Türk ve Tuğluk'tan açıklama

Demokratik Toplum Kongresi Eş Başkanları Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk yaptıkları yazılı açıklama ile basında yer alan 'Kürtlerin Savunma Gücü Planı' yönündeki haberleri yalanladı.

Türk ve Tuğluk yaptıkları yazılı açıklamada, Demokratik Toplum Kongresi Örgütlenme Komisyonu'nun 2-3 Aralık tarihlerinde yaptığı toplantının sonuç bildirgesinin gazetecilik etiğine yakışmayan bir tutumla tamamen çarpıtılarak haberleştirildiği kaydedildi. Açıklamada şöyle denildi:

"Komisyonumuzun bildirisinde de görüldüğü üzere, Kent Meclislerinin kurulması ile toplumsal sorunların tartışılarak çözülmesi yaklaşımı esas alınmıştır. Birer toplumsal yara halini alan fuhuş-uyuşturucu-kadına karşı şiddet-aileler arasındaki ihtilaflar-kan davaları-tefecilik gibi sorunların çözümü için, halkın güvenliğini sağlamak kapsamında toplumsal duyarlılık yaratmak, eğitsel etkinliklerle bu konularda bir aydınlanma ve caydırıcılık oluşturmak amaçlanmaktadır.

Kent meclislerinin bizatihi kendisi, toplumun güvenliği konusunda bir teminattır. Yerindelik ilkesi esasına göre, bölgesel ve yerel özgünlükler dikkate alınarak oluşturmaya çalıştığımız yerel meclisler, demokratikleşmenin olmazsa olmaz toplumsal güvencesidir. Meclislerimiz, toplumsal olan siyasal-sosyal-ekonomik-hukuki vs her konuda kendini örgütleyecektir. Sözkonusu haberde ise, halkın güvenliği konusu tamamen çarpıtılarak savunma gücü-polis gücü gibi gerçeği ifade etmeyen bir yaklaşım sergilenmiştir.

Barış ve demokratikleşme sürecinin oluşması için ümitlerin arttığı bir dönemde, toplumsal hassasiyetleri kaşımanın ve demokratik bir örgütlenmeyi töhmet altında bırakmanın, toplumsal sorumluluk ve basın etiği bir ilgisi yoktur. Sözkonusu haberi tekzip ediyoruz, muhabirin bu yalan-yanlış haberine karşı hukuki yollara başvuracağımızı kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz."

İşte o haber

Kürtlerin savunma gücü planı

DTK, Abdullah Öcalan’ın önerdiği ‘Demokratik Özerklik’ sistemi kapsamında “öz savunma birliği” için Doğu ve Güneydoğu’da sosyal, siyasal ve güvenlik alanında örgütlenmeye gidilmesi kararı aldı

Eşbaşkanlığını Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk’un yaptığı Demokratik Toplum Kongresi’nde (DTK) radikal kararlar alındı. 11-12 Aralık’ta yapılacak toplantı öncesinde Abdullah Öcalan’ın önerdiği Demokratik Özerklik” sistemi kapsamında “Öz savunma birliği” için Doğu ve Güneydoğu’da sosyal, siyasal ve güvenlik alanında örgütlenmeye gidilmesi ve “Halkın kendi güvenliğini oluşturması” benimsendi.

Diyarbakır’da 17-18 Aralık’ta tüm bileşenlerin toplanacağı DTK Meclisi’nde Demokratik Özerklik’in uygulamaya geçirilmesi için kapsamlı bir tartışma yapılacak ve öneriler doğrultusunda uygulamaya son şekli verilecek.
DTK Örgütleme Komisyonu ise “Demokratik Özerklik” modelinin en önemli ayaklarından biri olan “Kent Meclisleri’ni güçlendirme ve meclislerin olmadığı yerlerde meclis kurma” kararı aldı. Bölge, ilçe, köy meclislerinin kurulması özerklik programının önemli maddesini oluşturuyor.

BDP’nin anayasa taslağı çalışmaları kapsamında Diyarbakır’da düzenlediği anayasa çalıştayında özerkliğe vurgu yapacağı ve DTK’nın çalışmalarını esas alacağı belirtildi. DTK Örgütlenme Komisyonu tarafından yapılan açıklamada, Öcalan’ın dikkat çektiği “Öz savunma gücü”ne vurgu yapılarak, bir “Güvenlik gücü” oluşturulacağı belirtilerek, “Halkımızın kültürel ve fiziki soykırıma maruz bırakılma süreci devam ettiği sürece, devlet eliyle yürütülen fuhuş, uyuşturucu ve diğer toplumsal istismarlara karşı Kürt halkının kendi güvenliğini ve örgütlülüğünü oluşturması gerekliliği ifade edilmiştir” denildi.

Oluşturulacak ‘güvenlik gücü’nün, semt ve mahalle komiteleri şeklinde örgütleneceği, halkın sorunlarında hakem rolü üstleneceği, gelen şikâyetleri değerlendirip sonuçlandıracağı öğrenildi. Komitenin ayrıca fuhuş, uyuşturucu gibi suçlarla da mücadele edeceği ve bu kapsamda oluşturulan “sivil güvenlik birimleri” aracılığıyla caydırıcı rol üstleneceği kaydedildi.

Sağlık ayağı da kuruluyor
DTK’nın Diyarbakır’da düzenlediği “Sağlık Kurultayı”nda demokratik özerkliğin sağlık ayağının da oluşturulması yönünde karar alındı.
Taslakta, “Kürdistan coğrafyasında Kurucu Sağlık Meclisi’nin kurulması, Öcalan’ın sağlık koşullarının tespiti ve tedavisine yardımcı olmak amacıyla Kürdistan, Türkiye ve uluslararası sağlık örgütüne görev çağrısında bulunulması ve gönüllü bir ekibin kurularak sürece müdahil olması” ifadelerine yer verildi.