Bir dönemin “gazinocular kralı” lakaplı patronlarından Osman Kavran’ın torunu Naz Kavran dedesinin işini devraldı. Ama farklı bir şekilde. Maçka Küçükçiftlik Parkı’nı konserler ve festivallere açan Naz Kavran ileride gazinoyu geri getirmeyi planlıyor.
Gazinocular kralı Osman Kavran” klişesini hatırlayan kuşaktanım. Naz Kavran kralın torunu oluyor. Şu anda Maçka Küçükçiftlik Parkı’nın sahibi ve işletmecisi. Buradaki lunapark iki yıldır konserlere ve festivallere ev sahipliği yapıyor. Ve anlaşılan o ki bu yaz İstanbul’da eğlencenin bir-iki adresinden biri olacak. Neredeyse bütün yaz dolu burası.
Naz Kavran Maçka Küçükçiftlik Parkı’nın içinde yer alan ofisinde masasının başında sigarasından derin nefesler alarak mekanını ve planlarını anlatıyor.
Buranın başına geçmeye ne zaman karar verdiniz?
2007’ydi, üniversitedeydim ama sıkılmıştım. Bıraktım ve İstanbul’a geldim. Baktım ki lunapark da artık eskisi gibi iş yapmıyor. Ben müzik seviyorum, dinliyorum, beni hayata bağlayan şeylerden biri.
Okul çok mu sıkıcıydı?
Bilkent Fransızca-İngilizce Tercümanlık Bölümü’ndeydim. Aslında her iki dili de biliyordum. Kolay olur diye bu bölümü seçmiştim. Önüme AB dökümanları koyuluyor, çevirin deniyordu. E çeviriyordum... Çok sıkıcıydı. Bırakmaya karar verdim.
Sizin için rock’çı diyorlar...
Rock dinlerim. AC/DC, Led Zeppelin... Benim jenerasyonum ve çevremde çok rock dinleyen yok. Şimdi bile dinleyince kapattırıyorlar, “Aman bu ne, sesi kıs” diye... Daha ziyade pop ve ticari müzik dinleniyor benim etrafımda.
Siz neden farklısınız peki?
Ben doğduğumdan itibaren sekiz yıl lunaparkın üzerinde yaşadım. Aşağıdan gelen müziklerle büyüdüm. “Big in Japan” çalar, “Bad” çalar. Ve ortaokulda daha fazla ilgilenmeye başladım müzikle. Kurt Cobain yakışıklıydı ve grunge popüler oluyordu. Sonra Soundgarden’lar, Chris Cornell’ler falan... Ve Metallica dönemi başladı. Son zamanlarda da Iron Maiden’a merak sardım. Yaptıkları müziği çok asil buluyorum.
Ailemden şunu öğrendim:
“Sanatçıya her zaman peşin para ver”
Çocukken ne yapmayı düşünüyordunuz?
Hiçbir şey düşünmüyordum. Hatta birkaç yıl öncesine kadar çalışmayı bile düşünmüyordum. Son beş-altı yıldır aklımda bir restoran-kulüp fikri vardı. Bununla ilgili planlar yapıyordum. Hep eğlence sektörüyle ilgili şeyler yapmayı düşünüyordum zaten...
Ailenizden eğlence dünyasıyla ilgili ne öğrendiniz?
Her zaman sanatçıya peşin para ver.
Bu kadar mı?
Evet. Ahlaklı iş yapmaya çalışıyorum. Gazinocularla ilgili düşünceler genelde pek iyi değildir. Böyle bir kanı oluşmuş eskiden. Ama bizim ailemizle ilgisi yoktur bunun. Biz burada gerçekten çok dürüst çalışıyoruz. Bu benim en önem verdiğim şey. Organizatör, müşteri, herkes mutlu olsun istiyorum.
Yaptığınız işin en zevkli yanı ne?
Etkinliğin sonundaki alkışlar herhalde.
Çok klasik olmadı mı?
Öyle oldu. Ama doğru. Bu işte mutlaka kaza, bela aksaklıklar oluyor. Ama bunların kimseye yansıtılmadan çözülmesi işin en zevkli tarafı. Kardeş Türküler ilk konserimizdi mesela. Konserden önce kendi afişlerimizi kendimiz yapıştırdık. Ardından gişede çalıştım, bilet sattım. Konser başladı ve sahnenin önüne gelip göbek atmaya başladım. Çok güzeldi. Şu lafı da seviyorum: “Başlayan konser biter...” Tabii sıkıcı yanları da var. Mesela bürokrasi... İzinler, ruhsatlar, çok can sıkıcı bunlarla uğraşmak.
“Eski dönemlerde kadınlar geri planda kaldı ama şimdi durum farklı”
Bu işte kadın olmak zor mu?
Kadın olmak zaten genel olarak erkek olmaktan zor. Lunaparkçılıkta ve gazinoculukta da öyle. O eski dönemlerde kadınlar hep geri planda kaldı. Ama şimdi durum farklı. Ben işimde zararını değil faydasını gördüm. Bazen geliyorlar pazarlık yapmaya ya da mesela birtakım isteklerde bulunmaya, ama karşılarında bir kadın görünce daha sakin oluyorlar. Benim için daha kolay.
