Ağır kış koşulları bu hafta futbolu büyük ölçüde etkiledi. Maçlar kar yağışı, rüzgar ve soğuk havada oynandı. Ortaya konulan futbol ne oynayanlara ve ne de seyirciye eziyetten başka bir şey vermedi.
Haftanın en önemli olayı ise spora siyasetin karışmış olmasıydı. Beşiktaş-Ankaraspor maçını Fenerbahçeli bir dostum ile birlikte izledim. Fenerbahçe taraftarı olmasından ötürü haklı Beşiktaş’ın puan yitirmesini bekliyordu. Oysa dostum o akşam Beşiktaş’tan yana idi. Tribünde şaşırtıcı bir görünüm sergiliyordu. Nedenini sorduğumda bana ben AKP’ye karşıyım, bak yanımızdaki tribünde kulübün fahri başkanı Melih Gökçek oturuyor. Ankaraspor’un küme düşmesini istiyorum dedi. Birkaç gün öncesi Kasımpaşa’da oturan, koyu Kasımpaşa’lı bir diğer arkadaşım da aynı doğrultuda Kasımpaşa’nın küme düşmesini arzu ediyordu. Her ikisinin de birleştikleri ortak nokta AKP karşıtı olmalarıydı.
Futbol Federasyonu seçimi birkaç gün öncesi yapılmış ve hükümete karşı olan, sekiz yıllık Haluk Ulusoy’un yönetimi düşürülmüş ve yerine Hasan Doğan ve ekibi seçilerek Türk futbolunun yeni patronu olmuşlardı. Kuşkusuz, onların seçimine de siyaset karışmıştı. Haluk Ulusoy, hükümet ile ters düşmüş ve bu durumda ekibinin sonunu hazırlamıştı. Böylece AKP hükümetine yakınlığı tartışmayan Hasan Doğan ekibi iş başına gelmişti. Bu seçimde futbol takımlarımızın yöneticilerinin oylarını hükümete yakınlığı olandan yana kullanmış olmaları düşündürücüydü. Haluk Ulusoy ekibi “Futbolu gerçek sahiplerine bırakıyoruz” diyerek sessizce ayrıldılar ve bir dönemde böylece kapandı.
Turkcell Süper Liğinin 22.haftası Rize’de Fenerbahçe-Ç.Rizespor maçı ile başladı. Her iki takım arasında büyük bir puan farkı vardı. Biri şampiyonluğa oynarken diğeri düşme hattından uzaklaşmaya çabalıyordu. Her iki takım için de üç puan çok önemliydi. Takım olarak Fenerbahçe rakibinden çok üstündü. Ancak futbol bu, hiç de belli olmazdı. Şiddetli kış koşullarından pek az etkilenen sahada Fenerbahçe, oyuna çok rahat başladı, dar alanlarda kısa paslarla rakibini kısa sürede ezdi. Ne var ki, beklenmedik bir anda, Beşiktaş’ın yeterince şans vermediği,daha doğrusu yararlanamadığı, Rize’nin en iyisi Fahri’nin çok güzel ara pasını değerlendiren, geçen yıl Galatasaray’ın bıraktığı, yılların deneyimi Altan bir anda takımını 1-0 öne taşıdı. Fenerbahçe’nin yediği bu golde yine defans hataları vardı. Edu’nun yetersiz kaldığı, Volkan’ın da acemice çıkışı ve yediği çalım Rize’ye golü getirdi. Bu golden sonra Fenerbahçe, telaşlanmadı, nasıl olsa golleri atacağının bilincindeydi. Nitekim de maçın adamı denilen Alex’in kullandığı serbest atışta Deivid’in kafası, ardından sahada yıldızlaşan Kezman’ın iki, Selçuk’un da bir golü ile Fenerbahçe 4-1 öne geçti. İkinci yarıda Fenerbahçe bu sonuca razı olarak Çarşamba günü oynanacak olan Sevile maçını düşünerek oyunu rölantiye aldı. Ancak Gökhan’ın ileriye kaçmasından yararlanan Atlan, Volkan’ın kapattığı köşeden takımını ikinci golünü atıverdi.
