29
Nisan
2025
Salı
SAĞLIK

MEDYADAKİ SAĞLIK HABERLERİNE DENETİM ŞART

Denetimsiz sağlık haberleri okuyucuyu ve halk üstünnde olumsuz etkiler ve bilinçsiz beslenmeler yaratabiliyor. "Günde bir kadeh kırmızı şarap kalbe iyi geliyor..” haberini "Günde bir şişe içersem benim kalp pancar motor gibi çalışır" diye algılayabiliyor...

Vatan gazetesinin usta kalemi Selahattin Duman yazdı...

İştah açıcı medya sebebimiz oluyor 

Bu da bir ticaret..

Gazetenin bir sayfasında “sağlık haberleri” vereceksin..

Su basman seviyesini geçip çatlama noktasına gelmiş okuruna “Aman az ye..” nasihati edeceksin..

Kolesterolü, kan şekeri sayısını, bilmem neyi kafasına kakacaksın..

Hatta gazetede bir sürü doktora günlük yazı yazdırıp, okurun eline verdiğin şeyi “Tam teşekküllü devlet hastanesi bültenine” çevireceksin..

Yanındaki sayfada ise yemek tarifleri yapacak, bitmiş yemeğin fotoğraflarını rengârenk basıp ahalinin iştahını azdıracaksın..


***

Yemek tarifi yetmeyecek..

En iyi lokantalarda neler yediğini yazarlarına ballandırarak anlatacaksın..

Memleketin şehirlerini “Buranın kaymağı, oranın mantısı, şuranın sucuğu..” diye sıraya koyacaksın..

Fikri şaşmış okurunu daha kırkına gelmeden “imamın kayığına” bindirip cennet turuna çıkaracaksın..

Tura çıkmadan önce de “Aha bu iğne iplik diyeti.. Aha bu da sağlık akılları..” deyip cebinden her gün gazete parası alacaksın..

İyi ticaret..

Bodrum’daki mecburi hizmetim biter bitmez İstanbul’a döneceğim ve gazete yönetenlere bunun hesabını soracağım..

AKIL VERMEYİN

Özellikle de sağlık üzerine bizim ahaliye..

Gazetene “Günde bir kadeh kırmızı şarap kalbe iyi geliyor..” diye yazarsın..

Okuyucu ondan “Günde bir şişe içersem benim kalp pancar motor gibi çalışır..” mânâsı çıkarır..

Her gün içtiğiyle de kalmaz..

Kafa sarhoşlayınca mutfak bıçağını kapar, karısı ile süngü harbine girer.. Al sana sorumsuz yayıncılığın sebep olacağı bir belâ..

Vatandaşın kafası iki şeye fena halde takık..

Birincisi yeme içmeye.. İkincisi de yediklerinden kurtulmaya..

Yemek tarifleri birincilerin işini görüyor.. Parası olan gazete sayfalarına “iştah açıcı” muamelesi yapıp, icabını yerine getiriyor..

“Param olsa her gün hedik yerim..” diyen fukara takımına da “ağız suyunu akıtma” hizmeti veriyor..

İşin ikinci faslından, yani “kilolardan kurtulma..” derdinin fukara takımıyla ilgisi yok.. O daha çok paralıların işi..

Hesabını kâğıda bir vurun bakalım..

Memlekette aldıkları kiloları vermek için yurt dışına gidenlerin sebep olduğu döviz açığı ile global kriz bitirilirdi..


***


Şu geçtiğimiz bayram tatilinde bizim gürbüzlerden biri yurt dışına gitti..

Plânı zayıflamak.. SPA’sı meşhur otellerden birine kapanacak, sözüm ona kilo verecek..

Peki memleketteki otellerin suyu mu çıktı? Hayır suyu çıkmadı ama b..’u çıktı..

Çünkü bu paralı takımı doktor kısmı ile yüzgöz olmuş vaziyette.. Onların akıllarını kös dinler gibi dinliyorlar..

