Kent Oyuncuları'nın önceki gün galasını yaptıkları 'Cimri'de Moliere'in ünlü kahramanı Harpagon'u Mehmet Birkiye, kızı Elise'yi ise Demet Evgar canlandırıyor.
Moliere, ‘akıl çağı’ Fransa’sında Commedia dell’arte’ye yakın farslarıyla farklı bir dönemin kapılarını aralamıştı. Geleneksel komedinin tüm klişelerini evrimleştirdiği oyunu ise Cimri oldu. Klasik metinlerin farklı yorumlara açık oluşunun avantajıyla bugüne dek defalarca sahnelendi Cimri. Bu sezon bir kez de Kent Oyuncuları tarafından, Mehmet Birkiye’nin yönetiminde sahneleniyor. Birkiye, cimriliğiyle tanınan, huysuz ihtiyar Harpagon’u da canlandırıyor.
Paraya düşkün ve acımasız
Oyun, Harpagon’un paraya olan tutkusu, başta kızı Elise ve oğlu Cleante olmak üzere etrafındaki herkesin hayatını çekilmez kılması üzerine kurulu. İnsanlığı unutturan ‘’amaç’’larla, insani güdüler arasındaki tezatlık ve gel-gitler oyunun belkemiğini oluşturuyor. Paraya düşkünlük, doyumsuzluk ve acımasızlık gibi her dönemin açmazı, insani zaafların yanında ‘para’nın neredeyse bir ‘kimlik’e dönüştüğü neo liberalizmin egemen olduğu günümüz dünyasına dair de tüyolar var oyunda.
Tüm zaafları, kusurları ve gülünçlükleriyle insanı olduğu gibi aktardığı için; bu gerçekçiliğiyle bir dönem çağdaşlarının da tepkisini almış MoliÈre. Hatta Goethe gibi kimileri Cimri’yi taşıdığı bu gerçekçi yapısı nedeniyle komedi değil trajik olarak tanımlamış.
Hizmetçiler, burjuvalar, soylular, köylüler yazarın kaleminden bir anda her gün rastladığımız, yaşayan karakterlere dönüşürler. Bu farklı insan tipleri; ölmek, terk edilmek, sevilmemek, fakirleşmek gibi korkuları ve takıntılarıyla tüm gerçekliğiyle eksiksiz olarak sahnededir artık... Birkiye’nin yorumladığı oyundaki oyunculuklar da karakterlerin hakkını fazlasıyla veriyor. Harpagon’un, yaşlı bir adamla evlendirmek istediği ama bir başkasına aşık olan kızı Elise’i Demet Evgar; sevdiği kızı babasına kaptırmamak için uğraşan talihsiz oğul Cleante’yi ise Engin Hepileri canlandırıyor.
Diğer rolleri ise Kadriye Kenter, Derya Aslan, Bülent Şakrak, Hare Sürel, İlker Ayrık, Emrah Eren, Çağlar Tüfekçi, Seval İşgören, Cem Bahşi, Ersin Olgaç, Güneş Sayın, Simge Defne, Hüseyin Sevimli, Salih Bademci, Çağrı Şensoy, Tara Demircioğlu ve Algı Eke üstleniyor. Koreografi ve müzikler izleyicinin dikkatini sonuna dek sahneye odaklanmasını sağlıyor. Dönemin ruhunu, kahramanımız Harpagon’un kişiliğini ve evdekilerin mecburi sefaletinin izleyiciye bu denli iyi aktarılmasının nedeni belli ki Barış Dinçel’in dekoru. Harpagon’un pintiliğini eskimiş eşyalarda, yırtık perdelerde veya zincirlenip koca koca kilitler takılmış dolaplarda görmek mümkün...
Kötücül karakterlerin sık sık karşılaştığımız bildik kusurlarını tiye alarak seyirciye doğruyu göstermeyi amaçlayan Moliere’in Cimri’si, Mehmet Birkiye’nin seyirciyi gülümseten, farklı kurgusuyla son buluyor. Nasıl mı? Harpagon’un adaletsizliğinin son kurbanı yine kendisi oluyor...