Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, CHP ve MHP liderinin “açılım”la ilgili eleştirilerini yanıtladı. Ve muhalefetin Başbakan’a yaptığı “Türkiye’ye dön” çağrısına da “Başbakan tatile gitmiş olsaydı, tatilini kesip derhal Türkiye’ye geri gelirdi. Çalışmalardan Başbakanımız haberdar” dedi.
AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, dün parti genel merkezinde bamın toplantısı düzenleyerek, muhalefetin eleştirilerine yanıt verdi. Çelik, şöyle konuştu:
Başbakan tatilde değil: Bu kadar başarılı, çok iyi organize edilmiş ve özellikle Türkiye’nin ABD kamuoyuna, dünyaya yönelik mesajlarını da içeren bu çok anlamlı, stratejik ve zamanlaması itibarıyla da son derece önemli olan bu çalışma ziyareti, belli kesimler tarafından gölgelenmek isteniyor. Özellikle bazı siyasi parti liderlerinin bu seyahatte alınan başarıları küçümsemesini teessüfle karşıladığımı ifade etmek istiyorum.
Sayın Başbakan, ABD’de görüşmelerde bulunurken ve ’model ortaklık’ dediğimiz ABD’deki müzakereler devam ederken bazı siyasi partilerimizin, özellikle 7 askerin şehit edilmesinden sonra Başbakan’ın derhal geri gelmesi gerektiği ile ilgili beyanları da kesinlikle doğru bir zemine oturmamaktadır. Başbakan, eğer tatile gitmiş olsaydı tatilini kesip derhal Türkiye’ye geri gelmesi için kimsenin kendisine çağrıda bulunmasına da gerek yoktu. Kendisi zaten bunu yapardı. Hükümetin, güvenlik güçleri ve ilgili kurumlar görevinin başındadır. Çalışmalar Sayın Başbakanımızın bilgisi dahilindedir.
Kolay olsaydı biterdi: Eğer terörle ve terörizmle mücadele etmek çok kolay olsaydı bizden önce gelmiş geçmiş olan birçok hükümet, Türkiye’de bu meseleyi bitirmiş olurdu. Türkiye’de terörizmle mücadele etmeye talip bir siyasi irade ortaya çıkmamıştır. Terörle mücadele güvenlik güçlerine havale edilmiştir. Risk almamak adına hiçbir iktidar terörizmle mücadele etmeyi üzerine almamıştır.
Sorumlulukları var: Bir siyasi partinin genel başkanı ’Hani Türkiye’nin gözyaşları dinecekti? diyor. Terör ve terörizmle mücadele etmek, Türkiye’nin birliğini, bütünlüğünü sağlamak, Türkiye’nin kardeşliğini tesis etmek sadece hükümetin görevi değildir. Herkes kendi üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmek zorundadır. İktidarın, iktidar olarak elbette bir sorumluluğu vardır ama muhalefetin de muhalefet olarak üzerine düşen büyük sorumlulukları vardır. Adeta insanları isyana teşvik edercesine açıklamalar yapılıyor.
Bahçeli’ye gönderme: Bir siyasi partinin sayın genel başkanı, ’milletin ayağa kalkmasından’ söz ediyor. Bir siyasi partinin genel başkanı, bir hukuk devletinde böyle bir söz söyleyebilir mi? 12 Eylül’den önce sağ-sol, Sünni-Alevi çatışmalarının, şu-bu çatışmalarının bu ülkeye kaybettirdiklerinden biz yeteri kadar ders almadık mı? Bazı vilayetlerimizde yaşanan katliamların farkında değil miyiz? O gün de insanlar kendi problemlerini kendileri çözmeye talip olmuşlardı. Birisi ’memlekete komünizm getireceğim’, birisi de ’biz komünizmi önleyeceğiz’ diye polisin, askerin, güvenlik güçlerinin ve kurumların yapması gereken işi üstlenmişti ve 5 bin genç, bu ülkenin sokaklarında birbirlerini telef ettiler, boğazladılar. Eğer tarihten ders, ibret almazsak yakın geçmişimizden iyi sonuçlar çıkarmazsak bugünü iyi kuramayız ve geleceğe iyi adımlarla yürüyemeyiz. Bir siyasi parti genel başkanının ’eğer millet ayağa kalkarsa’tabirini kullanması bir hukuk devletinde kabul edilebilir bir şey değildir. Bu ifade maalesef kışkırtıcı bir ifadedir, maalesef sorumlulukla bağdaşmayan bir ifadedir ve kamu otoritesini hiçe sayan bir ifadedir.
Darbeye çağrı ifadeleri: Bir CHP’li milletvekili de açıkça darbeye çağrı anlamına gelebilecek ifadeler kullanmıştır.
Hıyanetle suçlamadık: Özellikle CHP’nin Sayın Genel Başkanı, MHP’nin Sayın değerli Genel Başkanı yine grup toplantılarında hükümetimize, partimize, Başbakanımıza, Cumhurbaşkanımıza yönelik son derece hakaretamiz ifadeler kullanmaya devam etmektedirler. Bir kez daha ifade ediyorum; ’ihanet’, ’hıyanet’ lafları ulu orta kullanılabilecek sözler değildir. Biz bugüne kadar Türkiye’de Anayasa ve yasalara göre kurulmuş olan ve işleyişini buna göre sürdüren ve millete dayalı siyaset yapan hiçbir siyasi partinin değerli mensubunu, genel başkanını ihanetle, hıyanetle suçlamadık. Eğer sayın genel başkanlar bu üslubu kullanırlarsa, bu sözleri söylerlerse sokaklardaki insanların başka türlü davranmasını kimse kınamaz olur. Ben o insanlara da bu tavırlarını gözden geçirme çağrısında bulunuyorum.
Karanlık güçler: Tokat’taki saldırının faillerinin henüz belirlenemedi. Olayı üstlenen de olmadı. Türkiye’de normalleşme çabaları arttığında ve demokrasi standartları yükseldiği zaman bir karanlık güç devreye giriyor ve düğmeye basılıyor.
DTP tabanına: Son günlerde birçok il ve ilçede meydana gelen olaylar 72 milyonu rahatsız etmiştir. Şiddet ve terörle kendini ifade etmeye çalışanlar veya sorunlarını bu yolla çözmeye çalışanlar, dünyada her zaman antipatik olacaklardır. Her zaman antipatik olmuştur. Partimiz oldum olası siyasi partilerin kapatılmasına karşıdır.
her şeyi çarpıtıyorlar isyan eden ve yaptıkları ortada her gün bir yerleri yakıp yüzlerce insanı yaralıyorlar ama Türk halkı isyan etmedi sadece demokratik tepkisini koyuyor onuda pkk ya değil pkk yı cesaretlendiren sizlere ama bu bile zorunuza gidiyor değil mi bu aralar memleketin olan vana git de isyan neymis öğretsinler sana