Galatasaray’ı İnanç Zafere Ulaştırdı
Türkcell Süper Ligi 34.hafta maçları ile sona ererken, Galatasaray büyük bir başarıya imza attı ve en yakın rakibi Fenerbahçe’nin önünde altı puanlık bir farkla şampiyonluğunu resmen ilan etti. Galatasaray’ın şampiyonluğu üzerinde uzun uzun durup düşünülmelidir. Fenerbahçe’nin her türlü maddi olanaklarını ortaya koyarak, yabancı yıldız futbolculardan kurulu takımı karşısında doğruyu söylemek gerekirse, Galatasaray’a pek fazla şans veren yoktu. Fenerbahçe ne yapar ne eder bu yılda şampiyonluğu alır deniliyordu.
Galatasaray’da maddi olanaklar çok kısıtlıydı. Başka bir deyişle rakibi ile boy ölçüşecek parası yoktu.
Sezona K.Feldkamp ile başlamasına rağmen, teknik direktörün zaman zaman ortaya çıkan rahatsızlığı takımı Ahmet Akçan’ın eline bırakıyordu.
Galatasaray’da diğer rakipleri ile karşılaştırıldığında yüksek düzeyde takımı motive edecek yabancı futbolcusu yoktu
Sezona altı maçlık saha kapatma cezası ile başlamıştı.
Ligin bitimine az bir süre kala iyi veya kötü yanları olan K.Feldkamp takımı yalnız bırakmış, yerine futbol camiasında isminden pek değil hiç söz edilmeyen Cevat Güler getirilmişti.
Puan olarak da rakiplerinden geri kalmıştı.
Bu durumda Galatasaray’ın on yedinci kez şampiyon olması mucizelere bağlı idi. Nitekim sarı-kırmızılı inanç bu mucizeyi başardı ve Galatasaray 2007-2008 sezonunun şampiyonu oldu.
Açıkça söyleyeyim; spor yazılarımda objektif olmaya ön plana çıkaran bir Fenerbahçeli olarak Galatasaray’ı kutlar, Devler Liginde de başarılar dilerim.
Galatasaray’ın şampiyon olabilmesi için Oftaş Gençlerbirliği maçını en azından berabere bitirmesi gerekiyordu. Bunun yanı sıra Fenerbahçe’nin deplasmanda Trabzon’u yenip yenemeyeceği hemen hiç düşünülmüyordu. Fenerbahçeliler için bu maç sanki çantada keklikti. Ama umular bir anda tükendi Galatasaray, Oftaş maçını çok rahat 2-0 alırken üç puan arkasından gelen Fenerbahçe’de aynı sonuçla Trabzon’dan sıfır puanla döndü. Böylece Galatasaray altı puanlık bir farkla kupaya uzandı.
Galatasaray, şampiyonluğa inanmıştı, Ali Sami Yen Stadı bunun için hazırlanmış, efekte aslan kükremeleri yankılanıyordu. Bununla da kalmadı Antalya’dan özel olarak getirilmiş bir aslana sahada tur attırıldı. Türkiye’nin çeşitli yerlerinde de göstericeler şampiyonluklarını kutladılar.
Fenerbahçe zayıf bir umutla da olsa gittiği Trabzon deplasmanından hüsranla döndü. Ayakları Avni Aker’de, kulakları Ali Sami Yende olan Fenerbahçe’ye oynadığı oyun hiç yakışmadı. Türkiye’deki en üst yabancı oyunculardan kurulu Fenerbahçe, uzun süre önde götürdüğü şampiyonluğu yine son maçlarındaki kötü oyunu ile yitirmişti. Son olarak da karşısında diri ve canlı bir Trabzon bulunca yenilgi kaçınılmazdı. Bununla beraber kabul etmek gerekir ki, her şey son Ankaraspor, Ankaragücü ve Galatasaray maçlarında bitmişti. Fenerbahçe savunmasını dağıtan Yatara ve Umut’a bir türlü önlem alamayan Fenerbahçe için yenilgi kaçınılmazdı.
Nitekim de öyle oldu. Trabzon Fenerbahçe’yi net bir sonuçla 2-0 yenerken, bu galibiyette Karşıyaka’dan ara transferde alınan kaleci Onur’un da büyük payı olduğu unutulmamalıdır. Fenerbahçe’nin tek tesellisi ise Semih’in gol kralı olmasından öteye gidemedi.
Beşiktaş, ligden düşen, hiçbir beklentisi olmayan V.Manisa ile adeta bir formalite maçı oynadı. Rakibini 5-1 yenerek UEFA’ya gitme hakkını kazandı. Onun yanı sıra zirveyi son ana kadar zorlayan Sivas, Gençlerbirliği’ni 2-0 yenmesine rağmen üçlü averaja takılarak dördüncülükle yetindi. Bu sezonun en başarılı takımlarından olan Yigidolar, kendi sahalarında üç büyüklere verdiği puanlarla ellerine geçen büyük bir fırsatı kaçırdılar. Kuşkusuz, bunda büyük takım olmanın bazı özellikleri olduğunu çok geç anladılar.
Son haftanın maçları hemen hemen formalite icabı oynandı. Ankaraspor Bursaspor ile 1-1 berabere kalırken, Denizli, Ç.Rizespor’u 5-1; Gaziantep İstanbul Büyükşehir Belediye’yi 1-0; Ankaragücü, Türkiye Kupası sahibi Kayserispor’u 2-0; Kasımpaşa’da Konyaspor’u 2-1 yendiler. Bu sonuçlardan sonra Manisaspor, Ç.Rizespor ve Kasımpaşa ligden düşen son üç takım oldular. Spor çevrelerinde dolaşan bir söylentiye göre, Başbakan’ın takımı Kasımpaşa’nın İstanbul Büyükşehir ile birleşerek ligde kalacağı söylentileri dolaşmaya başladı. Bu söylentiler gerçekleşecek olursa siyasete sporun bulaşmasının çirkin bir örneği olarak spor tarihimize yazılacaktır. Kasımpaşa bu yıl, özellikle ikinci yarıda oynadı oyunlarla düşmeyi hakketmemiş, hattat şampiyonu da yenmiş bir takımdır. Ancak yanlış yönetim, kendi stadında uzun süre oynamayışı, taraftar desteğinden yoksunluk takımın sonunu hazırlamıştır. Görül ister ki, Kasımpaşa önümüzdeki sezon siyasi destekle değil bileğinin hakkı ile yeniden süper ligde yer alır.
Galatasaray ile Fenerbahçe’ye önümüzdeki yıl Şampiyonlar Liginde; Beşiktaş ile Kayserispor’a UEFA Kupasında, Sivasspor’a da İntertoto’da başarılar dilerim.