Fenerbahçe 4-2’lik sonuç ile şampiyonluk yolunda önemli bir engeli aşarken Rize’de düşme sıralarına yerleşti. Bu maçın en ilginç pozisyonu ise R.Carlos’un 1998 Dünya Kupasında Fransa’ya atiği bir golün benzeri az kaldı Rize’de yaşanacaktı. Carlos’un yaklaşık 40 metreden çektiği serbest vuruş bir anda yön değiştirerek kale direğinde patladı. Gerçekte bu vuruş gol olabilseydi belki de son yılların en güzel golü olacaktı. Olmadı, futbol beceri kadar biraz da şans işidir. Bu maçın çirkin yönü var mıydı diye soracak olsanız, yanıtım evet vardı olacaktır. Maç Fenerbahçe lehine 4-1’e dönüştükten sonra kendini bilmeyen taraftar adı altında bir zavallının sahaya girmesi, ardından Rize’nin yine kendini bilmeyen bazı taraftarları koltukları sökerek Fenerbahçe seyircisine atmaları güzel futbola çirkinlik getirmekten öteye gidemedi.
Beşiktaş-Ankaraspor arasında İnönü Stadında oynanan maç öncesi kar ve buzla kaplı sahada şiddetli rüzgar bugün burada gol çıkmaz izlenimini veriyordu. Oysa böylesine kötü bir alandan tam beş gol çıktı. Beşiktaş’ın ilk yarının sonlarında kornerden gelen topu tutamayan Senecky’nin hatasını affetmeyen Nobre takımını 1-0 öne geçirdi. İkinci yarıda Beşiktaş forması altında ilk golünü atan Holosko’nun vuruşundan sonra bu iş burada bitti denildiği anda Ankaraspor durumu 83 ve 86.dakikalarda Nigris tarafından 2-2’ye taşıdı. Ankara’nın ikinci golünde Rüştü ile Toraman birbirlerine girince top bir anda fileleri buldu.
Rüştü, en iyi günlerinde bile beklenmedik anlarda hatalar yapan bir kalecidir. Ama böylesine kötü zeminde oynana bu futbola da şükretmelidir. Beş dakikalık uzatmanın son saniyesinde İbrahim Toraman sonucu ilan etti.Maçı yan yana izleyen Melih Gökçek’in üzgün görünümünün yanında Demirören’in havalara fırlaması görülmeye değerdi. Bunun yanı sıra Rüştü’nün yediği ikinci golün ardından önce yuhalanması ardından alkışlanması belki de maçın en çirkin görünümüydü. Oysa Rüştü bu gol öncesinde mutlak bir golü önlemişti.Böylesine zor koşullarda, mahalle maçları dışında ayağına top sürmeyen bazı seyircilerin bu tutumuna verilecek bir yanıt vardır; erkeksen sen çık oyna!..
Maç 2-2’ye gelince Yıldırım Demirören’e “Siz ne biçim yönetimsizin? Ne biçim hoca getirdiğiniz” tepkilerine maç bitiminde çileden çıkarak “Gördün mü ne biçim yönetimiz” diye karşılık vermesi bir yana yanındakilere o kişiyi bulun bana diye emirler yağdırıyordu. Beşiktaş taraftarlarının bir kısmı takımı alkışladı, bir kısmı yönetimi protesto etti.Beşiktaş’ın yediği golde yanlış yerde duran İbrahim Toraman’ın son saniyedeki şans golü olmasa neler olurdu bilinmez!...
Beşiktaş 3-2’li galibiyeti ile geçen haftaki Kayseri hezimetinden sonra yeniden yükselişe geçerek dördüncü sıradaki yerini korudu.
Ankara’da oynanan Trabzonspor-Ankaraspor maçında ise futbol adına tam bir rezalet yaşandı. Başkentteki yoğun kar stadı olumsuz olarak etkilemişti. Sürekli kaybolan çizgilerin yanı sıra topun yönlendirilmesi de çok zordu. Sahadaki futbolcular futbol değil tam bir kör dövüşü yaptılar. Bu zor koşullara rağmen Trabzon Umut ve Ayman’ın golleri ile rakibini 2-0 yenmeyi başardı.
