Stentler, minimal invazif by-pass cerrahisi, suni kalp... Günümüzde kalp damar cerrahisindeki baş döndüren gelişmeler sayesinde kalp hastalıkları başarıyla tedavi ediliyor. Gelişen teknikler sayesinde hasta kısa sürede iyileşerek sosyal yaşantısına dönebiliyor.
Türkiye’de canlı doğan her bin bebekten 7-8’i doğumsal bir kalp hastalığının pençesinde tanışıyor yaşamla. Nüfus artış hızı dikkate alındığında, ülkemizde her yıl 12-13 bin bebeğin kalp anomalisi ile doğduğunu söylemek mümkün. Nüfusun yüzde 40’ını oluşturan 15 yaşın altındaki çocuklarda ortaya çıkan romatizmal kalp kapağı hastalığı ile enfeksiyona bağlı gelişen diğer kalp hastalıklar da eklendiğinde, ülkemizde her yıl yaklaşık 20 bin çocuğun tedaviye ihtiyaç duyduğu ortaya çıkıyor.
Çocuklarda görülen kalp hastalıkları üç ana başlık altında toplanabiliyor; doğumsal kalp hastalıkları, romatizmal kalp hastalıkları, ritim ve ileti bozuklukları. Çocuklarda en sık görülen kalp hastalıklarını ise doğumsal anomaliler oluşturuyor.
Erişkinlerde görülen kalp hastalıkları da tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de en önemli sağlık sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Ölüm nedenleri arasında birinci sırada yer alan koroner arter kalp hastalığı 10 milyon insanımızdan 1.6 milyon kişiyi etkiliyor. Her yıl 250 bin kişi koroner kalp hastalıkları nedeniyle yaşamını yitiriyor ve bu oran her yıl yaklaşık yüzde 5 artıyor. Ancak bu tablo sizi korkutmasın, çünkü günümüzde gelişmiş cerrahi teknikler sayesinde doğuştan ve sonradan gelişen kalp hastalıkları başarıyla tedavi edilebiliyor.
Acıbadem Hastanesi Bakırköy Kalp Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Tayyar Sarıoğlu, kalp hastalıklarının günümüzde vücutta büyük bir hasar oluşturmadan tedavi edilebildiğine dikkat çekerek, " Gerek doğumsal gerekse sonradan gelişen kalp hastalıklarında cerrahi yöntemler yüzde 99’lara varan başarı sağlayabiliyorlar" diyor.
Modern tıp dünyası kalp hastalıklarında balonlu anjiyoplastiden ilaçlı stentlere, koroner by-pass cerrahisinden robotik cerrahiye kadar pek çok seçenek sunuyor. Peki günümüzde kalp hastalıklarının tedavisinde en sık kullanılan yöntemler ve yeni gelişmeler neler?
BALONLU ANJİYOPLASTİ
Balonlu anjiyoplastide kateterin ucuna yerleştirilmiş olan, genellikle iki santim uzunluğunda ve 2-3.5 milimetre çapındaki küçük bir balon, kalp damarındaki daralmış ya da tıkanmış bölüme yerleştiriliyor. Bu sırada kardiyolog, telin hareketlerini ekrandan izliyor. Etkilenmiş olan damarı genişletmek amacıyla balon birkaç kez şişirilip söndürülüyor. Böylelikle plak, arter duvarına doğru sıkıştırılıyor. Plağın yanlara doğru itilmesiyle kalp kasını besleyen kan akımı düzeliyor.
Damardaki darlık tam olarak açılınca, balon söndürülüyor ve yine aynı yol izlenerek geri çekiliyor. Eğer yüzde 50 ve üzerinde bir daralma varsa, damara stent yerleştirilebiliyor.
Balonlu anjiyoplastide tıkanma riski, ilk işlemden sonraki bir yıl içinde yüzde 30 – 40 oranında daralmayla seyredebiliyor. Bu da aynı işlemin tekrarlamasını veya bypass cerrahisine başvurulmasını gerekli kılabiliyor.
Operasyon sonrasında: Tüm testler ve girişimlerden sonra hasta kardiyak bakım ünitesi ya da özel dinlenme odasına alınıyor. Aynı gün taburcu olabiliyor ya da geceyi hastanede geçirdikten sonra sosyal yaşantısına dönebiliyor.
