Nurdan, karaciğerindeki bir enzimin yokluğunun yol açtığı hastalığın pençesinde ölüme sürükleniyordu... Dünyada 3. kez yapılan bir operasyonla annesinden alınan karaciğer dokusu nakledilince kurtuldu...
Doğumundan itibaren karaciğerindeki bir enzim eksikliğine bağlı olarak, sitrülin denilen maddenin kanda ve beyinde birikmesi sonucu sık sık komaya giren altı aylık bebek, annesinden alınan karaciğer dokusunun nakliyle sağlığına kavuştu. Bu tür bir naklin Türkiye’de ilk, dünyada üçüncü kez yapıldığı bildirildi.
Kucaklama hasreti
Ankaralı Hüseyin (32) ve Şaziye Çetin’in (31) altı ay önce dünyaya gelen bebekleri Nurdan, doğumunun hemen ardından sarılık teşhisiyle tedavi görmeye başladı. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde “Sitrülinemi” tanısı konulan bebeğe, bir an önce nakil yapılması gerektiği söylendi. Aile bebeği İzmir’deki Kent Hastanesi’ne getirdi ve annesinin verdiği karaciğer dokusu, Doç. Dr. Murat Kılıç, Doç. Dr. Murat Zeytunlu ve Prof. Dr. Mehmet Alper başkanlığındaki ekip tarafından Nurdan’a başarılı şekilde nakledildi. Anne Şaziye Çetin, “Bebeğimi rahatsızlığından dolayı kucağıma alıp sevemedim. Bundan sonra doya doya kucaklayıp seveceğim” dedi.
Türkiye’de ilk kez
Operasyonun gerçekleşmemesi halinde, tekrarlayan komalarla Nurdan’ın beyin fonksiyonlarının yavaş yavaş kaybolacağını ve sonra hayatını kaybedeceğini anlatan Doç. Dr. Kılıç şunları söyledi:
“İlk kez bu hastalığın tedavisi için karaciğer nakli gerçekleştirdik. Dünyada bu amaçla yapılan üçüncü nakil oldu, diğer iki nakil Japonya’da gerçekleşti. Erken nakil yapmak önemliydi. İş işten geçmeden, Nurdan bebek altı aylıkken nakil yaptık. Bebek ve annesinin sağlık durumu gayet iyi.”
En çok anneler organ bağışlıyor
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Cerrahi Tıp Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hasan Taşçı, Türkiye’de canlı donörden organ naklinin yaygın olduğunu belirterek, bu alanda en çok annelerin bağış yaptığına dikkati çekti. Organ naklinin, beyin ölümünün ardından organların bağışlanması yoluyla ya da canlı donörden alınarak yapıldığını anımsatan Taşçı, Sağlık Bakanlığı’nın 2007’de beyin ölümü bildirimlerini zorunlu hale getirdiğini anımsattı.
Prof. Dr. Taşçı, 2007’de 229 bildirimin yapıldığını ve 80’inden organ alındığını belirtti. Taşçı, 2008’de yapılan 177 beyin ölümü bildiriminden 57’sinde organ bağışı gerçekleştiğini kaydetti. Bu yıl ise kasım ayına kadar 273 bildirimden 79 bağış yapıldığını anlatan Taşçı, Türkiye’de 50 bine yakın kronik böbrek hastası bulunduğunu, ancak yılda 1500 böbrek nakli yapılabildiğini belirtti. Taşçı, bu nakillerin yüzde 80’inin de canlıdan yani hastanın kan bağı olan akrabalarından ya da yakınlarından alınan organla gerçekleştirildiğini kaydetti.
Prof. Dr. Taşçı, “Canlıdan alınan böbrek nakillerinde en çok organ bağışlayanlar anneler oluyor. Anneleri kız kardeşler ve babalar izliyor. Bazen eşler de eğer uyumluysa birbirlerine organlarını verebiliyor” dedi.