22
Nisan
2025
Salı
SAĞLIK

PANDEMİK GRİP ATAKLARI İNSANLIĞI TEST EDİYOR

Büyük grip salgınları yaklaşık 40 ila 50 yıllık periyotlarda 'zirve' yapıyor. Dalgalanma genelde parabolik eğriler halinde. Nitekim tarihsel kayıtlar bunu teyit ediyor. Bu gerçeğe dayanarak şimdiden şunu söylemek mümkün: 2050'lere değin yeni bir 'pandemik atak' görülmeyecek.

"Cycles Kuramı" son zamanların gözde tahmin yöntemlerinden biri. Biyologların "sirkadyen ritim" dediği bu özellik, bir bakıma vücudun biyolojik saatini oluşturuyor. Organizma gün içinde ritimsel değişiklikler gösteriyor; kimi hormonlar sabah, kimi de akşam salgılanıyor. Kişinin kaçta yatarsa yatsın hep aynı saatte uyanması yine bu sirkadyen ritmin eseri.

Çevremizdeki her şey neredeyse devresel bir sistem tarafından kontrol ediliyor. Alışageldiğimiz dört mevsim; geceyle gündüzün birbirini izlemesi ya da bildiğimiz meteorolojik olaylar...

Bitki ve hayvanlar âlemi de bu periyodik düzenin etkisi altında. İşin ilginç tarafı, canlı organizma zincirinin alt katmanları üzerinde çok daha yoğun bir devresellik var. Örneğin mikroorganizmalar belli yıllarda daha faal oluyor. Çoğu bakterinin aktivitesi artarken, kimi memelilerde bağışıklık sistemi paralel biçimde zayıflıyor.

Virüslerin kendi küçük yıkımı büyük
Geçmişte "veba salgınları", "epidemik kolera" ve "sıtma atakları" belli süreler sonunda tavan yapmış. Oysa "bakteri" ve "basil" gibi mikroorganizmalarla oluşan "enfektif hastalıklar" antibiyotiklerin keşfiyle ritmik salınımlarını büyük ölçüde yitirmiş durumda.

Şimdi bakteriyel epidemilere daha az rastlanıyor. Buna karşın bazı virüs türleri asırlardır "epidemik" ve "pandemik enfeksiyonların" sorumlusu. Çünkü virüsler metabolik faaliyeti olmayan, hatta canlı sınıfına girip girmediği tartışılan olağanüstü küçük varlıklar. Bir hücrenin konakçısı olarak çoğalabilen bu küçük nesneler ancak elektron mikroskobuyla görülebiliyor. Virüsler bugünkü antibiyotiklerden etkilenmiyor. İnsanoğlu için virüslerden korunmanın tek çaresi ise aşı olmak!

Aşı üretimi "viral suşların" (virüs alt gruplarının) laboratuvar ortamında "inaktive" edilmesiyle gerçekleşiyor. Pasifleştirilmiş virüslere karşı vücut "antijen" (bağışıklık molekülü) üretiyor. Virüs genomu sürekli değişim halinde. Aynı hücreyi yeniden enfekte etmesi durumunda "RNA" (ribonükleikasid) parçaları değişime uğruyor. İşte "H1N1" virüsü de bunlardan biri. Korkulan şeyse geçmiş yıllarda geçirilen kuş gribiyle olası bir etkileşim ve mutasyonun meydana çıkması!

Bazı dedikodular grip virüslerinin ilaç şirketleri tarafından üretildiği yönünde. Geçmişte büyük ataklara neden olan virüs türleri bugün maalesef laboratuvar ortamında da üretilebiliyor. Hatta virüslerin "biyolojik savaş silahı" olarak kullanılması da mümkün. Ancak salgının sınırlarını tespit etmek ya da belli bir bölgeyi aşıyla kontrol altına almak mümkün değil. Dolaysıyla ortada dolaşan şayialar dayanaksız ve ciddiyetten uzak.

Aşı ve hijyenle kırılıyor
Tekrar "pandemik ritim" konusuna dönecek olursak, şu gerçekleri görüyoruz: Milattan önce 400-1200 yılları arasında çok sayıda grip salgını olduğu biliniyor. Periyotlar kesin tespit edilmiş değil. Milattan sonraki grip salgınlarının "Haçlı Seferleri" sırasında ciddi ölümlere yol açtığı tarihsel söylenceler arasında.
İlk resmi kayıtlı tespitse 1870'lerde. Bu salgın çok sayıda ölüme neden olmuş. Bir sonraki sırada yalnız Amerika'da 625 bin kişinin yaşamına mal olan 1918 salgını var. "İspanyol Gribi" olarak da bilinen bu salgında toplam 30 milyon kişi yaşamını yitirmiş. Periyotta yer alan bir başka büyük salgın 1957 yılında ortalığı kasıp kavuran "Asya Gribi!" Bu salgında Amerika'da 70 bin kişi ölmüş.

1968'de ortaya çıkan "Hong Kong Gribi" ise "pandemik" olmaktan çok "epidemik" karakterde bir salgın. Yani sınırları belli, birkaç bölgeyi etkilemiş. Son pandemik atakla ilgili total kayıplar tam olarak bilinmiyor. Eğer sadece Amerika dikkate alınacak olursa pandemik ataklarda ölümlü vakaların giderek azaldığı görülüyor.

Kayıp yüksek olmayacak
Büyük ihtimalle "Domuz Gribi" kayıpları da yüksek olmayacak. Aşıyla birlikte hijyen kurallarına uyulması şart! Ellerin temiz tutulması ya da etrafa yayılan damlacıklardan korunmak pek de yeterli değil. Asıl sorun virüslerin kaynağı haline gelen bildiğimiz banknotlarda! Bunlar hastalığı elden ele yayan en önemli kirleticiler! Alışverişlerde mümkünse -sadece banka kartı tercih edilmeli! Banka kartları ileride "antimikrobik" bir katmanla kaplanabilir. Böylece kâğıt para kullanımı, dolaysıyla da hastalığın yayılması azaltılabilecektir.

"Cycles Kuramı"yla ilgili son not ise şöyle: Büyük grip salgınları yaklaşık 40 ila 50 yıllık periyotlarda "zirve" yapıyor. Dalgalanma genelde parabolik eğriler halinde. "Büyük pandemiler" arasında ciddi "epidemik ataklar" da var. Nitekim tarihsel kayıtlar bunu teyit ediyor. Bu gerçeğe dayanarak şimdiden şunu söylemek mümkün: 2050'lere değin yeni bir "pandemik atak" görülmeyecek. Aradaki "epidemik ataklar" ise daha kolay uygulanan etkili aşılarla tamamen kontrol altına alınmış olacak.

Nur Demirok - Referans
Yayın Tarihi : 31 Ekim 2009 Cumartesi 19:26:54
Güncelleme :31 Ekim 2009 Cumartesi 19:38:34


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?