Türkcell Süper liginin 11. haftası, geçen haftanın ikincisi ve aynı zamanda da son beş haftadan beri maçlarını kazanan Bursaspor ile Antalyaspor arasında oynandı. Son derece süratli, tempolu ve pozisyon zenginliği içerisinde geçen oyunun ilk yarısında Antalya her konumu ile sahaya hâkimdi. Buna karşılık Bursa beklenileni vermekten çok uzaktı. Savunmada Yalçın ve Ömer’in yerinde müdahaleleri, Necati,Tita ve Dijehoua’nın atakları Bursa’ya zor anlar yaşıttı. Bunun sonucu olarak da Antalya Dijehoua ile golü bulmakta gecikmedi. İkinci yarıda sahada çok farklı bir Bursa vardı. Antalya bu yarıda savunmaya daha ağırlık verirken Bursa’nın baskısı arttı ve İvan Ergiç’in kafa golüyle de beraberliği yakaladı.
Wolsburg maçı öncesi Beşiktaş biri Ankaraspor’a hükmen olmak üzere beşinci galibiyetini beklenmedik anda İsmail Köybaşı’nın mükemmel vuruşuyla almayı başardı. Bu golde El Yasa’ya çarpan top günün başarılı kalecisi Serkan’ı çaresiz bırakmıştı. Beşiktaş bu maçta da ortaya futbol adına pek bir şey koyamamakla beraber yine de üç puana ulaşması Mustafa Denizli’yi rahatlattı. Son haftalarda futbol adına ortaya pek bir şey koyamayan bir takım sürekli kazanıyorsa bunu biraz da şans faktörü ile açıklamak yerinde olacaktır. Çok soğuk ve yağışlı havada oynanan maçta Beşiktaş’ın ne sistemi ve ne de iyi bir oyunu vardı. Sanki her şey tesadüflere bırakılmıştı. Nihat’ın bekleneni bir türlü veremeyişi, golü yalnız ben atarım demesi takımın hücum gücünü azaltıyordu. Sanırım Nihat’a her maçta şans verilmesi Beşiktaş’ın hücum hattında her zaman sorun yaratacağını görmek için kâhin olmaya hiç lüzum yok… Nitekim bunu nihayet fark eden Denizli, onun yerine Ekrem’i sokarak takımı biraz daha düzeltmeye çalıştı. Beşiktaş’ın galibiyetinde İsmail’in biraz da rastlantı sonucu golü kadar Ferrari’nin, Ernst’in de büyük payları vardı. Hakem Halis Özkahya nedense Ankaragücü lehine serbest vuruşları görmezden geldi. Ankaraspor takviyeli ve geniş bir kadrosu olan Ankagücü’nün bu maçta en azından bir beraberliği hakkıydı ama olmadı.
Geçtiğimiz hafta Fenerbahçe yenilgisinden sonra Ziraat Bankası Türkiye Kupasında Bucaspor’a karşı bocalayan, rakibini biraz da şansının yardımıyla eleyen Galatasaray Sivassspor karşısında kolay bir galibiyet aldı;2–0.
Oyunun başlamasıyla birlikte bir televizyon kanalındaki programa katılan Hürriyet Gazetesi spor yazarlarından Ercan Saatçi ile program yöneticisi Metin Özülkü’nün Galatasaray’ı nasıl…. ve …. koyduk gibi program öncesi konuşmaları o kişilere yakışmayacak kadar çirkindi. İnsan elinde olmadan ne tür insanların yazılarını okuyor, programlarını izliyoruz diye düşünmekten kendimizi alamıyoruz. Bu çirkin sözlerin basına yansımasıyla tribünlerde hem o kişilerin yazdığı gazeteye ve hem de konuşmacılara tepkiler yağdı. Hürriyet dışarı tezahüratları sürdükçe sürdü. Bu hava içerisinde başlayan maçın ilk yarısında rakibine göre çok daha üstün olan Galatasaray yine de iyi bir futbol ortaya koyamadı. Geçen yılki gücünden çok şey kaybetmiş olan Sivas yeni teknik direktörleri yönetiminde ikinci yarıda biraz toparlandıysa da rakip kalede ciddi bir tehlike yaratmaktan çok uzaktılar. Kalelerinde gördükleri iki gol de savunma hatalarından geldi. İlk golde Nonda’yı çok kolay kaçıran veya boş bırakan savunma kadar ikinci golde de elinde topu normal süreden fazla tutan kaleci Petkoviç’in büyük hatası vardı. İkinci yarıda oyuna daha fazla ağırlığını koyan Galatasaray da Arda eline geçen fırsatları harcaması farkın atmasının başlıca nedeni oldu. Arda’da form düşüklüğü bu maçta da seziliyordu. Bu yetenekli genç futbolcuya yapılacak en iyi yardım birkaç maç onu dinlendirmek olacaktır.
