Altın Portakal’da yarışacak ilk Kürtçe film olan “Min Dit”in yönetmeni Miraz Bezar, “Filmin seçildiğini duyunca çok heyecanlandım, çok sevindim” dedi.
46 yıllık Antalya Film Festivali tarihinde ulusal yarışmaya katılan tamamı Kürtçe ilk film olan “Min Dit”in (Ben Gördüm) Almanya’da yaşayan yönetmeni Miraz Bezar, büyük bir heyecan yaşıyor. Evrim Alataş’ın öyküsünden beyazperdeye uyarladığı ve Diyarbakır’da çekilen filmini Fatih Akın ve Klaus Maeck’in yapımcılığında hayata geçiren 38 yaşındaki Bezar, çatışmalı dönemde anne ve babalarını kaybeden savaş mağduru iki çocuğun hikâyesini anlatıyor. Bezar, “Filmin seçildiğini duyunca çok heyecanlandım, çok sevindim. Bu çok önemli bir adım” dedi.
Türkçe alt yazılı olacak
Ailesiyle 1980 yılında Almanya’ya göç eden, tiyatro ve kamera üzerine eğitim alan Bezar, Berlin Akademisi’nde öğrenim gördü. Daha önce “Beriva ve Duri” adlı kısa metrajlı filmiyle uluslararası festivallerde ödül alan Bezar’ın filmi, Antalya Film Festivali’nde Türkçe alt yazıyla seyirciye sunulacak.
Filmin galası da “Yeni Yönetmenler Ödülü” için yarıştığı İspanya’nın en önemli film festivali olan San Sebastian’da yapılacak. Filmde Şenay Orak, Muhammed Al, Hakan Karsak, Berivan Ayaz, Fahriye Çelik ve Alişan Önlü’nün de aralarında bulunduğu savaş mağduru Kürt çocuklar da rol alıyor.
Alataş: Başta endişelerimiz vardı
Filmin öyküsünü kaleme alan Evrim Alataş, “Filmimizin Altın Portakal’da yarışacak olması ikimizi de çok heyecanlandırdı.
En başında ortada çok büyük emeklerimiz olmasına rağmen filmin sırf dilinden dolayı seyircisine ulaşamaması yönünde endişelerimiz vardı. Fakat Altın Portakal’a seçilmesi, önemli bir adım oldu. Bizi çok rahatlattı.
Bütün bu tartışmaların arasında festival yönetiminin böyle bir karar alması çok anlamlı. Umarım başka filmlerin de önü açılır. Nasıl Türkçe filmler rahatlıkla izleniyorsa, Kürtçe filmler de rahatlıkla izlenebilir. Çok iyi bir film çektik. Sinemacı değilim ama ödül alacağımıza inanıyorum” dedi.
ERDEN KIRAL:
Toplumun zenginliği
Ulusal Yarışma Jüri Başkanı Erden Kıral ise festivalde ilk kez Kürtçe bir filmin yarışacak olmasını çok kültürlü bir toplumun zenginliği olarak değerlendirdi. Kıral, “Bu jestin çok anlamlı olduğunu düşünüyorum ama benim için önemli olan sinemasal değerler... Diğer filmlerden hiçbir farkı ve ayrıcalığı yok. Ben mesela ‘Hakkâri’de Bir Mevsim’ filminde o dönem yasak olduğu için Kürtçe bir ağıt vardı, sözlerini kullanamamıştım. Şimdi demokratik açılımlar bakımından epeyce mesafe aldık” diye konuştu.