Turkcell Süper Liginin 23.haftasında lider Sivas ve onu izleyen Trabzon’un puan kayıpları; Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray’ın kazanması üst sıraları daha da ilginç durumagetirdi. Çok değil; daha birkaç hafta öncesi Anadolu fırtınası esiyor, İstanbul’un hegemonyası sona eriyor denilirken birden durum değişti. Sivas ve Trabzon’un inişe , İstanbul takımlarının da yükselişe geçmesiyle Anadolu fırtınasının dinip dinmediği tartışılıyor. Bu yıl gerçekten ilginç bir lig yaşanıyor; ne şampiyon ve ne de düşecek takımlar belli...
Kısacası ligde can pazarı yaşanıyor...
Haftanın ilk maçında Galatasaray, Ali Sami Yen Stadında Bursaspor’u ağırlarken, özellikle ikinci yarısı zorlu geçen maçta golcü kaleci İvankov’un inanılmaz iki hatası ile üç puana ulaştı. Bülent Korkmaz’ın futbolculuğundaki ağresif ve sert futbolu daha ikinci maçında Galatasaray’a da yansımış görünüyor.
Hamburg maçı öncesinde Galatasaray zor görünen maçı kolay kazandı. Bununla beraber ikinci yarıda Bursa’nın rakibine göre çok daha üstün oynadığı, bir de penaltısının verilmediği gözden kaçmamalıdır. Baros’un kafa golünde top yerde yuvarlana yuvarlana kaleye giderken İvankov’un acemi bir kaleci gibi durup bakması, ardından gelen ikinci golde bomboş pozisyonda vuracağı topu Aydın’a nişanlaması gibi iki pozisyon kolay kolay bir daha görülmez. Belki benzerini amatör maçlarda görürüz diye düşünenler olsa bile, oda çok zor!...
Arda’nın olmayışı takımın oyununu etkilemişti. İyi bir gününde Arda adeta bir takımı ateşleyen, sırtlayan bir oyuncu olduğunu bir kez daha gösterdi. Bununla beraber tek adama dayalı bir takımın ise önü hiç de açık olmaz.Onun dışında Lincoln bekleneni vermekten çok uzaktı.
Bursaspor hatalı kalesinde gördüğü iki golden sonra çökeceği yerde daha da kontrollü oynadılar. Galatasaray kalesinde sürekli pozisyon aradılar. İlk yarıda onlar da Galatasaray gibi kötüydü , ancak ikinci yarıda silkinmesini bildiler.
Beşiktaş, ligin son sırasına adeta demir atmış Hacettepe karşısında çok zor ve biraz da kaleci Recep’in armağanı olarak maçı 3-2 kazandı, zirvede artık bende varım dedi. İlk yarıda Ernst’in direkte patlayan füzesinden sonra Delgado ve Nobre’nin golleriyle bir anda 2-0’aulaşmıştı. Bundan sonra Beşiktaş’ın düşmesi hemen hemen kesinleşen Hacettepe karşısında farka gideceği sanılırken bir anda rakip sihirli bir değnek değmişçesine canlandı. Hacettepe’nin Murat’ın soldan geliştirdiği akında Tambwe’nin golünden sonra akın üzerine akın tazeledilerse de karşılarında muhteşem bir kaleci Hakan buldular. Beşiktaş kalesinde Hakan sözcüğün tam anlamıyla devleşmişti. Ne var ki, bu kez ortaya kaleci Recep çıktı, bir gün öncesi İvankov gibi topu Bobo’ya teslim edince, onun şans golüyle Beşiktaş 3-1 öne geçti. Buna rağmen Hacettepe oyuna asıldı ve Tambwe’nin ustaca vuruşu ile durumu 3-2’ye getirdi. Kısacası Beşiktaş bu oyunu ile Hacettepe karşısında çok ucuz kurtuldu. Bununla beraber Beşiktaş’ın emin adımlarla şampiyonluğa gittiğini söyleyebiliriz. Her şey Sivas’ın önümüzde yapacağı maçlar ile derbilerde çözümlenecek...
