Her ne kadar değişen teknolojiyle birlikte pazarlama faaliyetleri artık internet, e-posta ve cep telefonlarına kaydıysa da, yüz yüze yapılan pazarlama etkinlikleri hálá önemli bir iş kapısı. Çoğu üniversite öğrencisi olan 10 bin genç bu sayede harçlığını kazanıyor.
Sokaklarda ürün tanıtan, fuarlarda, şovlarda "alaylı" olarak yetişen gençlerden okul bitince bir doğrudan pazarlama ajansına girip tam zamanlı çalışmaya başlayan ya da kendi ajansını kuran çok.
Doğrudan pazarlama, "kitlesel iletişim araçları dışındaki mecraları kullanarak, hedef kitle ile marka arasında ilişki kurmayı sağlayan, bağlılık yaratan, satın almaya teşvik eden, interaktif ve katılımcı bir pazarlama iletişimi" olarak tanımlanıyor. Yani doğrudan pazarlamanın tv, radyo reklamlarından veya halkla ilişkilerden farkı, insanlarla doğrudan, bire bir iletişim kurmayı gerektirmesi. Doğrudan Pazarlama İletişimcileri Derneği (DPİD) doğrudan pazarlamayı 5 ana disiplinde tanımlıyor: Promosyonel pazarlama, etkinlik pazarlaması, satış noktalarında pazarlama, interaktif pazarlama ve veri tabına dayalı pazarlama.
Türkiye’de 100-150 civarında doğrudan pazarlama ajansının olduğu tahmin ediliyor. Bir ajans (faaliyeti gereği) ortalama 32 tam zamanlı çalışana istihdam yaratıyor. Ancak sektör asıl istihdamı part-time (yarı zamanlı) çalışanlara sağlıyor. Özellikle etkinlik pazarlaması ve satış noktalarında pazarlamada çoğunlukla üniversite öğrencileri yarı zamanlı çalışmayı tercih ediyorlar. Sektörde yarı zamanlı çalışanların sayısı 10 binleri buluyor. GfK’nın yaptığı bir araştırma, önümüzdeki yıl doğrudan pazarlama sektörünün yüzde 25 büyüyeceğini ortaya koyuyor. DPİD Yönetim Kurulu Başkanı Sanem Oktar, insan kaynakları açısından da sektörün büyüyeceğini öngördüklerini söylüyor. Bu da bu çoğunluğunu üniversite öğrencilerinin oluşturduğu yarı zamanlı çalışanların sayısının 12.500’e çıkması demek oluyor.
Ajanslarda tam zamanlı çalışanların büyük bir kısmını da "alaylılar" yani üniversite döneminde bu işe yarı zamanlı çalışan olarak başlayanlar oluşturuyor. Marka tasarımcısı Eser Hakim, "Tam zamanlı çalışanlar da muhakkak bir yerlerde bir şeyler tattırarak, ürünü anlatarak başlamıştır; sonra yavaş yavaş yükselerek, doğrudan pazarlama sektöründe çalışmaya başlamıştır. Ben part-time iş verdiğim kişileri belli bir zaman sonra kadroya alıyorum ya da ürün yöneticileri olarak karşımıza çıkabiliyorlar" diyor. Diğer taraftan sokak aktivitelerinde veya fuarlarda yarı zamanlı çalışmak üniversite gençliği için vazgeçilmez iş kollarından. Hakim: "Dershaneler bizim sayemizde ayakta. Özellikle yurtta kalan veya Anadolu Üniversite’sinde okuyan pek çok yarı zamanlı çalışanımız" var diyerek genç kitleye nasıl bir istihdam yarattıklarını özetliyor. Sanem Oktar ise İstanbul’da genç profilin aksine pazarlamacılığın Anadolu’da bir süre sonra insanların mesleği haline geldiğine dikkat çekiyor.
Pazarın büyüklüğü 2.9 milyar YTL
Ajansta çalışırken işin hem avantaj sağlayan hem de zor taraflarından biri aynı anda pek çok markaya hizmet vermek. Yine GfK’nın yaptığı bir ankete göre bir doğrudan pazarlama ajansı yıl içinde ortalama 17 firmaya hizmet veriyor. Eser Hakim, bu nedenle pek çok şey hakkında bilgi sahibi oluyorsunuz, diyor: "Her sektör ve markayla ilgili bilginiz oluyor, çatı kaplamalarından medikal bir ürüne, bir çikolatadan bir arabaya kadar her şeyi öğreniyorsunuz."
