30
Nisan
2025
Çarşamba
SİYASET

Binlerce kişi önünde davet

10. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları kapanış töreni dün akşam TT Arena Stadyumu’nda yapıldı. Törende konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, aralarının soğuk olduğu iddia edilen Fethullah Gülen’e binlerce kişi önünde ABD’den dön çağrısı yaptı

“Gurbet hasrettir. Hasret bedeli çok ağırdır, faturası çok ağırdır. Biz, gurbette olup, şu vatan topraklarının hasreti içerisinde olanları aramızda görmek istiyoruz” ifadelerini kullanan Erdoğan, “Gurbet aynı zamanda garipliktir. Zaten oradan anlamını yükleniyor. Onun için de biz garipliğe tahammül edemeyiz. Diyoruz ki, bu sıla hasreti artık bitmelidir, bitsin istiyoruz. Doğrusu ben şu andaki tavrınızla hep birlikte bu hasretin bitmesini istediğinizi anlıyorum. Öyleyse bitsin bu hasret diyelim” diye konuştu.

Engel yok

1999’da dönemin DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel, bir TV’de yayınlanan Fethullah Gülen’e ait konuşmayı gerekçe göstererek soruşturma başlatmıştı. Gülen bu soruşturma devam ederken sağlık sorunları nedeniyle ABD’ye gitti ve o tarihten bu yana Türkiye’ye dönmedi. 2000 yılında çıkan gıyabi tutuklama kararı Gülen’in itirazı üzerine kalktı ancak 5 yıldan 10 yıla kadar hapsinin istendiği dava, görülmeye başlandı.

Gülen, 2001’de ABD’de bu dava nedeniyle ifade verdi. Mart 2003’te mahkeme, davayı şartla salıverme yasası kapsamına aldı ve ertelenmesini kararlaştırdı. Gülen, hukuki olarak bir sorunu kalmamasına rağmen sağlık sorunları nedeniyle Türkiye’ye dönmedi. Gülen, 2006’da Terörle Mücadele Kanunu’ndaki değişikliklerin de etkisiyle sürpriz bir biçimde erteleme kapsamına sokulan davasının görülerek hakkında beraat kararı verilmesi için mahkemeye başvurdu ve beraat etti. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, savcılıkça temyiz edilen bu kararı onadı.

‘TT Arena’nın havası başka!’

Seyrantepe metrosunda izdiham. Çoluk çocuk yüzlerce aile TT Arena yolunda. Yürüyen merdivenlerde bir çiftin konuşmasına kulak kabartıyorum: “Evleri bu istikamette olanlar da vardır.” “Evet ama muhtemelen mutaassıp kesim stadyuma gidiyor.” İzdiham, Türkçe Olimpiyatları’nın kapanış gecesi için. Polis orta kısma yığılan kalabalığı dağıtmaya çalışırken bir yandan da sorulara cevap veriyor:

Stadyuma gidiyor, evet.”

Metroda gözüme genç bir grup çarpıyor. Boyunlarındaki kartlardan teknik ekipten oldukları anlaşılıyor. Gençler, gecenin görsel içeriğini hazırlayan prodüksiyon şirketinden. Statta dev ekrandan yayınlanan animasyon ve videolar onların elinden çıkmış. 200 bin bilet satıldığı/dağıtıldığı konuşuluyor. Stadın kapasitesi 52 bin. Bu sene olimpiyatlar için harcanan paranın 50 milyon dolar olduğundan bahsediliyor. Böyle bir sohbet eşliğinde stadyuma ilerliyoruz. İlerleyemiyoruz. Kapıda tıkanıp kalıyoruz. İnsanlar birbirlerini ezerek içeri adım atmaya çalışıyor. Bir köşede namaz kılanlar, bir başka köşede çekirdek çitleyenler. Gelenlerin biletlerini nereden temin ettiklerini merak ediyorum. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde okuyan bir genç adam biletini kaldığı yurttan almış. Liseli iki genç ise biletleri dershane hocalarından aldıklarını, bir tanesini istersem satabileceklerini söylüyor.

2 SAATTE GİRDİK

Stada girme çabalarımız uzun süre boşa çıkıyor. Nihayet bir görevliden “Buradan gelin” sözünü işitiyoruz. Ansızın arkadan bir kadın koluma sarılarak yalvarırcasına “Ben de sizinle gireyim mi, n’olur” diyor. Beraber içeri girmeye çalıştığım teknik ekipten arkadaşlarla amacımıza 2 saatte ulaşıyoruz. Ya kapılar kapalı ya da doluluk nedeniyle gelenler geri çevriliyor.

