiği bilgilere göre Şubat 2008’den bu yana Diyarbakır, Batman, Şırnat ve Siirt’te çıkan olaylarda toplam 115 çocuk gözaltına alındı ve 347 dava açıldı. Çocuklardan 18’i tutuklu, 97’i ise tutuksuz olarak yargılanıyor. Taş atan çocukların 2006’da Terörle Mücadele Kanunu’nda( TMK) yapılan değişiklik nedeniyle ağır ceza mahkemlerinde yargılandıklarına dikkat çeken hukukçular bu durumun hem Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları sözleşmesine hem de Anayasa’ya aykırı olduğuna dikkat çekiyorlar.

Polis de çocuklara taş attırıyor

Bir hafta önce Diyarbakır’ın Bağlar mahallesinde yine çocuklar sokaklara barikat kurup eylem yaptı, kendilerini engellemek isteyen polislere taş attı. Bu olayda bazı çocuklar polis saflarında yer alarak göstericilere taş attı. Karşı grubu taşlayan çocuklar barikatları polisle birlikte kaldırdı.

Vatan
Yayın Tarihi : 27 Nisan 2009 Pazartesi 16:05:19
Güncelleme :27 Nisan 2009 Pazartesi 16:14:07


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
BOTANLI_21 IP: 83.66.175.xxx Tarih : 27.04.2009 20:41:23

NASIL OLSA BAŞIMIZDAKİLERİN ÇOCUKLARI KOLEJLERDE OKUYOR HANİ ŞÖLE AHAMLI ŞAHAMLI DEMOKRAT GEÇİNEN  BİZ DEMOKRATIZ DİYENLER TAŞ ATI DİYE ÇOCUĞA 26 YIL CEZA VERMELERİ KENDİLERİ DIŞINDA HERKESİN YANLIŞ YAPTIĞINI DÜŞÜNENLER  BU ÇOCUKLAR KADERLERİNE TERK EDİLMEMELERİ GEREKİR ÇÜNKÜ BU ÇOCUKLAR BİZİM ÇOCUKLARIMIZ  HER NEKADAR DİPÇİK YESELERDE KOLARI KIRILSADA  DEMOKRASİ DEYİNCE MANGALDA KÜL BIRAKMAYAN AKP BU DOĞU VE GÜNEYDOĞU  ÇOCUKLARINIDA  GÖRÜN EELAZIĞDAN SELAMLAR


selcuk gündüz IP: 78.54.209.xxx Tarih : 27.04.2009 19:22:57

COCUKLARDAN AILESI SORUMLUDUR,BU GIBI DURUMLARDA  COCUGU CEZALANDIRMAK  YERINE AILESINI CEZALANDIRMAK DAHA IYI OLUR . COCUKLARI BÖYLE OLAYLARA KARISANLARI DEVLET ISLERINDE CALISTIRMAMALI VEYA  PARA CEZASI VEYA KISA SÜRELI HAPIS CEZASINA CARPTIRILIRSA DAHA IYI OLUR KANISDAYIM


Ali Yılmaz IP: 78.163.61.xxx Tarih : 27.04.2009 23:24:21

Bu vatan hainlerini birde okula gönderip doktor yapacaksın ha ne ala polisi askeri ne diye taşlıyorsun ananamı kızkardeşine mi birşey yaptı asker polis,asker ve polis o taş atan eniklerin anne ve kızkardeşlerine kimse birşey yapmasın diye bekliyor orda Botanlı nickli vatan haini bu vatanda yaşamayı istemiyorsan git zaho ya yada suleymaniye de ki feodal efendilerinin uşaklığına.Askere polise taş atan kollar kırılmamalı kökünden kesilip atılmalı.Türk vatanı üzerindeyaşayıp da Türk ün sabrını zorlayan hainler bu böyle gitmez bunu unutmayın böyle gitmez  er geç ihanetinizin bedelini Türk yargısı karşısında ödeyeceksiniz.Ne mutlu Türk ülkesinde yaşamayı bilene ,ihanet ve nankörlük damarlarında gezenler gidin buralardan huzurumuzu bozmayın.


Cemal Budağ IP: 193.255.143.xxx Tarih : 27.04.2009 17:12:12

Suçun tanımını kim yapar ve kim uygularsa uygulasın. Sonunda yanlış giden birşey var. İyi görmek lazım. Bu çocuklar neden polise taş atıyor oyun olsun diye mi? Bu sorunun cevabı, hepimizin bildiği gibi, hayırdır. Örgüt yada parti hiç önemli değil birileri çocukların taş atmasını istiyor ve teşvik ediyor.

Küçük yaştaki insanlara şiddet nekadar suç ise bu çocukları bu eylemlerde öne sürmek te o kadar suç. Bu çocukları kazanmak gerekiyor yazılıyor herkes,  her yerde. Doğrudur. Sonuç çocuklar için olmasa da belli yaşa ulaşmış insanlar için ortada. Kaybolan yıllar ve genç hayatlar, hayellerdir çoğunlukla. Genç yaştaki bu insanların önlerinde durup bunların kendi geleceklerini kurtarmaya yönelik çabayı bu çocukları sahiplenen herkes üstlenmelidir. Aksi yöndeki her davranış sahibi kişi yada kişiler suçlanmalı ve yerilmelidir.  

Sanırım birileri cezalandırılacaksa, cezalandırılacak olan çocuklar olmamalı. 12 Eylül 1980 öncesinin nice hayatları ve hayellerı yokoldu. Onbinlerce insan hayatını kaybetti ve bir o kadarı da umutlarını kaybetti. Suçun tanımı belki bu noktada iyi yapılmalı ve bu genç insanların kendi hayatlarını yok etmelerine neden olan herkes cezalandırılmalı.

Tersten söylemek gerekirse bu çocukların hayellerini, geleceğini, umutlarını ve mutluluğunu bu çocuklara vermek herkesin görevi. Herkes üzerine düşeni yapmalı. Çünkü hepimiz gençliğimizde yaptığımız hataları düşündüğümüzde keşke o gün onları yapmasaydım diyoruz.  12 Eylül öncesinin özetini yaparsak eğer, ölen ve kaybolan onbinlerce hayatın tek suçlusu dünyada egemen olmak isteyen Rus ve Amerikan emperyalizmiydi, deriz hiç kuşkusuz. Ve birbirini onlar adına katleten sağcılar ve solculardır. Bugünkü kaybolan hayatların suçlusu ise kanımca İngiliz Emperyalizminin (1910'larda Anadoluda ne işleri vardıysa, şimdi de, o) kendisi ve bizdeki işbirlikçileridir diye yazacağız yıllar sonra, diye düşünüyorum. Ahmet Türkün Londradaki toplanıtı görüntüleri bunu net açılamış olmalıdır, bizlere sanırım.Oysa kendi Kürt soyadı Türk olan bu adamdan daha farklı bir sentez beklerdim, Türk-Kürt Kardeşliği gibi.