19
Mayıs
2025
Pazertesi
SPOR

Yedi haftalık mektep tatili başladı yine...


Nicedir yazılıyor, çiziliyor ammavelakin nato kafa, nato mermer...
Sonunda futbolumuzun mutlak hakimi federasyonumuza az biraz yardımcı olabilmek amacıyla şu ilanda karar kıldım:

“Birazcık takvimden anlayan eleman aranıyor... (Futbol Federasyonu) “

Bu mevsim, bildiğiniz gibi 4 Ağustos Cuma günü Ankaraspor – Galatasaray maçıyla siftah etti.

Gece saat 21’de bile sıcak insanı pestile çeviriyordu.

Önceki sezonlarda da ayaktopu yine cehennem sıcaklarında start alıyor ve her defasında takvimin değiştirilmesi konusunda ciddi uyarılar yapılıyordu.

Akdeniz’de iklimdaş ülkelerin fikstürlerine koşut takvimler kullanılması konusunda her türlü yol gösteriliyordu.

Heyhat!

Her daim nato kafa, nato mermer...

‘Nuh diyor, peygamber demiyor’ türünden kurumsal bir sorun vardı ortada.

Bu erken siftah sonunda gidip 7 haftalık devre arası tatiline dayanıyordu doğal olarak.

Bu kez de 10 Aralık’ta oynanan Galatasaray – Bursa karşılaşmasından tam 7 hafta sonra 26 Ocak 2007’de ligimizde ikinci perde açılacak.

Arada bir ömür sayılacak denli 47 günlük koskocaman bir kara delik var.

Noel ve Yılbaşı’nın mucidi Avrupalılar bile kendi yortularına bizim kadar hürmet göstermiyor doğrusu.

Bu konuda özellikle Hollandalılar çok katı. Öyle ki Noel ve Yılbaşı’na bile maç koymuşlar.

İkinci yarıya da 19 Ocak’ta başlayacaklar.

İngilizlerinkiyse büsbütün zalim bir takvim.

Dur durak bilmeden top koşturuyor Ada’daki futbol emekçileri.

Yine de Noel ve Yılbaşı adına futbolu tatil etmişler.

Ara ise epi topu bir güncük sürüyor.

Yeni yılın ilk gününde Liverpool – Bolton kapışması için Yılbaşı alemini tadında bırakmak şart.

Hızlıca bakarsak İspanya’da 20 Aralık – 07 Ocak arası dükkan kapalı.

Serie A ile Fransa 1. Ligi el ele koşarken, 23 Aralık – 13 Ocak arasında tatil yapıyorlar.

Alman Bundesliga’ya gelince, bizden sadece 1 eksiğine 6 haftalık mektep tatiline çıkıyorlar.

Panzerler giderek ‘Küçük Türkiye’ olma yolunda dev adımlar atıyor doğrusu.

***

Filme 10 dakika ara verildi ama seans devam ediyor.

Ayağa kalkmayalım hanımlar, beyler...

Sırada UEFA ve Fortis kupaları var...

Avrupa’nın 2. kupasının takvimi hizasında gidiyor zaten.

Tıpkı bu Perşembe oynayacağı Leverkusen deplasmanı gibi Beşiktaş geçen sene de aynı tarihte, 14 Aralık’ta Vitoria’yı dışarıda 3 – 1 yenmişti.

Darısı Bayer maçına.

Alman günlerinde, lider de Çarşamba gecesi Frankfurtlular’ı Kadıköy’de ağırlayacak.

UEFA’da iki takımla devam etmemiz toplanacak Avrupa puanları açısından ulusal – yaşamsal önem taşıyor, ilerideki mevsimler adına.

Fortis Kupası’nda son iki maçlar geçen mevsim şubatın 2. ve 3. haftasında oynanmıştı.

Süper Lig’e şimdikinden bir hafta sonra ara verilmiş, 7 haftalık mektep tatilinin ardından bir hafta önce başlamıştı.

***

Sırada ‘Süper Ligimiz’in Geleceğinin Geçmişi...’ oyunu var.

Perde açılırken başrollerde son üç mevsim gişe rekorları kıran jönprömiyelerden Fenerbahçe’yle Galatasaray çıkıyor şanoya.

Ana tema ilk yarıyı önde bitirenin mevsim sonunda da ipi göğüsleyen taraf olma ihtimalleri.

En yakını geçen sezon olduğundan yanıt olumsuz geliyor.

Daum 17. haftayı Gerets’den 4 puan önde 45’le tamamlamıştı.

Mevsimiyse Belçikalı, Alman’ın 2 puan önünde 83’le bitirmişti.

Bu kez Kanarya, Aslan’la arasındaki farkı 7 kulaça çıkardı.

Öte yandan lider geçen mevsimden 8, takipçisiyse 11 puan daha düşük hasılat topladı.

Paylaşılmış bu puanlar ligimizde yarışmacılık ruhunun ivme kazandığının en somut delili.

Bu rekabetçiliğin Türk futbolunun aşamasında son derece yararlı olacağın bir kez daha yineliyorum.

Kırmızı hatta yaklaştığımızda Erciyes’in kötü kaderinin yanı sıra (araya iki galibiyet - 6 puanlık marj koyarsak) Sakarya, Antalya, Rize, Denizli ve Gaziantep birer puan farkla aşağıdan yukarı telgrafın tellerine konmuş vaziyetteler.

Geçen sezon dibe vuranların en dibinde 13 puanlı Denizli vardı.

Onun birer puanlık aralarla Samsun ve Rize izliyordu.

Sezon sonunda hüsrana uğrayan Samsun’a, ilk yarının düşük puanlıları değil Diyarbakır ve Malatya eşlik etmişti.

Projeksiyonu günümüze çevirdiğimizde Sakarya ve Antalya’nın güncel sıralamadan çok fazla bedbaht olmamaları da ortaya çıkabilir yani.

Daum’un ilk şampiyonluğunda ilk yarıyı Beşiktaş önde bitirmişti.

Mustafa Denizli’nin mutlu sona erdiği 2000 – 01‘de filmin ilk yarısında Lucescu 3 puan öndeydi.

Terim’in unutulmaz dörtlemesinin ikisinde Aslan ilk yarılarda Kanarya ve hatta Kartal’ın gerisindeydi.

Ali Şen – Parreira yönetimindeki 1995 – 96’da Trabzon devreyi iki puan önde kaparken son hesap kesiminde iki arşın geri düşmüştü.

Yani işin ucu ‘Görelim mevlam neyler, neylerse güzel eyler’ pankartlı tasavvufa varıyor neticede...


Cengiz Alpman
Yayın Tarihi : 12 Aralık 2006 Salı 18:26:04
Güncelleme :13 Aralık 2006 Çarşamba 18:52:09


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
YAZARLAR