Sedat, açıköğretimde öğrenci. Biletini 30 liraya internetten satın almış. Bu sıcakta evde izlemek yerine neden stada geldiğini soruyorum: “Baksana şuraya. Burada izlemenin havası başka!” Hemen arkamızda duran orta yaşlı bir beyefendi lafa giriyor: “Mekan konuşturuyor!” Derken etkinliğin başlamasıyla kulakları sağır edecek kuvvetli bir alkış kopunca, “Oh my God” diyerek gülmeye başlıyor. Onlar içeri girmeyi başaran şanslı kesim. Giremeyenler dışarıda beyaz plastik sandalyelerden büyük ekrandan geceyi takip ediyor.

ÇIKIŞ YOK!

“Sana dün bir tepeden baktım Aziz İstanbul...” İşlemeli mor kaftanlar içinde bir kız çocuğu sahnede profesyonel sanatçı edasıyla salınıyor. Performansı sık sık alkışlarla kesiliyor.

Şarkının ardından Başbakan oturduğu yerden heyecanlı kalabalığı selamlıyor: “Türkiye seninle gurur duyuyor!” Tribünlerde elden ele dolaşan bir pankart: “Hasretiz... Hasretle bekliyoruz.” Başbakan da benzer bir şekilde konuşmasında okyanus ötesine selam gönderiyor.
Yüzlerde binbir zorluğa rağmen içeriye girmiş olmanın mutluluğu. Ancak her güzel şeyin bir sonu var ve içeri girerken yaşanan izdihamın çıkışta da yaşanacağı apaçık. Bu gece buradan kolay kolay çıkış olmayacak gibi gözüküyor!

Daha önce de mesaj gönderdi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 12 Eylül 2010’da referandumun ardından Ak Parti İstanbul İl Başkanlığı’nda yaptığı konuşmada, “Hele hele oy kullanabilmek için yurt dışından gelerek gümrük kapılarında iradesini ortaya koyan kardeşlerimi kutluyorum. Dünyanın dört bir yanından ‘Okyanus ötesi’nden bu sürece destek veren tüm kardeşlerimi kutluyorum. Ne yapayım buradan ‘Okyanus ötesi’ne mesajlar olduğuna göre bizim de bu mesaja bir karşılığımız olması lazım” ifadesini kullanmıştı.

Milliyet
Yayın Tarihi : 15 Haziran 2012 Cuma 10:47:28


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
ahmet IP: 88.241.163.xxx Tarih : 17.06.2012 02:41:42

 ne dümenler dönüyor yine anlamak na mümkün biri diyor hasret çekiyom diğeri gel korkma diyor sana kimse dokunamaz seni hasretle kucaklarım  12 eylülde 1980 de  binlerce kişinin hapise girdiği sadece yurt dışına kaçan kişilerin kurtulduğu dönemde sayın hocayı darbeciler görmezden gelmiş 6 sene kaçtım diyor oda ilginç 1980 darbesinden 6 yıl sonra zaman 1986 gazetesini kurdu hemde darbeyi gerçekleştiren Kenan Evrenin cumhurbaşkanlığı ve darbe anayassası döneminde ben sayın gülenin arandığı tek bir mahkeme kaydının olduğuna inanmıyorum eğer varsa birileri çıkarsın arşivden versin medyaya yapılan haksızlığı görelim sayın hocaya bizde destek verelim birde şu var belkide aranmıştır  çeşitli olaylarda şahitlik ve bilgisine başvurmak için  ifade için olabilir o bile varsa yine hocaya hak vereceğiz  şu memleket gelememe hasret çekme hadisesi hakkında söylentiler var sayın hocayı rusyaya karşı türki cumhuriyetleri örgütlemekle suçlayan rus yetkililer var rusya pek çok  kendine bağlı eski cumhuriyete gülen okullarını kapatmazlarsa ilişkiyi keseceğini söyledi pek çok cumhuriyet mecburda olsa bu okulları kapatı hatta  bazı yabancı kaynaklar sayın hocanın kaçmasını rusyaya bağladılar  en güvenilir yer amerika zira amerika ve rusya arasında protokoller amerika rusyada rusya amerikada operasyon yapamıyor  sayın hocamızın gelmemesi ortadoğunun tehlikeli olmasındandır tabi bu bence başkası ne der bilmem ama çağıranların niyeti halis olsa belkide dönerdi