STENT YERLEŞTİRİLMESİ
Balonlu anjiyoplasti ile uygulanan yöntemin bir yıl içinde tekrar etme riski, "stent" uygulamasını da beraberinde getiriyor. Paslanmaz çelik yapıya sahip olan stentler, anjiyoplasti işlemi sonrasında damarda ortaya çıkan daralmanın veya tıkanmanın tekrar oluşum riskini azaltmaya yarıyor. Bu yöntemde, anjiyoplastide olduğu gibi balon şişirilerek plak oluşumu arter duvarına doğru sıkıştırılıyor.
Damar genişletildikten sonra katatere yerleştirilen stent, kılavuz tel eşliğinde arter kısmına doğru hareket ettiriliyor. Stenti açmak için balon şişiriliyor. Bu, plağın daha fazla basınç altında tutulmasına yardımcı oluyor. Stent, damarın ebadını ve şeklini alacak şekilde genişlediği zaman tüm kataterler ve kılavuz tel vücuttan çıkartılıyor.
Stentler sayesinde, tedavi edilen kalp bölgesindeki damarların ilk bir yıl içinde tekrar tıkanma riski yüzde 10’un altına kadar düşebiliyor.
Günümüzde, tıkalı olan damarlar metal stentlerle başarıyla açılıyor. Ancak işlemin ilk bir yıl içerisinde düşük oranda da olsa tekrarlanması riski, bilim adamlarını bu oranı en az seviyeye indirme adına yeni uygulamalar geliştirmeye yöneltti.
Yapılan çalışmalar sonrasında, yerleştiği bölgede doku içi büyümeyi azaltmak amacıyla ilaç salgılayan stentler kullanılmaya başlandı. Araştırmalar, tedavi gören damarda tekrar daralma ya da tıkanma riskinin ilaçlı stentlerle yüzde 10, hatta yüzde 5’in altına kadar düşebildiğini ortaya koyuyor.
Operasyon sonrasında: Balon anjiyoplastide olduğu gibi hasta tüm testler ve girişimlerden sonra kardiyak yoğun bakım ünitesi ya da özel dinlenme odasında gözlem altında tutuluyor. Hasta aynı gün taburcu olabiliyor ya da hastanede bir gece evine dönebiliyor.
BY PASS CERRAHİSİ
Koroner arter by-pass cerrahisi; tıkanmış veya daralmış olan koroner artere kan sağlamak için damar eklenmesi esasına dayanıyor. Operasyon, kalp kasının beslenmesini sağlayan kan akımını düzeltiyor. Bu sayede hasta tekrar sağlıklı bir kalbe kavuşuyor. By-pass için gerekli olan damarlar genellikle göğüs duvarından, kol ve bacaktan alınıyor. Bu damarların alındıkları bölgeler yedek damarlara sahip oldukları için çıkarılmaları vücudun kan akımını etkilemiyor.
Operasyon sırasında çoğunlukla kalp durduruluyor, bu sırada dolaşım ve solunum fonksiyonlarını kalp- akciğer pompası sağlıyor. Ardından by-pass yapmak üzere kullanılacak olan greft, yani damarlar alınarak tıkalı olan koroner artere bağlanıyor. Kan akımı yeni açılan by - pass damarından geçeceği için eski darlıklar önemini yitiriyor.
Cerrahiden sonra göğüs kemiği kuvvetli teller ile tekrar bağlanıyor ve kesi yeri dikiliyor. Çoğu hastada göğüs kemiği 6-8 haftada tamamen iyileşiyor.
Son zamanlarda çalışan kalpte by-pass cerahisi, bir başka deyişle pompasız kalp ameliyatları da, bazı durumlarda başvurulan yöntemlerden biri. Pompasız by-pass ameliyatının en önemli özelliği, işlemlerin hastanın kalbi durdurulmadan ve hasta pompa, yani suni kalp ve akciğer makinesine bağlanmadan gerçekleştirilmesi. Prof. Dr. Tayyar Sarıoğlu bu yöntemin sadece özel vakalarda uygulanması gerektiğine dikkat çekerek sözlerine şöyle devam ediyor:
"Günümüzde kalp ameliyatlarının büyük bir çoğunluğunda hastanın kalbi durduruluyor, bu sırada dolaşım ve solunum fonksiyonlarını da kalp- akciğer pompası sağlıyor.
