Biz izledikçe yoruluyoruz, o kazandıkça yorulmuyor. Amerikalı yüzücü Michael Phelps. Pekin’e sekiz altın madalya ve sekiz dünya rekoru hedefiyle gelmişti. Ve bu yazının yazıldığı güne kadar yüzdüğü altı yarıştan altı altın madalya ve altı dünya rekoru çıkardı. 23 yaşında Olimpiyat tarihinin en çok altın madalya kazanan sporcusu unvanını aldı.
Eğer dün ve bu sabaha karşı iki altını daha boynuna takabildiyse vatandaşı Mark Spitz’in 1972’deki 7 olimpiyat altını rekorunu kırmış olacak. Peki böyle bir şampiyon nasıl yetişiyor?
1- VÜCUDU SANKİ SUDA YAŞAMAK İÇİN YAPILMIŞ
Antrenörü Bob Bowman birçok kez dile getirdi: Michael Phelps’in bir Su Vücudu (Aquatic Body) var. Boyu 1.93 metre. Bacakları kısa, gövdesi iri. Kol açıklığı tam 2.10 metre. Elleri büyük. Ayak numarası 48.5. Böylece daha az ama daha etkili kulaç atabiliyor. Eklemleri çok esnek. Bu sayede yarış başlangıcında ya da dönüşlerden sonra o meşhur yunus yüzüşünü yapabiliyor. Ama en önemli üstünlüğü kardiyovasküler kapasitesi. Kalbi vücuduna dakikada 30 litre kan pompalıyor, yani normal insanınkinden üç kat fazla. Vücudu çok az laktik asit salgılıyor. Oksijenin yanmasından sonra kanda oluşan laktik asit oranı bir yarıştan sonra bile gramda 5 milimol çıkıyor. Bu, normal bir yüzücünün ikide biri, hatta üçte biri düzeyinde. Kısacası Phelps rakiplerinden daha geç yoruluyor. Ama sudan çıkınca sorun başlıyor. Çünkü esnek eklemleri nedeniyle sık sık düşüyor. Bu yüzden koşması bile yasak.
2- BABA ROLÜNÜ ÜSTLENEN MANYAK ANTRENÖRÜ VAR
Bob Bowman (43), son derece titiz, otoriter, çalışma delisi bir antrenör. Her akşam 21.00’de yatıyor. Sabah 4.30’da /_np/3691/6203691.jpgkalkıp 5.15’te havuza varıyor. Ve akşam 19.30’a kadar oradan çıkmıyor. Yüzme dünyasına girmeden önce klasik müzik bestecisi olmak için uğraştı. 10 yaşında piyano çalarak müziğe başladı. Sonra buna keman ve trombonu ekledi. Florida Üniversitesi’nde müzik eğitimi görürken yüzme takımında kulaç sallıyor, bir yandan da gelişim psikolojisi okuyordu. 11 yılda yedi yerde yüzme antrenörlüğü yaptıktan sonra 1996’da Phelps’in çalıştığı NBAC’a geçti. 2004’te yıllık 80 bin dolar maaş karşılığı Michigan Üniversitesi’ne başantrenör oldu. Ama bu görevi geçen mayısta bıraktı. Bıktırıcı antrenmanları ve sert tutumuyla tanınıyor. Hálá boş zamanlarında Bach, Beethoven ve Prokofiev çalmaya devam ediyor. En büyük hobisi yarış atları: Halen Maryland’da altı atı var. Çocukluğundan beri babasından ayrı yaşayan Michael için tam bir otoriter baba figürü.