“Yerli sanatçılar konser vermemeyi göze alıyor ama fiyatlarını düşürmüyorlar”
Küçükçiftlik’te neler olacak?
Burası sadece lunapark değil bir etkinlik alanı olsun istiyorum. Artık girişleri de lunaparkla ayrıldı zaten. Hatta lunapark seneye tamamen taşınacak. Burası fuar ve kongrelerin de yapıldığı bir yer olacak. Konserler çok zevkli ama konserden artık para kazanılmıyor. Kurumsal etkinlikleri de almak şart.
Yüzde 18 vergi ve yüzde 22 eğlence vergisi diye bir şey var. Kazandığının yarısını veriyorsun, sponsorsuz imkansız. Birtakım rakamlar telaffuz ediliyor mesela. Şu kadar bilet satıldı falan. Hiçbiri doğru değil. Durum aslında sanıldığından çok kötü. Ve sanatçılar da fiyatlarını indirmiyor. Konser vermemeyi göze alıyor ama fiyatlarını düşürmüyorlar.
Özellikle de yerli sanatçılar böyle.
O yüzden sponsorsuz konser yapmak bugün artık imkansız.
Maçka Küçükçiftlik Parkı’nın bir rock’çı mekanı imajı da var...
Evet bu geçen sene bize yapıştı.
Ben rock’çıyım gerçi ama sadece bu tip etkinlikleri yapamayız. Her kitleye hitap etmeye çalışıyoruz.
Bu işin püf noktası ne?
Herkesi memnun edemezsin. Mutlaka aksaklıklar olur. Sorunları çözmek için esnek davranmak lazım.
Ben bunları öğrendim galiba.
“Gece çıkmıyorum, sadece konsere gidiyorum”
Gece çıkar mısınız?
13-14 yaşında çıkmaya başladım. İşte Havana, Şaziye’de Kenan Doğulu falan. 84’lüyüm ben çok da eskilere gitmiyor yani gece hayatı kültürüm.
Şimdi?
Evde oturuyorum. Gece çıkmayı sevmiyorum. Rakı-balık yapmayı ya da arkadaşlarımla yemek yemeği tercih ediyorum. Gece o kadar çok çıktım ki son dört-beş senedir bıraktım. Sadece sevdiğim grupları dinlemek için çıkıyorum dışarı.
“Bülent Ersoy gelir bizde kalırdı”
Nasıl bir ortamda büyüdünüz?
Lunaparkta büyüdüm. Babam bana bütün aletleri kullanmayı öğretmişti küçükken. Hepsini kullanmayı bilirim. İnsanlara garip gelen şeyler bana çok normal geliyor. Lunaparkta, gazinoda resimlerim yok mesela. Çünkü o zaman benim için o kadar doğal ki tutup da resim çekmemişiz yani. Ben yurtdışı seyahatlerimde de lunaparklara giderim. Çok meraklıyım.
Gazinoda çıkan sanatçıları hatırlıyor musunuz?
O döneme dair anılarınız var mı?
Fonda hep müzik vardı. Yerli yabancı şarkılar, Mahsun Kırmızıgül’ler, Seda Sayan’lar hepsi bulunduğum ortamın fon müziklerindendi. Çuvalla para taşınırdı evimize, bunu hatırlıyorum mesela... Kibariye, Bülent Ersoy bize gelir kalır falan...
Şimdi görüştüğünüz sanatçılar var mı?
Hayır, hiçbirini tanımam. Gazino işi varken çok küçüktüm. Sonra zaten ben ortaokuldayken falan
hem gazino hem lunapark işi sona erdi. Daha sonra da
çoğuyla görüşme fırsatım olmadı.
“İnsanlar gazinoyu geri getirmek istiyor”
Gazino geri gelir mi?
Geri getirmek istiyorlar.
Siz istemiyor musunuz?
Geliyor zaten. My Pavyon diye bir yer açtı Cenk Eren. Çok güzelmiş. Herkes methediyor. Geçen yıl Mahmut Anlar’ın doğum günü partisinde gazino oldu burası. Çok eğlenceliydi. Mahmut’u arayıp “Sen bir gazino açsana” diyenler olmuş çok. İnsanların ilgisini çekiyor. Çok renkli ve eğlenceli bir ortam. Nostalji de çok ilgi gören bir şey.
Yeniden gazinocu olmayı düşünüyor musunuz?
Benim böyle bir isteğim yıllardır var aslında. İlk gazino işi bitip de Vatan Caddesi’ndeki gazino Migros’a kiralandığında bir dönemin bittiğini hissetmiştim. Ama bunun geri gelmesi ve devam ettirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Trendler değişiyor. Önce gazinolar vardı. Sonra Fly Inn’ler Şamdan’lar, Nispet’ler falan. Tekrar o eski şaşaalı günleri yaşamak isteyenler var. Benim, önümüzdeki beş yıl içinde yapmak istediğim şeyler arasında bir gazino da var. Ama şu an hâlâ görüşüyoruz, kesinleşen bir şey yok.
Ama geri gelecekse bunu bizlerden biri yapmalı diye düşünüyorum.