Haftanın son maçında Fenerbahçe Kayseri’de iki puanı bırakırken çoğu insan Galatasaray’ın ahı mı tuttu diyordu. Oysa ligin en kaliteli kadrosuna sahip olan Fenerbahçe’nin ne yapıp edip Kayseri’den üç puanı alacağı sanılıyordu. İkinci yarıda Kayseri’nin tempolu ve baskılı oyununu görenler Fenerbahçe’nin bir puanla yetinmesine sevinmelidir. Yağışın zemini ağırlaştırdığı bir sahada top kontrolünün çok zor olduğu açıkça görülüyordu. Bu maçın en ilginç yanı ise her iki takamın en iyi oyuncularının yaptıkları hataların sonuca yansımasıydı. Öncelikle Chistian’ın yaklaşık kırk metreden vurduğu topu elinden kaçıran Suleymanou adeta Fenerbahçe’ye golü hediye etti. İkinci yarıda ise R.Carlos beklenmedik şekilde Cangele’yı çekmesiyle Kayseri lehine penaltıya sebep olmuştu. Kayseri ikinci yarıda takıma motife ettiği genç oyuncularıyla Fenerbahçe kalesini adeta abluka altına almış ve son on beş dakika da üç net golü kaçırdı. Gökhan Gönül’ün sürekli ileri çıkmasıyla boş alanı Ali Eren ile bulan Kayseri burasını adeta koridora çevirmişti. Volkan’ın iyi bir gününde oluşu ise takımını kurtarmıştır. Fenerbahçe neden golü bulamadı derseniz bunun tek nedeni de kendine gelen her topu ezen Guiza olmalıdır. Sonunda bu sorumsuzluğa dayanamayan Emre’den de saha içerisinde fırça yedi. Kendisine verilen topları alamayan, bulduğu pozisyonları acemice harcayan, amaçsız gezinen bir santrfordan gol beklemek rastlantıdan ödeye gidemezdi. Daum’un ısrarla Guiza’ya bel bağlamasına kimse anlam veremiyor. Fenerbahçe Emre ve Chistian ile orta alanı iyi kontrol ediyor ve ileriye top çıkarıyorlardı ama orada onları değerlendirecek adamı bir türlü bulamadılar.
Kayseri takım olarak çok iyi oynadı. Özellikle Ali Eren, geçen sezon Fenerbahçe’nin yararlanamadığı Gökhan Emreciksin, Cangele, Furkan ve Hakan takımın en iyileriydi.
Haftanın diğer maçlarında alt sıralardan kurtulma mücadelesi veren Kasımpaşa Eskişehir ile 1–1 berabere kalırken Eskişehir Ümit Karan’ın ayağından bir de penaltı kaçırdı. Ankara deplasmanında Manisa Gençlerbirliği’ni 2-, İstanbul B.Şehir Belediye’de yine deplasmanda Denizli’yi 1–0 yendi. Diyarbakır-Gaziantep maçında yine sorunlar yaşandı. Diyarbakır 1–0 önde götürdüğü maçı son dakikalarda yediği iki golle 2–1 yendi. Diyarbakırspor Başkanı hakem hatalarının ve ırkçı sloganların bu yenilgiye neden olduğunu söyleyerek önümüzdeki hafta yapılacak Galatasaray maçına çıkmayacaklarını konusunda televizyonlara telefonla bağlandı. Ancak hakem hataları bu maçta Diyarbakır’ın yenilgisini hazırladığı da yanlış bir ithamdır. Fenerbahçe maçında Diyarbakır’da çıkan olaylara kimlerin sebep olduğunu başkan açıklamak zorundadır. Kuşkusuz bu arada tribünlerde olay çıkaran taraftarlarına biraz sakinleştirmek onun görevidir. Ortada bir savaş değil bir futbol maçı yapılıyor.
erdemyucel2002@hotmail.com