Şampiyonluk yolunda Sivas ile bir ara baş başa kalan Trabzon’da yavaş yavaş çözülüyor. Denizli’den sonra kendi sahasında Konyaspor karşısında 1-0 yenilerek iddiasından büyük ölçüde uzaklaştı. Oyunun başından itibaren rakibe şuursuzca yüklenen ve akıl almaz goller kaçıran Trabzon maçın sonlarına doğru karambolde Krathocvil’in rastlandı golüyle 1-0 yenildi. Bu maçta Konya’yı galibiyete getiren ise kaleci Oğuzhan idi. Akıl almaz goller çıkaran Oğuzhan bu galibiyette en büyük payı olmuştur. Maçı izleyen Fatih Terim önümüzdeki İspanya maçında, Türkiye’nin büyük kaleci sıkıntısı çektiği dönemde bakalım Oğuzhan ile BJK’li Hakan’ı düşünecek mi?
Trabzon’un bu yenilgisinde Ersun Yenal’ın yanlışları vardı. Oyun golsüz devam ederken Giray gibi savunma oyuncularının yerine hücum elemanlarını almasının sonucu bir anda kalesinde golü gördü!..Bu arada Hakem Aytekin Durmaz tribünlerin de etkisinde kalarak düdüğünü hep Trabzon lehinde çaldı. Konya’nın çok açık bir penaltısını vermekten de çekindi. Konya’nın galibiyete bazılarının söylediği gibi hiçte sürpriz değildir. Hakemi de yanına alan Trabzon ellerine geçen fırsatlardan yararlanamazsa yenilgide kaçınılmaz olur...
Fenerbahçe’ye karşı aldığı peş peşe iki yenilgiden sonra Sivas, zirvedeki yerini korurken çalan tehlike zillerini de hissetmeye başladı. Kendi stadında ve oldukça sert esen bir havada Ankaraspor karısında beraberliği çok zor kurtardı. Maçın başında Mohammed Ali’nin serbest vuruşu ile 1-0 öne geçmesine rağmen 72.dakikada da oyuna yeni giren Umut beraberliği sağladıktan sonra uzatma dakikalarında Petkoviç’in kurtarışı ile yenilmekten son anda kurtuldu. Zirvedeki yoluna devam ediyor ama önümüzdeki haftalarda işi gerçekten çok zor...
Sivas şampiyonluk havasına çok erken girmiş olacak ki, başta Bülent Uygur olmak üzere takım hırçınlaşmıştı. Hakem Deniz Çoban’a kızan, kulübenin yan panolarını tekmeleyerek kıran ve maçın bitiminde de hakemin üzerine yürüyen, adeta ona kafa atmak isteyen Uygur’un davranışı son derece çirkindi. Kısacası bu davranış ne Sivas’a ne de Bülent Uygun’a hiç yakışmadı. Bu tür davranışların devamı Sivas’ın yarattığı sempatiyi silip atar.
Haftanın kapanış maçını Fenerbahçe Kayserispor ile Kayseri Kadir Has Stadında oynadı.Aynı zamanda Türkiye’nin kazandığı bu yeni ve modern stadı diğer Anadolu şehirlerinin de izlemesi sevinç kaynağı olacaktır. Maç öncesi verilen beyanatlarda her şeyi ile mükemmel olan stadın zeminin oturmadığı ve bu durumun sakatlıklara neden olabileceği iddia edilmişti. Gerçekten zemin çimi örtü sistemi ile yerleştirilmiş oluşu tam randıman sağlayacak durumda değildi. Bununla beraber korkulan olmadı, ancak bazı futbolcuların çirkin davranışları güzelliklere gölge düşürdü.
Kadir Has Stadının 35.000 kişilik olduğu söyleniyor ve Kayseri ve çevre illerden gelenler de tribünleri doldurmuştu. Beklenen de her iki tarafın güzel bir futbol ortaya koymasıydı. Nitekim de öyle oldu; Fenerbahçe son haftalarda aldığı galibiyetlerin hiç de rastlantı olmadığı özellikle maçın ilk yarısında gösterdi. Fenerbahçe, Sivas ve Trabzon’un puan kaybetmesinden sonra iddialı duruma gelebilmesi için bu engeli aşması gerekiyordu. Nitekim bunun bilincinde olan Fenerbahçe deplasmanda olmasına rağmen istekli, koşan ve canlı bir futbol ortaya koydu ve ilk on kişi kalıncaya kadar da rakibini adeta yarı sahasına hapsetti. Bu arada Semih’in fırsatçı, Alex’in mükemmel vuruşu ile 2-0 öne geçti.Fenerbahçe’de kötü oyuncu var mıydı sorulacak olsa verilecek yanıt, hayır yoktu olur.