Galatasaray-Konyaspor maçı olumsuz hava ve saha koşullarından ötürü Pazar akşamından pazartesiye ertelenmişti. Önümüzdeki perşembe günü Bayer Leverkusen ile önemli bir maçı olan Galatasaray’ın konumunu dikkate almayan yeni Futbol Federasyonu ilk önemli kararında olumlu bir not alamadı.Öncelikle yapılacak olan Avrupa’da Türk takımlarının ön plana geçebilmesi için Konya maçının ilerideki bir tarihe ertelenmesiydi. Ancak bu yapılmadı zor şartlarda da olsa Galatasaray-Konyaspor maçı kötü saha ve hava şartlarında oynandı.
Galatasaray rakibini 1-0 yenerek liderliğini sürdürdü ise de Uğur Uçak gibi önemli bir oyuncusu sakatlandı ve Bayern Leverkusen maçında forma giyemeyecek duruma düştü. Bu maç bir kez daha gösterdi ki, Feldkamp takımın ana şablonunu kurmuş ve oyuncularını yerli yerine oturtmuş. Bir sakatlık anında da yerine koyacağı oyuncusunu da belirlemiş. Nitekim maçın 18.dakikasında Uğur sakatlanınca onun yerine Barış’ koyarak, Serkan’ı da sahaya sürmesi bunu gösteriyordu.
Oyunun ilk yirmi dakikasında her iki takımda sahada ayakta durabilme mücadelesi yaptılar. Yerini bulmayan paslar, top kayıpları da bunu gösteriyordu. Bu dakikaya kadar her iki takımda, orta alan mücadelesi yaptıklarından birbirlerine karşı bir üstünlük kuramadıkları gibi tehlikeli ataklarda yapamadılar. İlk yarının iki önemli pozisyonu vardı; bunlardan birinde Ümit Karan’ın pası ile bir anda Hakan Şükür kaleci Oguzhan ile karşı karşıya kaldıysa da kalecinin yerinde çıkışı gol imkanını vermedi. Bunun ardından da bir korner vuruşunda Hakan Şükür’ün direkten dönen kafasını Servet tamamladıysa da yine Oğuzhan ani bir refleksle golü önledi. İlkyarının sonlarına doğru Ümit Karan’ın bu kez kendi kalesi önünde ters kafası az kaldı gol oluyordu. İkinci yarıya Galatasaray oyuna ağırlığını koydu ve beraberliğe razı Konya sahasına yerleşti. Peş peşe gelişen Galatasaray akınlarından birisinde Barış’ın sağ kanattan ortasına Konya savunması biraz da sahanın azizliğinden önleyemedi ve Ümit Karan’da önüne düşen topu güzel bir vuruşla takımını 1-0 galip getiren golü atıverdi. Bu gol sonrasında her iki takım içinde dikkati çeken bir pozisyon olmadı ve Galatasaray Konya’dan lider olarak dönmeyi başardı.
Haftanın diğer maçlarında, Fenerbahçe yenilgisinden sonra Sivasspor, ben daha iddiamı yitirmedim dercesine Gençlerbirliği Oftaş’ı deplasmanda, maçın başında Mehmet Yıldız’ın golü ile 1-0 yendi. Bursaspor İstanbul Büyükşehir Beledisi ile zor koşullar altında oynana maçta 2-2 berabere kaldılar. Zirve yarışını izleyen Kayserispor aranın açılmasını istemiyordu. Bu nedenle de kendi sahasında kar altında ve çok bozuk zeminde oynanan maçta Gaziantep’i 3-1 yendi. Düşme hattına yaklaşan ve tehlike çanları çalan Gençlerbirliği deplasmanda Manisaspor’u 2-1 yenerek altın değerinde üç puanı olarak biraz rahatladı. Uzun süredir puana hasret olan Kasımpaşa Olimpiyat Stadında oynanan maçta kendisi gibi tehlikeli bölgede olan Denizlispor’u kaleci Süleymanau’dan seken topu tamamlayan Özgür’ün golü ile 1-0 yenerken, sanki çıkmadık candan umut kesilmez diyordu.
erdemyucel2002@hotmail.com