İK'da Zor Zamanları Yönetmek

Tüm dünyada yılda 700’ün üzerinde araştırma gerçekleştiren lider insan kaynakları yönetim danışmanlığı firması Mercer’ın global krizin etkilerinin değerlendirildiği yeni raporu Management Center Türkiye tarafından düzenlenen 14. İK Zirvesi’nde sunuldu.

İnsan kaynakları yönetim danışmanlığı firması Mercer, “İnsan Kaynakları’nda Zor Zamanları Yönetmek” isimli son araştırmasında 100’ün üzerinde ülkede 1028 üst düzey İK yöneticisinden görüş aldı. 2008 yılında yaşanan ekonomik dalgalanmanın şirketlerin insan kaynakları strateji ve süreçlerine etkisini tespit etmek amacıyla gerçekleşen araştırma 2009 yılı boyunca belirli aralıklarla tekrarlanacak.

Mercer tarafından Aralık 2008’de ilki gerçekleşen “İnsan Kaynakları’nda Zor Zamanları Yönetmek Araştırması”, global krizin yarattığı koşulların çalışanlar, insan kaynakları yönetimi ve yatırımları için zorlu bir “stres faktörü” olmaya devam etmesine dayandırılmış durumda. Beş kıtada gerçekleşen araştırmanın en önemli sonuçları arasında katılımcıların 2009 yılına dair “endişe seviyeleri” ile ilgili verdikleri cevaplar göze çarpıyor.

Organizasyon devam etmeyecek endişesi %92
Tüm dünyada 40’tan fazla ülkede 25 binin üzerinde müşterisine hizmet veren insan kaynakları yönetim danışmanlığı firması Mercer’ın kriz sonrası değerlendirme araştırması İK yöneticilerinin beklentileri üzerinden çok çarpıcı sonuçları ortaya koyuyor. Buna göre;

• Ekonomik krizin çalıştığı şirketin hayatta kalıp kalmamasına yönelik etkisinden çalışanların %92’si endişeli
• İstihdam tutarlılığı/iş güvencesinden çalışanların %85’i endişeli
• 2009 ücret artışlarından çalışanların %84’ü endişeli
• 2009 terfi kararlarından çalışanların %69’u endişeli
• Ekonomik krizin emeklilik yatırımları üzerine etkisinden çalışanların %84’ü endişeli

“İK uygulamaları hasar görüyor”
Uluslararası araştırmanın sonuçlarını değerlendiren Mercer Danışmanlarından Hakan Hızar, sadece kurumsal dünyada değil kurumlarda da krizin etkilerinin yoğun olarak hissedildiğini belirtiyor. Hızar, Beyaz Saray ve Harvard Üniversitesi gibi kurumlarda dahi öngörülen ücretlerin dondurulmasına yönelik planları hatırlatarak devam ediyor:

“Biz Türkiye’de etkileri biraz daha gecikmeli yaşıyoruz ancak 100’den fazla ülkede gerçekleşen bu araştırma Türkiye’deki duruma da ışık tutuyor. Ülkemizle araştırma arasında temel fark global sonuçlarda emeklilik planlarına yönelik endişenin gelişmiş ülkelerde en önemli faktör olarak karşımıza çıkması. Türkiye’de özel emeklilik planlarının yeni olması ve birikimlerin de sınırlı kalması bu konuyu özel bir gündem olmaktan çıkarıyor.”

Hakan Hızar ayrıca çoğunlukla uzun vadeli yatırım gerektiren insan kaynakları uygulamalarının kriz dönemlerinde yaşanan kesintiler ve tutarsız mesajlar nedeniyle önemli oranda hasar gördüğünü de belirtiyor.