Project House Yönetici Ortağı Sinan Günal, doğrudan pazarlamanın da kendi içinde pek çok dala ayrıldığını söyleyerek, uzmanlaşmaya dikkat çekiyor: "Saha pazarlamada kapı kapı dolaşıp numune dağıtmak, promosyonel pazarlamada çekilişli kampanyalar düzenlemek, internette pazarlamada web siteleri, e-mail yoluyla ürünü tanıtmak gibi pek çok farklı kanaldan yapılabiliyor doğrudan pazarlama. Dolayısıyla farklı alanlarda uzmanlık istiyor. İşin içinde strateji belirlemek, müşteri iletişimini kurgulamak da var. Doğrudan pazarlama en hızlı gelişen sektörlerden biri. Pazarın büyüklüğü 2.9 milyar YTL. Böyle olunca teknolojiyi, dünyadaki trendleri takip etmek lazım. Hem tüm uygulamaları, trendleri takip edeceksiniz, hem aynı anda 20-40 bazen 60 müşteriye strateji üreteceksiniz, onların rakiplerini takip edeceksiniz. Hem marka hem bütçe size bir anlamda teslim ediliyor. O nedenle çok dinamik bir sektör." Eser Hakim, başarılı bir pazarlamacının yenilikleri takip etmesinin, her şeyle ilgilenir olmasının şart olduğunu söylüyor: "Yaşadığımız yerde, tatile gittiğimizde hepimiz çevremizdeki her şeyi algılıyoruz. Bu mesleki deformasyon olabilir ama iyi bir şey."
Kapı dolaşmak da işimizin bir parçası
Pazarlamacı denilince akla elinde çanta kapı kapı dolaşan kişiler gelir. Bu nedenle toplumda çok sevilmez pazarlamacılar, binaların kapılarına da yazılır: "Bu binaya pazarlamacı giremez"! Eser Hakim, "Tabii yarı zamanlı elemanların yaptığı kapı kapı dolaşma da işimizin bir parçası. Ama artık işimizin büyük bir kısmı internete, mobil pazarlamaya kaydı. Yeni mecralar kullanılıyor. Evlere gitme konusunda da eğer şirketler doğru yolları tercih ederse sorun olmaz. Çünkü ev ziyaretlerinde insanları rahatsız eden şey izinsiz, insanların kapısının çalınması, bir şey satılmaya çalışılması. Halbuki firmalar örneğin bir site çalışmasında önce izin almalı ve herkesin bilgisi dahilinde bu işi yapmalı." Hakim, yaptıkları işin satışla karıştırılmasından yakınıyor: "Doğrudan pazarlamayı sıcak satışla karıştırıyorlar. Biz bir ürünü satmak için bir strateji belirlemeyiz, biz satın almaya teşvik edecek mekanizmalar düşünürüz. Bu açıdan bizim yaptığımız en rahatsız edici şey, sizin evinize gelip bir şampuan numunesi bırakmak." Sinan Günal da yeni iletişim kanalları sayesinde elinde çantası gezen, Britannica satan adamlar imajının değiştiğini söylüyor: "60 milyon cep telefonu, 30 milyon internet kullanıcısı var. Hala daha klasik gözlükleri takmakta ısrar eden kitleler olsa bile, artık bunun değiştiğini ciddi biçimde görüyoruz. Pazarlamacı giremez yazıları da çok azaldı, artık insanların cep telefonlarındasınız, işyerlerindeki bilgisayarlarındasınız, ya da sahadasınız, belki bir etkinlikte, belki bir markette tadım yaptırıyorsunuz. Bu iletişim artık farklı kanallarda."
Çoğunluk kadın olunca futbolda zorlandık
Pazarlama sektöründe kadınların ağırlığı tartışılmaz. Sanem Oktar bunu kadınların farklı disiplinlerde çalışabilme yeteneğine bağlıyor: "Kadınlar pek çok işi aynı anda yürütebildiklerinden ve pazarlama bilimi de çok çeşitli disiplinleri içinde barındırdığından kadınların bu alana ilgisi büyük. Hayat zaten organizasyonla ilgili olduğu için yaptığınız şeye daha çabuk adapte oluyorsunuz. Ben 15 senedir sektördeyim, benim de gözlemim kadınların bu sektörde daha fazla olduğu. Bizim şirkette ben artık erkek eleman alalım dedim. Yönetim kurulunda 14 kadın, 1 erkek var. Bir keresinde futbol konusunda iş çıkarmakta zorlandık. Ben maça gitmeye, televizyonda maç izleyip o jargonu öğrenmeye çalıştım."