Bu emniyetli, rahat ve teknik olarak da başarı şansı çok yüksek olan bir metot. Pompasız ameliyatları ise ancak çok yaşlı veya akciğer, kanser ya da böbrek hastalarında uyguluyoruz. Zaten yapılan araştırmalar da çalışan kalpte by–pass ameliyatının günümüzde rutin olarak uygulanan koroner by-pass ameliyatlarına bir üstünlüğü olmadığı tespit edildi"
Ameliyat sonrasında: Hasta, yaklaşık 4 saat süren cerrahi işlemden hemen sonra kardiyak yoğun bakım ünitesine alınıyor. Bu ünitede hastanın tüm hayati fonksiyonları bilgisayarlı elektronik cihazlarla yakından izleniyor. İyileşme hızı herkes için farklı olsa da kardiyak yoğun bakım ünitesinde bir gün kalmak gerekebiliyor. Sosyal aktivitelere ve işe dönüş süresi ise hastadan hastaya değişiyor. Hasta, genel olarak ameliyatın ertesi günü odasında gezip dolaşabiliyor. 5-7 gün içinde de hastaneden taburcu oluyor.
MİNİMAL İNVAZİF BYPASS
Son yıllarda kalp cerrahisinde bir çeşit koroner bypass operasyonu olarak nitelendirilen ve ‘minimal invazif’ adı verilen yeni bir teknik daha uygulanıyor. Bu yöntem, göğüs kafesinde açılan küçük bir kesikten uzun saplı aletlerle gerçekleştiriliyor ve kalp bir video kamera yardımı ile ekran üzerinde izleniyor. Minimal invazif by-pass cerrahisinde de solunum ve dolaşım görevini kalp – akciğer makinesi üstleniyor. Minimal invazif by- pass cerahisinin en önemli avantajı ise, işlemin küçük bir açıklıktan yapılması sayesinde hastaların daha az travma geçirmeleri ve daha kısa sürede iyileşme şansını elde etmeleri. Operasyon sonrasında sadece küçük bir kesi izi kalması, özellikle genç kadınlarda büyük bir avantaj oluşturuyor. Ancak minimal invazif by-pass cerrahisinin henüz klasik metodun yerini aldığını söylemek mümkün değil.
Bu yöntemin sadece seçilmiş ve sınırlı sayıdaki hasta üzerinde uygulanabildiğini belirten Prof. Dr. Tayyar Sarıoğlu sözlerine şöyle sürdürüyor: "Minimal invazif kalp ameliyatı; koroner arter hastalığı, kalp kapaklarındaki sorunlar, bazı doğumsal kalp anomalileri, kulakçıklar arasındaki delikler gibi bozuklukların bazılarında uygulanabiliyor.
Koroner arter hastalığında genellikle bir ya da iki damarında sorun olanlarda tercih ediliyor. Damarın yeri ile sayısı bu yöntemin seçiminde önemli bir rol oynuyor. Örneğin koroner by-pass ameliyatında, genellikle kalbin ön duvarını ilgilendiren damarlarda uygulanabiliyor. Ayrıca hastanın başka sağlık sorunları olup olmadığı da dikkat edilmesi gereken bir başka önemli noktayı oluşturuyor."
Ameliyat sonrasında: Operasyon küçük bir açıklıktan uygulandığı için hasta 2–3 gün içinde normal yaşantısına dönebiliyor.
ROBOT CERRAHİSİ
Dünyada sınırlı merkezde uygulanan robot ile kalp ameliyatında küçük bir kesiden göğüse giriliyor. Operasyon sırasında robotun kolları bilgisayar aracılığı ile cerrah tarafından yönetilirken hastanın kalbi de üç boyutlu bir ekran üzerinde takip ediliyor. Robotta kalp ameliyatlarının yapılması henüz gelişim aşamasında. Normalde 2-3 saatte bitebilecek bir kalp ameliyatı robotla çok daha uzun süre alıyor. Ayrıca her kalp ameliyatının robotla yapılması mümkün değil. Bazı kapak ameliyatları, kalpteki basit delikler, uygun ve az sayıda koroner by passlar, bazı aritmi ameliyatları bu yöntemle yapılabilir.
