Timuçin Esen olayının ardından sınırı aşmakla eleştirilen gece muhabirleri, kendilerini sert bir dille eleştiren sanatçılar ve meslektaşları hakkında dava açıyor.
Levent Kırca’yla başlayan Timuçin Esen’le devam eden, gece çalışan magazin muhabirleri ile sanatçılar arasındaki magazin terörü tartışması mahkemeye taşınıyor. Özellikle Okan Bayülgen’in “Gazetecilikle paparazzilik ayrılsın, onları rahat rahat dövelim” ve Oktay Kaynarca’nın “Halk onları linç edecek” şeklindeki açıklamalarına tepki gösteren muhabirler, Magazin Gazetecileri Derneği Başkanı Sinan Tosun’un öncülüğünde, İstanbul Barosu Başkanı avukat Muammer Aydın, İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyesi avukat Ufuk Özalp ve avukat Turgay Demirci’yle bir toplantı yaptı.
Toplantıda gazetecileri bilgilendiren Aydın, “Muhabirler sanatçılardan gelen bu açıklamaları yargıya taşıyabilir, bu açıklamalar maddi ve manevi tazminat hakkı doğurabilir” dedi. Demirci ise özellikle magazin gazeteciliğinin kamu merakını aydınlatma kıstasından yola çıktığını belirterek, “Ünlü kişilerin kamuya açık yerlerde özel hayatlarını ve yaşam tarzlarını ortaya koymakta dikkatli olmaları gerekir” dedi. Toplantıya katılan muhabirler ise sanatçılar ve “Onlar gazeteci değil, çoğu ofisboyluktan geliyor” şeklinde sert açıklamalar yapan meslektaşları Müge Dağıstanlı’ya dava açacaklarını belirtti.
Emel Sayın’dan destek
Türk sanat müziğinin ünlü ismi Emel Sayın, magazin terörü tartışmasında gazetecileri haklı buldu. Sayın, “Bazı genç sanatçılar fazla alkol alıp kontrolü kaybediyor. Bana bugüne kadar saldıran olmadı. Siz nasıl davranırsanız, o şekilde karşılık görürsünüz. Eğer saygı ve sevgi görmek istiyorsanız basınla belli bir saygı çerçevesi içinde diyalog kurmalısınız” dedi.
Timuçin Esen'e yapılan tamamen haksızlık. Kendisini sonuna kadar desteklemeye hazırım. Sarhoş olması kimseyi ilgilendirmez, ama sarhoş birine polis yardımı ile eziyet etmek bence çok acı bir durumdur. Acı olan kişinin sarhoş olması değil, sarhoş bir kişiden faydalanarak haber yapmaya çalışacak kadar mesleğini alt seviyelere düşürmektir. Karşınızdaki kişi zaten size cevap veremeyecek konumda. Peki neden bu şahsın üzerine gidiliyor? Cevap belli. Bu günkü sonuç için. Görevli polislerin yerde sürükleyecek kadar sarhoş yani kendinde olmayan birine daha farklı davranması gerekiyordu. Yani sonuç olarak; o an savunmasız olan birisine yüklenebilen yüklenmiş. Yazık. çok yazık. Bence de son sözü adalet versin. (Umarım bu mesajı okuyan editörlerimiz sonuçta yayınlayabilirler.)