1
Mayıs
2025
Perşembe
KÜLTÜR/SANAT

Leyla Gencer'in vedası

20'nci yüzyılın en önemli sopranolarından biri olan Leyla Gencer'in vasiyeti yerine getirilerek külleri İstanbul boğazına serpildi.


Milano'da 9 Mayıs'ta yaşamını yitiren Gencer'in külleri, Dolmabahçe'de düzenlenen törenle, ilahi müzik eşliğinde Boğaz sularına serpildi.

Naaşı yakılmıştı

Sanat hayatı boyunca tüm opera sahnelerinde ''La Diva Turca'' olarak alkışlanan ünlü soprano Leyla Gencer, 12 Mayıs'ta Milano'da görkemli bir cenaze töreniyle ebediyete uğurlanmış, vasiyeti üzerine Milano Lambrate Mezarlığı'ndaki krematoryuma götürülen naaşı yakılmıştı.

TGC'den Gönültaş'a kınama

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu, opera sanatçısı Leyla Gencer'e yönelik yazısından dolayı Bugün Gazetesi yazarı Nuh Gönültaş'ı kınadı.

TGC'den yapılan yazılı açıklamada, Leyla Gencer'in, "Türk opera sanatının yüz akı sanatçısı" olduğu, dünya basınının 20'nci yüzyılın en önemli sopranolarından tanımıyla ölümünü duyurduğu belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:

"Leyla Gencer'in anısına saygısızlık içeren yazıyı kaleme alan Nuh Gönültaş'ın basın meslek ilkelerini çiğneyerek din ve ırk ayrımcılığı yaptığı yazısını üzüntüyle okuduk.

Nuh Gönültaş ve Bugün Gazetesi yöneticilerinin, Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesine de aykırı düşen davranışlarını şiddetle protesto eder, ülkenin her zamandan daha çok birliğe gereksinim duyduğu bir dönemde, bu türden yazı ve söylemlerin yarardan çok zarar getireceğinin de altını çizmek isteriz."

Nuh Gönültaş ne yazmıştı

Nuh Gönültaş, 14 Mayıs'ta Bugün gazetesinde yayımlanan "Leyla Gencer hangi dine mensuptu" başlıklı yazısında şu ifadelere yer vermişti:

"Leyla Gencer, Türkiye'de etnik kimliği azınlık olarak ifade edilen bir sosyal gruptan geliyordu. Elbette bu suç da değil, suç kabul edenler için ise 'Elbette bu onun suçu değil' demek gerekir. (...)

Gencer, kendi ülkesinde yaşamayı ve kültürle hemhal olmayı kendine yediremeyen bir yabancıydı.

Kilise müziği orijinli bir mesleğin getirisini ilam etme yeri olarak İtalya'yı seçti. (...)

Kendi'ni Jesus'a yendiden veren bu kimlik küllerini Ortaköy'e saçtırıyor. Madem öyle külleriniz de İtalya'da kalsın, niye kirletiyorsunuz suyumuzu?"

Nuh Gönültaş kınamaya yanıt verdi


Nuh Gönültaş
Nuh Gönültaş bugün yazdığı yazısında "TGC beni kınamış çok da umurumdaydı!" başlığını attı.

Yazıda "Siz TGC yöneticileri bugüne kadar hangi dindar müslümanın hakları medya tarafından çiğnendiğinde ortaya çıktınız da kınama bildirisi yayınladınız? Kınamakla bir şey oluyorsa bende sizi kınıyorum, hem kınıyorum, hem lanetliyorum" diyerek kınamayı önemsemediğini gösterdi.

Demirtaş yazısında söylemek istediğinin anlaşılamadığını şu şekilde ifade etti:

"Şimdi... Ben sözkonusu yazımda Türk Medyasının Leyla Gencer'in ölümünden sonra verdiği haberlerin Türk halkını yanıltmaya yönelik olduğuna dair bir yorumdu.

Haberlerde Leyla Gencer'in müslüman olduğu vs. yer alıyor. Gencer için camilerde Kuran okunuyor, kilisede ayin yapılıyor, sonra da krematoryumda yanan cesedin küllerinin boğaza saçılması vasiyeti haberlere konu ediliyordu.