Çekirdekten yetişmezseniz başarısız olursunuz
Görkem Alparslan (27) Galatasaray Üniversitesi Felsefe Bölümü mezunuyum. Yaklaşık 4 yıl kongrelerde, çeşitli aktivitelerde süpervizör olarak yarı zamanlı çalıştım. 30-40 kişilik grupları yönettim. Sonra baktım bu bir iş alanı, (ki eskiden sadece kongreydi şimdi doğrudan pazarlama iletişimi haline geldi), üniversite bitmeden bu işin mutfağını öğrenmek için bir organizasyon şirketine girdim, müşteri ilişkilerinde tam zamanlı çalışmaya başladım. Bu iş benim için yetersiz kalınca bir reklam ajansına geçtim, alternatif pazarlama alanında çalıştım. Şimdi Brand Experience Designer şirketinin ortağıyım. Markaların özünü anlayıp sahada, internette, doğrudan pazarlamanın olduğu her yerde insanlara nasıl biraz daha dokunabiliriz diye konsept yaratıp uyguluyoruz. Genelde de pek çok kişi üniversitedeyken para kazanmak için bu şekilde yarı zamanlı çalışıyor sonra ya ajansa geçiyor ya da kendi ajansını kuruyor. Çekirdekten yetişmezseniz eğer, sokakta yaptığınız proje başarısız olur. Sadece konsept olarak harika bir fikir olabilir ama sokakta ulaştığınız kişi sayısı çok düşük olur. Nelerle karşılaşacağınızı bilmeniz için onu kendinizin yapmış olmanız lazım. Diğer taraftan üniversite gençliği için en rahat para kazanma yolu bu. Fazla zaman almıyor, düzgün para kazanıyorlar, yeni insanlarla tanışıyorlar bu sayede de tecrübe ediniyorlar. Sokak aktiviteleri çok keyifli ama bir o kadar da zor. İletişim kurmakta zorluk yaşayabiliyorsunuz, herkes sizinle düzgün iletişim kurmuyor, çalıştığınızın farkına varmıyorlar.
Okul bitince ajansa geçmek istiyorum
Elvin Koçak (19) Namık Kemal Üniversitesi Turizm Otelcilik Bölümü 2. sınıf öğrencisiyim. Yaklaşık 1 yıldır sokak aktivitelerinde yarı zamanlı çalışıyorum. Ajanslarla çalışıp verilen ürünlerin tanıtımlarını yapıyoruz. Genelde haftada 4 gün iş oluyor, kazandığımız ücretler de işe göre değişiyor, ama minimum 50 YTL alıyoruz. Çok keyifli bir iş, dikkat çekiyoruz, insanlarla konuşuyoruz, ağızlarından laf almakta zorlandığımızda şirinliğimizi kullanıyoruz. Okul bittikten sonra ajans kısmına geçip tam zamanlı çalışmak istiyorum.
Kötü bir şey yapmıyoruz işimizi yapıyoruz
Kübra Çelik (19) Namık Kemal Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölümü 2. sınıf öğrencisiyim. 2 senedir bu işi yapıyorum. Gayet memnunum, önü açık bir meslek, insanlara hizmet veriyoruz. Sokak aktiviteleri gerçekten çok zevkli oluyor ama zor yanları da var. Sonuçta yenilikleri kolay kolay kabul eden bir millet değiliz. Bir de sokak aktivitelerinde insanlar kötü kötü bakıyorlar sanki kötü bir iş yapıyormuşsunuz gibi aksettiriyorlar bize. Bu birazcık bizi üzüyor aslında, biz de işimizi yapıyoruz, kötü bir şey yapmıyoruz. Bu işin avantajları da var. Ben bu işte kendimi bulduğumu düşünüyorum. Çünkü insanlara karşı çok soğuktum, ön yargılıydım, kimseyle konuşmazdım, yaklaşmazdım, ama şimdi sokak aktiviteleri sayesinde daha çok insanlara yaklaşıyorsunuz, iç içe olup konuşuyorsunuz, bu kişiliğime de çok yansıdı. Okuduğum bölümde dikiş tutturamazsam bir pazarlama ajansında sürekli bir işe girebilirim. Üniversiteden ve liseden çoğu arkadaşım bu şekilde çalışıyorlar.
Yaptığımız işi hiç kimse anlamıyor
Hakan Oğuz (24) Açıköğretimde Turizm Otel İşletmeciliği okuyorum. 2 senedir süpervizör olarak çalışıyorum. Daha önce fitness eğitmenliği yapıyordum ama bu iş daha eğlenceli geldi. Daha işin mutfağına girmedim, yani ajans kısmına geçtikten sonra ya bir ajans kurup bu işe devam etmek ya da ajansta güzel bir pozisyona sahip olup o şekilde devam etmek istiyorum. Bu işin hoş tarafı eğlenceli olması ve güzel insanlarla çalışıyor olmak; zor tarafları ise çok insanla muhatap oluyorsunuz, birçok kişilik var, her insan bizi düzgün karşılamıyor, ama onlarla da düzgün konuşup iyi iletişimle, her şeyimizi halledebiliyoruz. Ben pazarlama ajansıyla yarı zamanlı çalışanlar arasındaki iletişimi sağlıyorum. Farklı tanıtım aktivitelerinde yer alıyorum, fuar, sokak aktiviteleri gibi. Bazı insanlara yaptığınız işi anlatmak için çok fazla dil dökmek zorunda kalıyoruz.
eren ismim daha önce pazarlama şirketin de calıştım gercekten öyle güründügü gibi kolay degilsede bu meslegi seven icin faz gicilmez bir tutku bu meslek te insan kendini geliştire biliyro hem depara kazanıyor ben de si,zin le calışmak isterim 05369704097