30
Nisan
2025
Çarşamba
SİYASET

CHP Kanal 7 dosyasını açtı

CHP, Deniz Feneri Derneği ile Kanal 7 televizyonu arasındaki ilişkilere yönelik yeni iddialarda bulundu. CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu "100 yılın iyilik hareketi" sloganıyla yola çıkan Deniz Feneri'nin "100 yılın soygun hareketine" dönüştüğünü söylerken, CHP Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi, Hükümet ve Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) yönetiminin Kanal 7 ve Deniz Feneri ile ilgili araştırmaların genişletilmesini engellediğini savundu. 

Kılıçdaroğlu, Hamzaçebi ve MYK Üyesi Ali Kılıç ile birlikte düzenlediği basın toplantısında, Deniz Feneri ile Kanal 7 arasındaki ilişkinin bugüne kadar basında tüm ayrıntılarıyla yer aldığına dikkat çekerek, Alman Savcıların hazırladığı iddianamenin 60. paragrafında, "Yapılan soruşturma ve araştırmaların neticesinde her iki derneğin olduğu gibi, Almanya'daki Kanal 7 ile birlikte Türkiye'de ki Kanal 7 televizyon yayınları sorumlularının çok yakın ilişkilerinin olduğu ortaya çıkmıştır" denildiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, "100 yılın iyilik hareketi olarak kurulan Deniz Feneri, insanların temiz ve dini duygularını istismar ederek 100 yılın soygun hareketine dönüşmüştür" dedi.

İlginç iddia
Hamzaçebi ise Almanya'da Deniz Feneri için toplanan paraların, Kanal 7'nin finansmanı için harcandığı iddialarının Türkiye'de incelenmesinin Hükümet tarafından engellendiğini iddia etti. SPK uzmanlarının Kanal 7'de incelemeler yaptığını söyleyen Hamzaçebi, incelemelerini derinleştirmek istediklerinde Kanal 7 yetkilileri tarafından uzmanlara gerekli bilgi ve belgelerin verilmediğini ve incelemelerin sonuca ulaşmasının engellendiğini savundu. Hamzaçebi, şu bilgileri verdi: 

"Kanal 7 ile Kombassan Holding AŞ, Kamer Holding AŞ, Aksaray Holding AŞ arasındaki mali ilişkilere ait işlemlerin dayanağını oluşturan defter ve belgeler Kanal 7 yetkilileri tarafından incelemeyi yapan SPK uzmanlarına ibraz edilmemiştir. Zaman aşımı gerekçe gösterilmiş ama Türk Ticaret Kanunu'na göre zaman aşımı 10 yıl olup zaman aşımı sözkonusu değildir. Yapı Kredi Bankası ile Garanti Bankası kayıtlarından hareketle, Bahreyn'de ki bir hesaba aktarılan paralar vardır. Bu paraların mahiyeti belli değildir. Yine Kanal 7'nin hesaplarına Almanya'daki davada ortaya konulan iddiaların yapılan tespitlerin bir benzerini hatırlatacak şekilde bir takım paralar yatırılmıştır. Bu paralar Kanal 7 hesaplarında üçüncü kişilerin para yatırması olarak isimlendirilmiş ve o şekilde muhasebeleştirilmiştir. Ancak yatırılan paralar bir süre sonra çekilmiş ve Kanal 7'nin ortaklarının hesabına aktarılmış veya bu kişiler tarafından Kanal 7 ortakları tarafından hesaplardan çekilmiştir. Hesaplarda Mehmet Bozkurt, Mustafa Akkaya teslimatı gibi açıklamalar yer almaktadır. Bu hesap trafiği, Kanal 7 kayıtlarına giren bir takım paraların, Almanya'da toplanan bağış ve yardımlardan geliyor olabileceğinin bir karinesidir. SPK uzmanlarının incelediği iddialar arasıda bu da vardır. Bu rapor üzerine SPK tarafından şirket yetkililerine bu husus bir yazıyla sorulmuş, şirket yetkililerinin bu yazıya verdiği cevap, 'yasal defterlerimizde bu konuda bir kayıt yok. Biz durumdan SPK yazısıyla haberdar olduk' şeklinde yapılmıştır. Yine Kanal 7'nin bazı banka hesapları kayıtlarda yer almamaktadır. İş Bankası'nın yurt dışındaki şubesinde 12 adet Kanal 7 hesabı olmasına rağmen, şirketin kayıtlarında bu 12 hesaba ilişkin bilgi veya kayıt yer almamaktadır. Yine Kanal'nin yurtdışı iştirakleri, ortaklarının iştirakleri konusunda incelemeyi yapan uzmanlara herhangi bir bilgi verilmemiştir."