İkinci yarıda Volkan’ın kırmızı kart görmesi ve takımın on kişi kalması Fenerbahçe’nin oyun düzenini bozdu. Buna karşılık Kayseri canla başla rakip kaleye yüklendiyse de Lugano, Gökhan ve R.Carlos adeta kalelerine duvar ördüler. Geçirdiği sakatlıktan sonra form düşüklüğün olan Gökhan Gönül kendisini toparlamış göründü. Özellikle on kişi kalan takımında yine sağ kanattan yaptığı ataklarla takımının gol yollarını aralamaya çalıştı. Semih ise bu maçta bir kez daha ilk on bir oyuncusu olduğunu gösterdi. Alex ile olan uyumunun olumlu boyutları bir kez daha gözler önüne serildi. Sonradan oyuna giren Guiza ise yine yalnız kaldı boşu boşuna koşmaktan öteye gidemedi.
Hakem Bünyamin Gezer’in bazı takdir hataları dikkate alınmazsa Volkan’a kırmızı kart gösterinceye kadar maçı iyi yönetti. Ancak bir karambolde Mehmet Topuz’un Volkan’ın göğsüne gelen ayağı kaleciyi acı içerisinde yerlerde kıvrandırdı. Forması yırtıldı, göğsü kıpkırmızı kesildi ve acı içerisinde yerde yatarken rakibini ayağı ile tekme karışık itti. Bünyamin Gezer de bu hareketi kırmızı kartla cezalandırdı. Aslında Volkan’a gösterdiği kartı Mehmet topuz’a göstermeliydi. Bu yanlış hareketi de maçın çığırından çıkmasına neden oldu. Bundan sonra futbolcular zaman zaman birbirlerine girerek çirkin davranışlarda bulundular. Kendisine arenada gladyatör olarak gören Emre’nin Saidoya senini boğazını keseceğim işareti, R.Carlos’un hakeme yaptığı deli işareti Tolunay Kafkas ile adeta kavga etmesi Kadir Has Stadının güzelliklerine gölge düşürdü.
Oyunun böylece çığırından çıkmasında hakemin büyük payı vardı. Saha kenarında zaman zaman tepkileri olan Tolunay Kafkas’a ses çıkarmaması, futbolcuların birbirine girmesinde pasif kaldı...
Haftanın diğer maçlarında Antalyaspor rakip sahada 1-0 galip götürdüğü maçta son dakikada ofsayttan yediği golle 1-1 berabere bitirerek kendileri için çok hayati iki puanı yitirdi. Ligin son haftalarda aldığı puanlarla yükselişe geçerek düşme hattında uzaklaşmaya çalışan Denizli, İstanbul’da seyircisi olmayan bir maçta İstanbul Büyükşehir Belediye’yi 2-0 yenmeyi başardı.Büyük takımlara karşı başarılı olan İstanbul Belediye’nin her geçen hafta biraz daha düşme hattına yaklaştığı açıkça görülüyor. Abdullah Avcı gibi bilgili bir hocaya rağmen Belediye’nin bu duruma düşmesinin nedenleri arasında seyircisiz bir takım olması da açıkça görülüyor. Bu da gösteriyor ki,bir takımın başarılı olabilmesinde yalnızca para ve destek yetmiyor...
Ankara derbisinde son haftalarda yükselişe geçen Gençlerbirliği Ankaragücünü çok rahat bir oyundan sonra 2-0’lık skorla geçmeyi başardı. Düşme hattındaki Kocaeli ise evinde Eskişehir’i 1-0 yenerek önümüzdeki haftalara kurtulma umuduyla bakmayı başladı.
Önümüzdeki hafta yapılacak olan Beşiktaş-Gençlerbirliği; Trabzon-Galatasaray ve Ankaragücü-Sivas maçları zirveyi etkileyecektir.
erdemyucel2002@hotmail.com