3- HAFTADA YEDİ GÜN ANTRENMAN YAPIYOR
Micheal Phelps, 11 yaşından beri aynı antrenörle, Bob Bowman’la çalışıyor. 1996’da Bowman genç öğrencisinin ergenlik öncesi aerobik kapasitesini artırmak için yüklü bir antreman programı yaptı. 1997 sonunda anne babasıyla konuşup "Geleceğin olimpiyat şampiyonunu yetiştirebiliriz" dedi ve Michael’ın lakros, Amerikan futbolu ve beyzbolu bırakmasını sağladı. Ertesi yıl haftalık antrenman günlerine pazarı da dahil etti. Artık Noel tatili dahil neredeyse 365 gün havuzdaydı ve haftada 80 kilometre yüzüyordu. Ama 2000 yılına kadar havuz dışında hiç ağırlık çalışması yapmadı. 2004’ten sonra antrenman sayısı haftada altıya indi. Yılın üç haftasını, yine Bowman yönetiminde ve 10 takım arkadaşıyla Colorado Springs’te, ABD Olimpiyat Antrenman Merkezi’nde geçiriyor. 1.800 metre rakımlı merkezde 24 günde 70 antrenmana çıkıyor. Her gün, üçü havuzda biri havuz dışında dört antrenman seansı var. İlk antrenman bazen sabah 4’te başlıyor.
4- HER KULACI, HER SOLUĞU KAYDEDİLİYOR
Böyle büyük bir şampiyonu yetiştirmek için elbette bilimden çok iyi faydalanmak lazım. Antrenör Bowman, ABD’deki en nitelikli uzmanlarla işbirliği yapıyor ve şampiyon yüzücüsünü sürekli denetliyor. ABD Yüzme Federasyonu Bilim Direktörü Genadijus Sokolovas kendi geliştirdiği bir cihazla, yıl boyunca swim-power testi uyguluyor Phelps’e. Antrenman sırasında göğüs çevresine bir elektronik kuşak takılıyor. Bu kuşak saniyede 60 kez veri gönderiyor. Ayrıca havuzun kenarındaki ve dibindeki iki kamerayla her hareketi kaydediliyor. Sonuçlara göre kollarının ve bacaklarının hareketini daha da mükemmelleştirmek için uğraşıyorlar.
5- EN ÇOK PARA KAZANAN YÜZÜCÜ
O, şüphesiz dünyanın en çok kazanan yüzücüsü. Tüm reklam ve sponsorluk anlaşmalarından yılda 5 milyon dolar kazandığı tahmin ediliyor. Çok sponsoru var ama en önemli anlaşmayı 2003’te mayo sponsoru Speedo’yla yaptı. Altı yıllık bu anlaşmaya göre Olimpiyat’ta yedi altın madalya kazanıp Mark Spitz’in 1972’deki rekorunu egale ederse 1 milyon dolar ödül kazanacaktı. 2004’te Çin şirketi Matsunichi’yle yaptığı dört yıllık anlaşmadan da 4 milyon dolar aldı. 2004 Olimpiyatları’ndan sonra takım arkadaşlarıyla çıktığı Walt Disney’in "Swim With The Stars" turnesi kapsamında ABD’nin 15 şehrini gezdi, gençlere yüzme öğretti. Bu turnenin biletleri 25 ve 100 dolardan satıldı. Tüm bu ticari başarının arkasında 2001’den beri menajerliğini yapan Octagon firmasından Peter Carlisle’nin büyük katkısı var.
SEVGİLİSİ SORULUNCA KIZIYOR
Annesi Debbie, öğretmen, babası Fred ise polis memuruydu. Michael 30 Haziran 1985’te Baltimore’da doğdu. İki ablası Hillary (30) ve Whitney (28). İlkokulda hiperaktifti. Bir öğretmeni, annesine "Üzgünüm Debbie! Hayatında hiçbir işe yoğunlaşamayacak" demişti. Çare olarak annesi onu yüzmeye başlattı. 9 yaşındayken anne ve babası boşandı. O günden sonra babasıyla arası açıldı. Antrenörü Bob Bowman yıllarca baba rolünü de üstlendi. Bir yıl ara verdiği liseyi 2003’te bitirdi. 2004’te antrenörünün peşinden Michigan Üniversitesi’ne gitti. Spor Yönetimi eğitimini sürdürüyor. Üniversite yakınında dört katlı evinde oturuyor. Az kalan boş zamanında X-box, Playstation, Blackberry gibi cihazlarla oynuyor, ilkokul arkadaşlarıyla takılıyor, sevgili konusu açılınca gazetecilere bozuk atıyor. Gençlere özgü çılgınlık yapmaya zamanı yok zaten. Bir kere Cadillac Escalade model otomobilini alkollü kullanırken yakalandı o kadar.