Suç duyurusu istendi
Hamzaçebi'nin verdiği bilgiye göre; incelemeyi yapan uzmanlar, engellemeler nedeniyle Kanal 7'nin Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman, Yönetim Kurulu üyeleri İsmail Karahan ve Mustafa Çelik hakkında SPK Kanununun 'şirket kayıtlarına ilişkin bilgi verilmemesi ve şirketin defter ve kayıtlarının ibraz edilmemesi'ni kapsayan 47 ve 49. maddeleri uyarınca suç duyurusunda bulunulmasını istedi. Suç duyurusu konulu rapor 1 Mart 2007 tarihinde düzenlenmesine rağmen 19 aylık bir süre geçmiş olmasına karşın Cumhuriyet Savcılığına intikal ettirilmedi. Rapora rağmen, "Denetleme Dairesi Başkanlığı üzerinde baskı kurularak, raporun işleme konması engelenmeye çalışıldı." Ancak buna rağmen 28 Haziran 2007 tarihinde bu rapor Denetleme Kurulu Başkanlığı tarafından SPK'ya sunuldu. Kurul bu sunum sonrasında almış olduğu bir kararla konunun incelenmesine karar verdi ve bu inceleme sonrasında 22 Temmuz 2007 tarihinde dosyanın kapatılmasına karar verildi.

Manidar soru Hamzaçebi, Başbakan Erdoğan'a, "SPK uzmanlarının Kanal 7 yöneticileri hakkında düzenlediği suç duyurusu raporunun işleme konulmaması için SPK Başkanı Turan Erol'a bir talimat verdiniz mi? Haziran 2007'de makamınızda Zekeriya Karaman olduğu halde, Erol'u çağırıp bir üçlü görüşme yapılmış mıdır? Bu görüşmede Kanal 7'de SPK uzmanları tarafından yürütülen incelemenin Kanal 7 lehine sonuçlandırılmasını istediniz mi? Bunun üzerine Erol size 'merak etmeyin bu konuyu halledeceğim' sözünü verdi mi?" sorularını yöneltti. Hamzaçebi, Erol'a da şunları sordu: 

"SPK uzmanları tarafından düzenlenen 1 Mart 2007 tarihli denetleme raporu henüz resmiyet kazanmadan, bu rapor taslağı ve eklerini Kanal 7 yöneticilerine verdiniz mi? Rapor taslağı eklerindeki hususlarla ilgili olarak SPK uzmanlarının da katılımıyla Kanal 7 yetkilileriyle bir toplantı yaptınız mı? Avukatlık unvanına sahip olmadığı halde ilgili SPK Yönetmeliğinin 158. maddesine aykırı olarak bir uzmanı Hukuk İşleri Daire Başkanlığı'na atadınız mı? Kanal 7 hakındaki raporun işleme konulmaması amacıyla Hukuk İşları Dairesi Başkanlığına yapılan atamayla bir ilgisi var mıdır? Kanal 7 hakkındaki incelemenin suç duyurusu talebiyle sonuçlanması yerine, incelemeyi sonuçlandıran Denetleme Dairesi Başkanı'nın da görevden ayrılmasını istediğiniz doğru mu? Bu olmayınca, Denetleme Dairesi Başkanlığı'nı adı geçen kişiden alarak kendinize bağladığınız doğru mu? Kanal 7 banka hesaplarının yasal kayıtlarda gösterilmemesi ile ilgili olarak SPK uzmanlarının düzenlediği raporu doğrultusunda durumu Maliye Bakanlığı ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'na bildirdiniz mi?"

Gül'e çağrı
Bu soruların gelişi güzel hazırlanmış sorular olmadığını, yanıt istediklerini belirten Hamzaçebi, Cumhurbaşkanı'nın da Devlet Denetleme Kurumu'nu derhal göreve çağırmasını istedi.

Akman'a davet
MYK üyesi Ali Kılıç da yaptıkları açıklamalarda, "RTÜK Başkanı Akman'ın Almanya'ya giriş yasağı olduğunu" söylemediklerini belirterek, "Dünyanın her yerinden insanlar suçlu da olsalar Almanya'ya girebilirler, eğer yurt dışı edilmemişlerse... Akman'ın böyle bir suçu olmadığı için Almanya'ya giriş yasağı yoktur. Ancak Akman, Almanya'ya girer de tekrar çıkabilir mi, soru işaret buradadır" dedi. Kılıç, duruşmaları izlemek üzere Almanya'ya gideceklerini belirtirken, "Akman'ı konuğumuz olarak davet ediyoruz" dedi.

Hırsızın solcusu olmaz
Kılıçdaroğlu, CHP milletvekili Bayram Meral'in oğlunun eski sendikasından maaş aldığı yönündeki iddiaların anımsatılması üzerine, "Biz her zaman bir söyledik toplu iğnenin ucunda kim olursa olsun hükümeti gerekeni yapması için göreve çağırdık. Herkes hesap vermelidir. Bu iddialar gerçekse böyle bir şey varsa hükümet, hatta Cumhuriyet Başsavcıları harekete geçmelidir. Biz bu konuda hiçbir ayrım yapmıyoruz. Hırsızın sağcısı solcusu olmaz. Parlamentonun saygınlığını korumalıyız" dedi.(Radikal)

Radikal
Yayın Tarihi : 14 Eylül 2008 Pazar 04:27:33


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?