Yabancı doktor veya uzmanı görünce esas duruş gösteriyorlar..

Her neyse.. Bizim gürbüz daha gittiğinin akşamı olmadan Türkiye’deki ahbaplarını aramaya başladı..

Derdi mi ne? Gittiği şehirdeki meşhur lokantaları soruyor..

Zayıflamak için kapandığı otelde diyet mutfağından yiyecek.. Sonra şehre inip karnını doyuracak..

DENETİM ŞART

İş medyaya düşüyor..

Temsil Hürriyet’in paşası Bay Ertuğrul gazetesinin sayfalarını dikkatle takip edecek..

Sahrap Hanım köşesinden “Kabaklı bayat ekmek pastası” tarifi verip, ardından da “Bunun yanına frambuazlı ballı dondurma yakışır..” mı diyor?

Yan sayfadaki arkadaş “Kışı formda karşılayın..” aklını vermeyecek..

Kışı ne diye formda karşılamamız lazımsa! Kardan adamla güreş mi tutacağız?

Kabaklı pasta tarifinin yanındaki sütunlarda “Hypoxi Maraton Diyeti”ni anlatırsan, üstelik bu diyetle kadınların dört günde bir beden inceleceğini iddia edersen ne olur?

Kadın oturur kabaklı pastayı tenceresiyle birlikte yer.. Koca da bir hafta içinde yataktan taşar..

Bizim gazetenin fikir bozucusu da Engin Akın..

Son Pazar İlavesi’nde “En güzel göbek marul seçimi..” konusuna dalmış..

Assolistlerin sahne kıyafetlerine mutlaka ekleştirdiği yapma gül iriliğinde bir göbek marul resmini de tepeye koydurmuş..

Marul bahane.. Yazının sonraki bölümünde, son gittiği balık lokantasında yenilenin içilenin methi var..


***

“Biz sekiz kiloluk trança balığını afiyetle mideye indirdik yine de bir şey olmadı..” demeye getiriyor..

Bitişiğindeki sağlık uzmanımız Dr. Yasemin Bradley de başlıkta saf saf soruyor:

“Fazla kilomuzun sebebi acaba buğday unu mu?”

Heee! Buğday unu.. Engin Akın’ın vücutlarımıza kastı yok..

GAZETE KESMEDİ

Gazete sayfalarında okurun aklı ile iştahını birbirine vurdurmak yetmemiş, bir de dergisini çıkarmışlar..

Adı “Diyet” dergisi.. Altında da “Alınca zayıflatan dergi” lejantı var.. Türkiye’de ilk ve tekmiş..

Demek ki bizim ahalide müthiş potansiyel var..

Derginin buna inandığı, kapağa anons niyetine koyduğu konu başlıklarından belli..

“Kilo aşka engel mi?”

Cevabı elbette hayır olacak..

Bu arada “besi programında seyreden” okurun özgüvenini korumak şart..

Altında “Biyometrik Ekim Diyeti” anonsu var.. Dr. Osman Müftüoğlu’ndan..

Diyetin Ekim’i varsa, Kasım’ı, Şubat’ı, Temmuz’u da vardır..

Bu da besili bir okurun yılın on iki ayı süt verdiğini gösterir..


***

Bir anons daha..

“Yüz yıl yaşamanın on beş püf noktası..”

Püf noktalardan birincisi, ölmeyeceksin.. Gerisi kolay..

Politikacısından, bürokratına.. Sahne dünyasının figürlerinden bilim adamlarına kadar herkesin sorgulandığı bir ortamda medyanın bu hallerinin gözden kaçmasına bir itirazım yok..

Sonunda yaptıkları “nüfus plânlamasına” yarıyor..

Can boğazdan gelip, boğazdan gidiyor

Vatan/Selahattin Duman
Yayın Tarihi : 15 Ekim 2008 Çarşamba 09:59:40


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?