Ameliyat sonrasında: Bu yöntem, minimal invazif by-pass gibi göğüs kafesine daha az hasar vermesi nedeniyle hastanın daha rahat ve çabuk iyileşmesini sağlıyor.
SUNİ KALP
Suni kalp ile özellikle verici bulunamayan kalp hastalarına süre kazandırılmaya çalışılıyor. Bu cihazlar dışarıdan şarj ediliyor ve hastalar bir yıla yakın bir süre bu cihazlarla yaşamını sürdürebiliyor.
Suni kalbin bir diğer önemli işlevi ise, viral veya diğer nedenlerle ortaya çıkan ve kalp kasının hastalığı anlamına gelen " miyokardit" veya “kardiyomiyopati” sorununda da uygulanıyor olması. Eskiden bu tip vakalarda hastalar yaşamını kaybediyordu. Günümüzde ise suni kalplerden yararlanılarak hastanın kendi kalbi dinlenmeye alınıyor. Suni kalp çalışırken hastanın kalbi kendini toparlıyor. Kalpteki iltihap sorunu ortadan kalktığında da suni kalp devre dışı bırakılıyor.
Prof. Sarıoğlu önümüzdeki 5-10 yıl içinde, suni kalp konusunda çok büyük aşamalar sağlanacağını ümit ettiklerini belirtiyor.
ÇOCUK KALP AMELİYATLARI
Çocuklarda yüzlerce çeşit kalp anomalileri ile karşılaşılıyor. Kalp kapakçıklarındaki bozukluklar, kalp odacıkları arasındaki delikler, kalp damarlarındaki terslikler veya bunların bir kaçının bir arada bulunmaması gibi...
Tıbbın en zor alanlarından biri olan çocuk kalp cerrahisinde başarı yüksek teknolojiyle donatılmış ameliyathane ve yoğun bakım ile bu alanda özel deneyimli kardiyolog, kalp cerrahları, anestezi ve yoğunbakım uzmanlarının tüm bir ekip çalışması ile sağlanabiliyor. Prof. Dr. Sarıoğlu, “Yeni doğmuş bebeklerde bile en riskli ve karışık kalp ameliyatlarının yüzde 90 dan fazla başarı ile gerçekleştirilmiş olması ülkemizde tıp teknolojisinin ulaştığı en ileri aşamalarından biridir” diye belirtiyor.
ben sizin hastalarınızdan biriyim bilmem tanırmısınız 1992 de ameliyat oldum şuan 25 yaşındayım tekrar gormek istiyorum sizi
sevgili hocam siz öyle büyük bir insansınızki size ve eşinize her sabah dua ediyoruz.kızımız açelya çevik ellerinizden öper.
iyi günler hocam.yaklaşık 40 gün evvel babam MI(AV BLOK) geçirdi.yapılan ilk müdahalede damar açıldı ilaçsız stent takıldı.ve bizi daha üç damarında tıkalı olduğu ikisin ana damar olduğu bunlardan birinin %70 diyerini %80 tıkalı olduğu söylendi diyer küçük damarında %70 tıkandığını söylediler ameliyatın iyi olacanı bulunduğum ildede imkanları kısıtlı olması ve kadar bilgi alamadığımı uzun zamandan beri tedirginlikle yaşadığımı bilmenizi bize bir göstermenizi rica ediyorum .babamın sosyal güvencesi yeşil kartlı 52 yaşında diyabeti yüksek tansiyonu yok elimde anjiyo cd si mevcut ilaçlı stenle açılabileceğini söyleyen doktorlar var ama imkanlarımız kısıtlı bize yardımcı olursanız bir bilgi verebiilseniz bir yönlendirmeniz olsa çok seviniriz şimdiden çok teşekürler cvp yazarsanız her şekilde size ulaşmaya çalışacağım .iyi günler herşey için çok sağolun iyi günler.
iyi günler hocam.40 evvel babam MI(AV