Ben bu çelişkilere dikkat çektim ve dedim ki "Bu nasıl bir iştir." Bir insan hem hristiyan, hem müslüman olup hem de cesedinin yakılmasını vasiyet ediyorsa bu durum acaip bir durumdur. Bir insan bir dine mensup olur, diğer dinlere de saygı gösterebilir. Bunda sorun yok, sorun Gencer'in vasiyeti ile inançların çelişmesidir..."

Demirtaş yukarıdaki şekilde anlatmak istediğini ifade ettikten sonra bu paragrafın devamında küllerin boğaza serpilmesiyle divalık arasında bağlantı kurmaya çalışıyor.

"Kaldı ki, Leyla Gencer, sanatında bir diva ise bu divalığı batı kültürüne hizmet etmektedir. Bunun Türk-Müslüman kültürü ile alakası yoktur. Dolayısı ile küllerinin boğaza saçılmaması gerektiğini söyledim. Mesela italya'da kıyılarda bir yerlerde denize saçılabilirdi."

Editörün Notu: Yazarın yazısı aynen alınmıştır. Yanlış anlaşılmalara neden olmamak için kelime hataları özellikle düzeltilmemiştir ve "kalın" puntoyla belirtilmiştir.

Nuh Gönültaş'ın kınama cezasına yanıt yazısı Bugün gazetesinde değil www.gasteci.com web sitesinde yayınlanmıştır. Yazının siteye eklendiği tarih 15 Mayıs 2008 saat 23:33:00 olarak görünmektedir.

Kültür bakanı taziye defterine yazdı

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, sanat yaşamı boyunca "La Diva Turca" olarak da anılan soprano Leyla Gencer'in küllerinin konulduğu Atatürk Kültür Merkezi'ni (AKM) ziyaret ederek, açılan deftere taziyelerini yazdı.

Ertuğrul Günay, İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı (İKSV) Genel Müdürü Görgün Taner ile Leyla Gencer'in yakın arkadaşı Melahat Behlil tarafından uçakla İstanbul'a getirilen Gencer'in küllerinin konulduğu AKM'yi ziyaret etti.

AKM fuayesinde, Gencer'in fotoğrafının önüne konulan küllerin bulunduğu kutunun yanında açılan deftere taziye dileklerini yazan Günay, mesajında, "Türkiye'mizin dünya sanatına armağan ettiği sayın Leyla Gencer'in manevi huzurunda saygıyla eğiliyorum. Milletimizin ve bütün dünya sanatsevenlerinin başı sağolsun. Sayın Leyla Gencer'e sonsuzluk yaşamında esenlik ve huzur diliyorum" ifadelerini kullandı.

Günay, gazetecilere yaptığı değerlendirmede de, "Yaşamında dünyaya güzellikler kattı, üretti. Ben de O'na sonsuz yaşamında güzellikler diliyorum" dedi.

Gencer'in küllerinin boğaz sularına bırakılacağı sırada İstanbul dışında olacağını belirten Günay, şunları kaydetti:

"Türkiye'nin adını sanat dünyasına, bütün dünyaya duyurmuş olan, bizim iftihar duyduğumuz birisiydi sayın Gencer. Son yıllarda sahneye çıkmamış olmasına rağmen ismi bütün dünya tarafından yakından biliniyor. Dünyada, çok başarılı temsillerde, çok önceki yıllarda ilk kez uluslararası alanda adını duyurmuş bir Türk sanatçısıydı. O'nun yurttaşımız olmasından iftihar ediyoruz."

Uzun zamandır hasta olan Gencer'in ölümüne çok üzüldüğünü anlatan yakın arkadaşı Melahat Behlil de Gencer'in dünyada ve Türkiye'de çok sevildiğini, hatta İtalya'da Gencer'e "kraliçe" diye hitap edildiğini söyledi.

CNN
Yayın Tarihi : 16 Mayıs 2008 Cuma 12:46:45


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?